RÖPORTAJ: Abdulbasir Şeker

Gazetemiz “Nur Postacısı” köşesi yazarı Hasan Muharrem Okur cezaevlerindeki neşriyat hizmetlerini anlattı.

Neşriyat hizmetleri sizin için neyi ifade ediyor?

Neşriyat hizmetleri bizim için çok şey ifade ediyor. Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri’nin hayatına baktığımız zaman fikirlerini yaymada birinci vasıtanın hep neşretmek olduğunu gördük. 1907 yılından itibaren neşriyat ile hizmet tarzını benimsemiştir. 1908’de başlayan 2. Meşrûtiyet fikrini de o günkü şartlarda 8-9 gazetede yazdığı yazılarla görüyoruz ki, neşriyat hizmetleri ön planda.

Münâzarât kitabı ile Meşrûtiyet’in güzelliklerini anlatmıştır. Hutbe-i Şamiye, Divan-ı Harbi Örfi, İşaratü’l-İcaz, Mesnevî-i Nuriye’nin bazı bölümleri, 1. Meclis’te dağıttığı beyanname ile yine Üstadın hayatında neşriyat olduğunu görüyoruz. 1923 yıllarından sonra her türlü baskı, hapis, sürgün ve zehirlenmesine rağmen hayat safhasında neşriyata hep çok önem vermiştir. Çok önemli mücadele tarzı da “Ahirzamanda gelecek İslâma en büyük zararı verecek, aldatarak iş görecek” dediği dehşetli şahıslarla mücadele neşriyat hizmetiyle neşriyat vasıtasıyla mücadele yolunu seçmiştir. 1957’den sonra Üstadın ve Nur Talebelerinin hayatına bakınca yine bugüne kadar neşriyat hizmetleri ile fikirlerini yaymıştır. Yukarıdaki hayatların yaşandığı bize kazandırdığı en ehemmiyetli tarzın neşriyat hizmeti olduğunu görüyoruz. Dün, bugün ve yarın aynı hakikatlerde neşriyat hizmetleri birinci planda olmaya devam edecek, teknolojinin getirdiği gelişmelere tabiîki uyarak.. İşte neşriyat hizmetlerinden anladığımız budur.

Sizi daha ziyade Medrese-i Yusufiye çalışmaları ile görüyoruz, bunun dışında yaptığınız neşriyat hizmetleri var mı?

Son 15-16 yıldır o şekilde görünüyor. Biz memur veya bir kısım esnaf gibi çalışma saatlerimizi 8-9 saatle sınırlandırmıyoruz. 40 yıla yakın neşriyat hizmeti geçmişimiz var. Çarşıya çıktığımız zaman çayını içebileceğimiz çok güzel bir çevremiz var. Medrese-i Yusufiye ekibimizle birlikte, arzu ettiğimiz gibi olmasa da bu hizmetlerimizi devam ettireceğiz, inşaallah.

Yıllardır Yeni Asya’da dâvet başlığı ile ilânlar veriyorsunuz. Bu ilânlardaki hedefiniz ve beklentileriniz nelerdir? 

Yılda üç defa “Dâvet” başlığı altında iki kitap, bir de takvim kampanyası yapıyoruz. Yılı takip edecek olursak; Şubat ayında Dergi Kampanyası, Ramazan ayında Kitap Paketleri Kampanyası, Kasım ve Aralık aylarında da Takvim Kampanyası yapıyoruz. Bu üç kampanyadaki beklentimiz Medrese-i Yusufiyelere göndereceğimiz yayınlarımız için sponsor desteği temini ve şahs-ı maneviyi bu hizmete ortak etme gayemizdir. Çünkü insanlar belirli süre tesbit ederek istenilen desteklere daha çok önem veriyor ve arzu ettiğimiz neticeler daha da kolaylaşıyor.

CEZAEVLERİNE KİTAP GÖNDERMEDE İŞLEYİŞ NASIL?

Ramazan kampanyasını değerlendirebilir misiniz?

Çok şükür Ramazan Kitap Kampanyası’ndan beklentimize uygun desteği temin ettik. Ancak yayın talepleri artıyor. Ayrıca mağdur yakını kimselere de yayın temin ediyoruz. Bu sahada da Risale-i Nurlar’a ihtiyaç var.

Medrese-i Yusufiye hizmetlerindeki işleyiş nasıl ilerliyor?

Cezaevlerinden gelen mektuplardaki istekler doğrultusunda bir tanzim yapıyoruz; kitap tanzimi ve Risale-i Nur hakkında muhtelif soru-cevap tanzimi olarak mektupları tasnif ediyoruz. Sonrasında istenen kitaplar güzel bir ambalaj ile paket haline getirilip kargoya teslim ediliyor. Ardından istek sahiplerine mektup yazılarak eserlerin ulaşıp ulaşmadığı noktasından bize bilgi verişini sağlıyoruz. Kargo ile gönderdiğimiz paketlerin fatura bilgilerini ayrıca 5-6 ay müddetince muhafaza ediyoruz ki, paketlerin hangi aşamada nerede ve kime teslim edildiğinin takip edildiğini bilelim.

İkinci tanzim soru-cevap şeklindeki safhada; Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kâzım Güleçyüz’ün “Cemaat ve İktidar” kitabını ve Risale-i Nur’un muhtelif bölümlerindeki hakikatleri de ifade edecek ya da o konunun uzmanı noktasında destek alarak cevaplanmaya çalışılıyor.

Ayrıca gelen mektuplardaki neşriyatımız ile alâkalı meseleleri bir kardeşimiz bilgisayar ortamına aktarılması görevini ifa ediyor. Başka bir kardeşimiz de bütün mektupların dijital ortama aktarılmasını sağlıyor. Diğer bir kardeşimiz de sosyal medyada kullanılacak şevke medar mektupların paylaşımı ile ilgileniyor.

MAHKÛM AİLELERİNE DE KİTAP GÖNDERİYORUZ

Medrese-i Yusufiyelerden gelen mektuplardan kitap isteği dışında başka istekler oluyor mu?

Oluyor, bazen sorular soruluyor. Az da olsa maddî destek isteyenler de oluyor. Kendileri dışında yakın çevreleri ve aile fertlerine de Risale-i Nur Neşriyat hizmetlerinin gönderilmesini istiyorlar. Tahliye olanların bazıları dışarda da neşriyatımızı temin edebilecekleri yerleri soruyorlar. 

Bunları yaparken ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?

En büyük zorluklarımızdan biri cezaevlerine kitap göndermenin bir prosedürü olmaması. Bu noktadan kaynaklanan sıkıntılarımızı şu şekilde maddeleştirebiliriz:

- Okumak isteyen herkes kitap isteyebilir diyen cezaevleri 

- Beş kitap kabul ediyoruz, bitirdikten sonra beş kitap daha kabul edebiliriz diyen cezaevleri 

- İki kitap kabul ediyoruz, bitirdikten sonra iki kitap daha kabul edebiliriz diyen cezaevleri 

- Yılbaşlarında, bayramlarda ve önemli günlerinde kitap kabul ederiz diyen cezaevleri 

- Hiç yayın kabul etmiyoruz diyen cezaevleri 

- Sadece dergileri kabul ederiz diyen cezaevleri 

- Sadece ders kabul ediyoruz diyen cezaevleri.

Ve Yeni Asya yayınlarını kabul etmiyoruz diyen cezaevleri, ziyaretçisinden alabiliriz, kantinden parası ile alabilirler de mümkün olduğu gibi parası ile satın almak şartını ön görenler cezaevleri de mevcut. Son iki yılda Medrese-i Yusufiye neşriyat hizmetlerimizden dolayı birkaç defa ifademiz alındı, daha sonra savcılık tarafından takipsizlik kararı verildi.

GAZETE KONUSU 

Gazete talebi söz konusu oluyor mu?

Birkaç ay evveline kadar cezaevlerinin uygulamalarından dolayı yasak vardı, şu anda kısmî bir rahatlama var. Ancak istikrarlı bir uygulama olmadığı için ileriye dönük sıkıntılar olabilir kanaatindeyiz. Çünkü yaşaya yaşaya geldik. Bir cezaevinden gazete yayınları kabul ediyorlar haberini alıyoruz. Bir bakıyorsunuz tekrar yasak geliyor. Mahkeme kanalı (aşağıdan yukarıya 3 mahkemeyi aşarak) serbestlik temin eden cesur mahkûmlar. Bir süre mahkeme kararı uygulanıyor, ama...

Medrese-i Yusufiye hizmetlerinde sosyal medyayı nasıl kullanıyorsunuz?

WhatsApp yoluyla hizmetlerimizle alâkalı şevke medar paylaşımlarla beraber maddî ve manevî paylaşımlarımız oluyor. Bunun yanında www.medreseiyusufiye.com sitemiz de faaliyette. Medrese-i Yusufiye ekibimizle birlikte neler yapılabilir noktasında on beş günde bir toplantılarımızla sosyal medyayı nasıl kullanabiliriz diye vazife taksimi yaptık.

İleriye dönük neler düşünüyorsunuz?

Bu hizmetlerimizin bütün vilayetlerimizde yapılması noktasında neler yapılabilir ve bu sistemin oturması noktasında çalışmalar yaparak daha geniş bir kitleye ulaştırmaya yönelik var olan gayretlerimizi arttıracağız.