Yıllardır Medrese-i Yusufiye hizmetlerini ekip halinde yürüttüğünüzü biliyoruz. Medrese-i Yusufiye hizmetlerinden bahseder misiniz?

Risale-i Nurlar’ı tanıyıp okuduktan sonra, her insan gibi, biz de Neşriyat hizmetleri ile meşgul olmaya başladık. Yetmişli yılların başlarında tanıştığımız iman hakikatleri ve Yeni Asya Nur cemaati şahs-ı manevisinin ve dostlarının duâları ile 1972-1975 yılları arasında Isparta’da Endüst- ri Meslek Lisesi’nde okudum. İki yılımı Nur dersanelerimizden birinde değerlendirdim. Üniversiteli olmak, oralarda iman, Kur’ân hizmetleri yapmak niyeti ile İstanbul’da üniversite hazırlama kurslarına devam ettim. İstanbul’dan 1977 yılında, İzmir’e Ege Üniversitesi’ne okumak için geldim. Türkiye’de 1977-1980 Eylül’ü arasında okulumuzda önce Maocu daha sonra da Leninci komünist gruplar hakim olduğu için, fiilî olarak hizmet zemini bulamadık. Biz de Yeni Asya ve Yayınları ile kendimizi yetiştirmeye çalıştık. 

Yanlış hatırlamıyorsam 1980 ilkbahar aylarından itibaren yerini bulan Medrese-i Nuriye’lerde masalar üzerine kitap teşhiri ile adım adım neşriyat hizmetlerine başlangıç yaptık. Üniversiteyi bitirip 1982 Temmuz’da askerden terhis oldum. Üniversitede öğretim üyesi olmak niyetimi gerçekleştirmek için İngilizce kursuna başladım. Aynı anda İzmirli ağabeylerimin teklifi ile İzmir’in Kemeraltı semtindeki irtibat ve satış bürosu olan Bilen İş hanında çalışmaya başladım. Burada bulunan işleri yapmaya devam ederken kitap satışına başladım. Burada Hasan Şen Ağabey ve diğer İzmirli ağabeylerimin üzerimdeki emeklerini hatırlatmadan geçmenin vefasızlık olduğunu belirteyim. Dükkân dükkân dolaşıp pazarlamada beklemediğim şekilde bir satışın gerçekleşmesi hizmet heyecanımın ateşlenmesine sebep oldu. Daha sonra neşriyat hizmetlerimizin her çeşidinde kabiliyetlerim gelişti. Boş dükkân tutup indirimli kitap kampanyaları yaptık. İzmir Fuarı’nda görev yaptık. Gazete abone, dağıtım ve tahsilat hizmetlerini yaptık. Dergilerimize aboneler bulup dağıttık. Gazetemize reklâmlar alarak maddî destek sağladık. 

1987 yılından itibaren iç dairemizle beraber yaşadığımız olayları bu gün de çok üzülerek hatırlıyorum. Bir diğer üzüldüğüm konu yaşadığımız olaylardan yeteri kadar ders çıkaramayıp benzerlerinin yaşanmasına kadere fetva verdirmemizdir. 1992’den itibaren kısmî bir duraklama dönemi ve sıhhî durumumdaki bozulma seyri üzerine 2004 yılına kadar ileri geri neşriyat hizmetlerine devam ettik. Bu yıl ailecek verdiğimiz kararla “Risale-i Nurlar’a daha çok nerelerde ihtiyaç var?” araştırması yaptık. Sonuç olarak cezaevlerinde en çok ihtiyaç olduğunun tesbitini yaptık. Cezaevleri tesbitinden itibaren yapılan çalışmaların başlamasından itibaren binlerce Külliyat, kitap, dergi ve gazetelerin ulaştırılması gerçekleşti. 2013 yılından itibaren Yeni Asya’da Medrese-i Yusufiye köşesi ile birlikte yazı hayatımızın başlaması ve hizmetlerimizin daha fazla gelişmesi devam etti. 

l Öncelikle cezaevlerinden gelen mektuplar okunarak talep edilenler not alınıyor. Sonrasında daha önce aynı şahısa kitap gitmiş mi gitmemiş mi diye kayıtlara bakılarak talepler değerlendirilip ona göre gönderim yapılıyor.

l Ve Külliyat gönderdiğimiz mahkûmlardan kitapların kendilerine ulaşıp ulaşmadığına dair cevabî bir mektup yazmalarını rica ediyoruz.

l Risale-i Nur kaynaklı sorusu olanlara cevabî mektuplar yazarak sorularını cevaplıyoruz.

l Farklı kitap talebinde bulunanlara kendi neşriyatımızın talep edilen konuları ihtiva eden kitapları gönderiyoruz.

Bu konuda bize destek veren dar ve geniş dairedeki MEDRESE-İ YUSUFİYE EKİBİMİZE binler teşekkür ederim. (Ekibimize, hizmetlerimize duâları ile dahil olanlar ve maddî manevî destek olanlar dahildir.)

Medrese-i Yusufiye hizmetleri açısından 2021 yılı hedefleriniz nelerdir?

Bu hizmete başladığımız ilk yılllardan itibaren bizim Neşriyat hizmet grafiğimiz yükselerek devam etti, ediyor. Cezaevlerine ve yakınlarına ulaştırdığımız Külliyat ve diğer yayın sayılarımız arttı. Dar dairedeki ekibimizle iyi bir iş bölümü ile hizmet kalitemiz arttı. Ekibimize yeni takviyeler yaptık. 

Ayrıca;

l Ekibimize yeni dahil olan bir arkadaşımızın mesaisinin bir kısmını Suriye’den gelen kardeşlerimize Arapça Uhuvvet Risalesi ulaştırma vazifesi verdik.

l Ekip olarak küçük videolar yayınlıyoruz. Çok ilgi görüyor. İnşaallah en az ayda bir adet yayınlamaya devam edeceğiz.

l İnşaallah 2021 yılı içinde ekip olarak YouTube yayınlarına başlayacağız.

l Var olan kitaplardan farklı, Risale-i Nur’un “Güzel gören, güzel düşünür.” vecizesinin manasını kitabımıza her yönü ile yansıtacağız. 

l Metro ve insan topluluklarının bulunduğu yerlerde “Hastalar Risalesi” vb. kitapları dağıtmayı planlıyoruz. Deprem olayını yaşarken küçük bir uygulamasını yaptık.

l Ekibimizle daha ziyade Üniversite mezunları olarak hizmet ediyoruz. İnşaallah becerikli bir lise öğrencisi kardeşimizi Ekibimize dahil etme kararı aldık.

l Medrese-i Yusufiye hanımlar kolunu geliştirme kararı aldık.

l Daha önce birlikte yaptığımız güzel hizmetlere inşaallah örneklerini sunmaya devam edeceğiz. Hep birlikte duâlarınızla bizler ekip ruhu ile bu hizmetleri başarabiliriz. 

Sizlerle “Uhuvvet ve tesanüd” içinde olacağız. 21. Lem’a’da Üstadımızın arzu ettiği birleri 1, 11, 111… olarak hizmetlerimizi sunacağız. Duâlarınız en büyük gücümüz olacaktır.

Medrese hizmetlerini yürütürken karşılaştığınız zorluklar var mı?

Karşılaştığımız en büyük zorluk maalesef keyfi uygulamalar. Bir kısım cezaevleri ile idareleriyle maalesef zaman zaman köşe kapmaca oynuyoruz. Daha önce avukatımızın almış olduğu Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün Yeni Asya Yayınları ve kitaplarının cezaevlerine girmesinin serbest olduğu ile ilgili kararını bir kısım idareler tanımıyor. Tabi bu uygulama genel değil. Ayrıca değişik cezaevlerinde kitap sayılarıyla ilgili ve korona vesilesiyle kitap kabulü ile ilgili sıkıntılar çekiyoruz. Bu konuların şikâyetlerine Cimer kanalıyla devam ediyoruz.

Son dönemlerdeki sosyal, ekonomik vb. kısacası içtimaî çalkantılar ve pandemi süreci hizmetlerinizi nasıl etkiledi?

Cezaevlerinin geçici olarak aldığı tedbirlerle ilk anda kitap giriş çıkışında aksamalar yaşadık. Şu anda normal göndermelerimize devam ediyoruz. Ayrıca Pandemi sürecinde bizim sponsorlarımız Allah razı olsun bizi desteklemeye devam ettiler. Kitap sevkiyat konusunda, kitap temini konusunda çok fazla sıkıntı çekmedik. 

Yıl içindeki yaptığınız kampanyalar hakkında bilgi verir misiniz? 

Uzun yıllardır biz yıl içinde üç kampanya yapıyoruz. İlk kampanyamız şimdi başlatmış olduğumuz dergi kampanyası, ikinci kampanyamız Ramazan ayında yapmış olduğumuz Külliyat kampanyası, üçüncü kampanyamız da Ekim Kasım aylarında yapmış olduğumuz takvim kampanyası. Gazetemizde ve Whatsapp gruplarımızda gördüğünüz ilânlarımızla bu kampanyamızı sizlere duyurmaya çalışıyoruz.  Burada anti parantez Üstadın hayatının anlatıldığı “Beşleme” fevkalâde olarak bu kanalla çok güzel hizmetlere vesile oldu. Beşleme kitabımıza şu zamanlarda çok talep var, inşallah onun için ayrıca bir kampanya yapmayı düşünüyoruz.

Son olarak gazetemiz okuyucularına ve gençlere iletmek istediğiniz bir husus var mı?

Hasan Muharrem OKUR: İlk olarak şunu belirtmek isterim ki Medrese-i Yusufiye hizmetlerini sadece bir kişi yapmıyor. Benim görevim, tabirle uçaktaki pilot, otobüslerdeki şoförlük. Biz karşılıklı olarak sizlerle yardımlaşarak bu hizmetleri yapıyoruz. Yolcusuz otobüsün bir işe yaramadığı gibi bizim ki böyle bir görev paylaşımı. Hamdolsun dar ve geniş dairede bu hizmetlere sahip çıkan belki binler var. Biz çekirdek kadro ile bu hizmetleri sizinle beraber iş bölümü esasına dayalı şekilde yapıyoruz. Sizlerle birlikte açılması güç olan hizmet kapılarını açıyoruz, nimeti güzel göstermek için diyoruz ki çok güzel hizmetlere vesile oluyoruz.

 Belirtmek isteriz ki bizim 40 yıla yakın Neşriyat Hizmetleri geçmişimiz var. Bünyemizde bulunan Türkiye Neşriyat Sekreterliği dahil, Neşriyat hizmetlerimizin her çeşidinde bulunduk. Bir araya geldiğimiz kimseler bizim sadece Medrese-i Yususufiye hizmetleri ile meşgul olduğumuz kanaatine sahip oluyorlar. Yukarıda yaptığımız Neşriyat hizmetlerini uzunca anlattığımız için tekrara gerek duymuyoruz. Ancak Türkiye yaklaşık 85 milyon nüfusa sahip. Cezaevlerindeki ve yakınları insanların sayısını etrafındakilerle birlikte 10 milyon kabul etsek bile daha bizden hizmet bekleyen 75 milyon kardeşlerimiz var. Ayrıca Üstad Bediüzzaman’ın çizdiği hedefe göre 7 milyar insan bizden hizmet bekliyor. Bu sebepten, bizim hizmetimizi sadece Medrese-i Yusufiyeler değil, Ülkemiz, İslâm Âlemi, bütün Dünya beklemektedir. Bu sorumluluğu bize Üstad Bediüzzaman Said Nursî eserlerinin çok yerlerinde yüklemiştir. Maddî ve manevî meselelerimizin çözümü Kur’ân Eczanesinin fihristesi olan Risale-i Nurlar’da var. Bugün bu ilâçları muhtaçlara ulaştırmak çok kolaylaşmıştır. 

Gayret bizden, yardım Cenab-ı Hak’tandır.