29 Haziran 2011, Çarşamba
“İnsan, yediklerine bir baksın. Biz suyu bol bol indirdik. Toprağı yardıkça yardık. Ondan daneler, üzümler, sebzeler, zeytinlikler, hurmalıklar, bol ağaçlı bahçeler, çeşit çeşit meyveler ve otlar bitirdik. Size ve hayvanatınıza rızık olsun diye.” (Abese Sûresi: 24–32)
Uçsuz bucaksız kâinatı sonsuz kudretiyle yaratıp, en küçük bir karışıklığa meydan vermeden sevk ve idare eden Cenâb-ı Hak, nihayeti olmayan azamet ve kesret içinde Zâtını unutturmamak için, insanın etrafında olan varlıklara ve her an içli dışlı olduğu yediği nimetlere nazar-ı dikkati celp ediyor. Dünyanın çeşitli hadiseleri içinde boğulan ve çoğu zaman Allah’tan gaflet ederek yaratılış gayesinin dışında bir hayat yaşayan insanoğlu, bahsi geçen ikaz ve uyarılarla kendine geliyor ve anlamlı bir hayatı tercih ediyor. Ancak insanların büyük çoğunluğu bu hayatı tatlı görüp, âhireti unutup, nefsanî arzularının peşinde gitmeyi kendine daha uygun görüyor. İman ve ibadetten kaçarak dünya hayatında gerçek mutluluğu bulamadığı gibi, âhiret hayatını da berbat ediyor. Dindar insanların da bir kısmı bu genel havadan etkilenerek, içi boşalmış, ruhtan yoksun ve şekilden ibaret kalmış bir hayat biçimini sürdürüyor. Böylece, inandığı gibi yaşayamayanlar, yaşadığı gibi inanmaya ve mevcut durumlarını tevil etmeye çalışıyorlar.
Gerçekten, yediğimiz her türlü nimetler doğrudan doğruya hakikî nimet verici olan Allah’a işaret ve şahitlik yapıyor. Zira semâ cihetinden yağmurlar gelmese bu nimetler vücuda gelmez ve elimize geçmezdi. Bulutlarda ise, yeryüzündeki bitki ve hayvanları düşünüp merhamet edecek bir özellik olmadığından, yağmur kendiliğinden gelmiyor, gönderiliyor demektir. Bitki ve ağaçlar da toprak perdesi yarılıp oradan çıkıyor ve sayısız nimetlerin elimize geçmesine vesile oluyor. Toprak tabakası da akılsız ve şuursuz olup şefkat duygusundan tamamen uzak olduğundan, kendi kendine yarılıp açılmıyor, insanı ve diğer canlıları bilen, ihtiyaçlarını gören ve merhamet eden bir Zat tarafından açılıyor. Hem bitkiler ve ağaçlar insanların ve hayvanların ihtiyaçlarını düşünüp merhamet ederek o meyveleri ve nimetleri yapıp vermekten nihayet uzak olduğundan, bahsi geçen âyetler gösteriyor ki, onlar sonsuz bir ilim, irade, kudret, rahmet ve hikmet sahibi olan Cenâb-ı Hakkın ihsan ve ikramlarıdır. Sebepler zahirî bir perdedir. Hakikî nimet veren ise, Mün’im ve Kerim olan Zat-ı Zül Celâldir.
Evet, incecik bir sapta birkaç tane kavun ve karpuzu bağlayıp insanlara sunmak ve her kavun ve karpuzda yüzlerce çekirdek yaratıp, daha sonra yaratılacak kavun ve karpuzlara menşe ve kaynak yapmak hangi tabiat ve tesadüfle izah edilebilir?
Keza, dut ve kayısı gibi ağaçların odun olan dallarında, o tatlı meyveleri yaratıp insanlara ikram ve ihsan etmek, nasıl kendi kendine olabilir? Hiçbir tadı olmayan topraktan ağacın dallarına şerbet mi pompalanıyor? Hele meyveleri süt konservelerine benzeyen Hindistancevizine topraktan süt gönderilmesi neyle izah edilebilir?
“Size ve hayvanatınıza rızık olsun diye.” ibaresiyle âyet, bütün bu gayeleri takip eden perde arkasında nihayetsiz bir rahmet ve kerem sahibi bir Zatın varlığından haber veriyor.
Bahar ve yaz mevsimlerinde iyice bollaşan ve rengârenk görünümleriyle bizi kendilerine cezp edip dâvet eden İlâhî nimetlere bir de bu gözle bakmalı ve hayata anlam katmalıdır. Bu kıymettar nimetleri verene de iman ve ibadetle karşılık verilmelidir. Bediüzzaman Hazretlerinin ifade ettiği gibi fiyat olarak da başta “Bismillah”, sonunda “Elhamdülillah” ve ortasında tefekkürle mukabele edilmelidir. Gerçek mutluluk, halis sevinç ve hakikî lezzet oradadır.
(Not: Değerli dâvâ arkadaşımız ve yönetim kurulu üyemiz Şükrü Bulut ve kardeşlerinin annesi Hacı Fatıma Hanımın vefat ettiğini teessürle öğrendim. Kendisine Allah’tan rahmet, kederli yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederim. Mekânı cennet olsun, âmin..)
Okunma Sayısı: 4688
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.