"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sonbahar mı bana benziyor, yoksa…

Sebahattin YAŞAR
09 Aralık 2015, Çarşamba
Sonbahar nedense daha bir sıcak geliyor bana. Daha bir seviyorum onu.

İçim ona daha bir ısınıyor. İçinde benim resmimi taşıyor adeta.

Hafif yağmurlu ikliminde, tabiattaki sarının farklı farklı tonlarında, sonbahar kuşlarında, börtü böceğinde hep kendimden bir şeyler buluyorum.

İnsan tabiatı yaşıyla mı anlıyor yoksa. Duyular tabiatın dokunmasıyla mı gelişiyor insanda tam bilmiyorum. Bakış açısında, tabiat mı etken, yoksa onu okuyan iç iklim mi onu da bilmiyorum.

O zaman neden birilerine iklimin hiçbir okunacak tarafı yok?

Neden tabiatı, olayları okuma-yazması yok bazılarının?

İnsan bedenindeki, tabiattaki büyük hadiselere neden cahil, yüksek tahsillilerin bir kısmı?

Ağaca, ‘ağaç’ deyip, başka bir şey göremeyen; kuşa ‘kuş’ deyip uçuşu yorumlayamayan, sergideki resimlerin ressamını neden merak etti anlamadım.

Ama kabul edeyim ki, bu sene sonbahar bana daha bir dokundu. Daha bir kendimi ona yakın hissettim. Daha bir içimde buldum mevsimi. Daha bir anladım onu. Ve tabiî daha bir sevdim. Demek insan tanıyınca, anlayınca, yakınlaşınca seviyor. Ama o mu bana benziyor ben mi ona bunu ayıramadım.

Hafta sonu Antalya’nın sonbahar havasını soluduk. Hüzün mevsiminde tezahür eden esmanın ne kadar da okunaklı olduğunu idrak ettik.

Gençken insanın nasıl ilkbahardaki ‘hay’ ismi daha çok dikkatini çekiyorsa, sonbaharda da dikkat çekici esmanın ‘yumit’ olması ve bunun ihtiyarlığa doğru daha bir fark edilmesi anlamlı.

Düden Şelâlesi’ndeki Sonbahar San’at Sergisini tefekküre gelenlerin neden daha çok orta yaşı aşmışların olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.

Altmışlı yaşlardaki hayatı neredeyse deviren kahramanların neden derin derin yapmak dökmekte olan ağaçlara baktıklarını artık hissedebiliyorum.

Artık, ‘Neden bu adamlar yaprakları kurumuş, büyük çoğunluğu dökülmüş, sadece ellerini açmış belirgin parmaklarla duâ halini almış ağaçlara bakıp duruyorlar?’ demiyorum.

‘İhtiyarlık şafağı şakaklarında tuluğ’ etmiş olgun insanların bu mevsimde derin derin ötelere dalıp gitmeleri şimdi daha iyi anlaşılıyor.

Düden Şelâlesi’nde ağaçların, yüksekten dökülen su sesinin uyandırdığı duygulara müştak ve müşteri ne kadar da çok kaydediciler vardı.

İnsan kendine dokunan her şeyi kaydetmek istiyor. Farklı mevsimlerden görüntüler alıp, bir albüm yapıp, zaman zaman onu izlemek istiyor.

Kıymetli öğretmenim Hakkoymaz’ın, kıymetli program arkadaşım Dr. Coşkun’un neden çiçeklerle sürekli fotoğraflar çektirdiğini şimdi daha iyi anlıyorum. Onlar güzelliğin her mevsimlisine, her türlüsüne müştaklar.

Her mekânın üzerine yakıştığı bir mevsim elbisesi var.

Doğrusu Antalya için de sonbahar daha uygun bir elbise. Bu şehre bu kıyafetler daha bir yakışıyor. Hatta insanlarına da öyle. Çünkü insanlar da mevsimine uygun kıyafetler tercih ediyor.

Ben Antalya’yı sonbahar renkleriyle daha bir sevdim.

Sonbahar deyince içimin cız ettiği bir başka mekan da, Hazar Gölü’dür.

Sarının tonları bu kadar mı yakışır bir mekana.

Dönüp dönüp bakmıştım ardından. Duygularımın bir kısmının oralara takılıp kaldığı hissetmiştim. Balık avlamak için attığınız oltanın oralara bir yerlere takılıp kalması gibi bir şeydi yaşadıklarım. Antalya da öyle oldu.

Sonbahar mı bana benziyor yoksa ben mi sonbahara bilmiyorum ama sonbahar esmasının üzerine yakıştığı pek çok kıymetli insan, tabiata da insana da dokunan esmanın aynı olduğunu söylediler Antalya’da, Alanya’da.

Yine henüz ilkbaharda olan ama sonbahar duyguları yaşayan müjdeli gençler de tanıdım orada.

Güzel olan, akan nur çeşmesi, her yaşa ayrı güzellikte dokunuyordu.

Esma okumalarına davet eden ağabey ve kardeşlerimize binler teşekkür.

Okunma Sayısı: 1625
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı