"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Neocon-Neoliberal ittifakı Uzakdoğu ve Hint Yarımadası’nda

Şükrü BULUT
06 Eylül 2019, Cuma
Dünya hadiselerini dikkatlice takip edenler; hem Hong Kong’da, hem Keşmir’de ve hem de Seul’da yeni fitnelerin ateşlendiğini görecekler. Klâsik düşünenler, işin kolaycılık boyutuna kaçarak, meseleyi İngiltere veya Amerika’ya havale edecekler. Devletlerin ve milletlerin “global sınıfların” tahakkümüne girdiği bir zamanda, bunlar doğru cevaplar değil.

Çoktandır Batı medyası bir iddiayı seslendiriyordu: Dünyanın dengesi Avrupa’dan veya Batı’dan Asya’ya geçiyor… Batı toplumu bu iddiayı yalnızca “ekonomik imkân boyutuyla” anlıyordu. 11 Eylül’den sonra ayrışmaya başlayan Batı ve Asya toplumları, hadisenin yalnızca ekonomi boyutuyla değil, siyaset ve egemenlik cihetiyle de Asya’ya kaydığını göstermeye başladı. G7 Zirvesine ev sahipliği yapan Macron, toplantı sonrasında kendi büyükelçilerine seslendiği konferansta, bu realiteyi itiraf etmişti. En azından; Neocon ve Neoliberal ittifakın arkasında yürüyen devletlerin eski emperyal güçlerini kaybettikleri anlaşılıyor. İngiltere’nin, Arabistan Yarımadası’ndaki sıkıntıları, Fransa’nın Sahel ülkelerindeki problemleri ve Trump ile başlayan Amerika’nın “eve dönüş” hikâyeleri bu çerçevede dikkatlice değerlendirilirse, dengelerin ne denli değiştiği daha açıkça görülecektir.

Bu arada, İslâmiyet ile ciddî dostluk sürecine girmiş Rusya faktörünü de hatırlayalım. Libya’nın harap olmasına göz yuman Rusya, namlular Şam-ı Şerif’e dönünce klâsik dengeleri alt-üst edecek bir ittifak’a girişti: Rusya, İran ve Türkiye… Rusya Batı’nın düşmanı değildi, perestroykadan sonra… Schirak, Schröder ve Putin’in üçlü ittifak resimleri arşivde bekliyorlar. Türkiye ise zaten Batılı ittifakın içindeydi… Geriye kaldı İran… AB ülkeleri için bu ülkenin vazgeçilmezliğini herkes biliyordu. Anlaşılan dünya siyasetinin kartları yeniden karılmış ve beklenmedik ittifaklarla karşı karşıya gelmişti, dünya devletleri… Eskiye takılan kaybediyor ve klâsik düşünce ile siyaseti analiz edenler yanlış hükümlere varıyorlardı. Huntington’u tekzip etse de, yeni bir dünya düzeni oluşmuştu… Önemli olan bu denklemin görünmeyenlerini tesbit etmek ve akıntının hangi istikamete zorlandığını öğrenmek değil miydi?

Durup-dururken Hindistan’ın Keşmir’in kısmî hürriyetine müdahalesi, düne kadar İngiltere kolonisi olarak yaşayan Hong Kong’un sokağa dökülmesi ve yine Güney Kore’nin ticarette Japonya’ya ihaneti, dünya kamuoyunun bakışlarını İdlib’den bu coğrafyaya çevirmiş görünüyor. Tesadüfî olması mümkün mü? Hayır… Neocon-Neoliberal ittifakının Trump idaresince köşeye sıkıştırıldığı, İngiltere’nin Brexit çukuruna düştüğü, AB’deki milliyetçi sosyalistlerin nefeslerinin tükendiği ve ABD‘nin seçilmiş idaresinin mevcut şartları hazmetmeye başladığı bir zamanda Neocon-Neoliberal ittifakı; söz konusu Batılı ülkelerin emperyalist geleneklerini kaşıyor ve onları kaybettikleri hegemonyaları için yeni coğrafyalara dâvet ediyor.

Olayları lokal bazda inceleme imkânımız ne yazık ki, yok… Yani meselâ Neoliberallerin Keşmir’de Hindistan’ı tahrik için oynadıkları, İngiliz Neoliberallerin Hong Kong’daki tezgâhladıkları ve Japonya ile Kore’nin arasını açan kara kedinin nereden atladığını bilemiyoruz. Bir taraftan Komünist Çin idaresine sermayeleriyle destek vermek ve diktatörlüğü şiddetlendirmek, diğer yandan Sincan ve Hong Kong’u harekete geçirmek. Daha önce belirtmiştik. Sovyetler’in dağılmasından sonra sermayeleriyle Komünist Çin’e yardım ederek demokrasinin bu ülkeye girişini engelleyen Neoliberaller, aldattığı dünya kamuoyuna, gördüğünüz üzere Çin’i şikâyet ediyor. Çin’deki mevcut büyük şirketlerinin yüzde altmış beşi, kendilerine ait oldukları halde, dolar-yuan savaşını Çin’in aleyhine tertip ediyorlar. Her halûkârda kazançlı çıkan Neoliberal tüccarların mahiyetini Amerikalı ve Avrupalı idareciler anlamaya başladıkları gibi, Asya ülkeleri de inşallah anlayacaklar.

Neoliberal ve Neoconlara rağmen, kalıcı bir barış için dünyanın kalbi Ortadoğu’da atıyor. Düğümler burada çözülecek ve demokrasiye muhtaç halkların yolu Keşmir, Sincan, Myanmar ve Hong Kong’dan önce Şam-ı Şerife uğrayacak.

Bu çatışmanın en bilinmeyen yönü de, milyarlarca nüfusun “ecir devrinden” malikiyet devrine geçişini önleme savaşı olmalı… Ekonomide dünya birincisi Çin’in sermaye kimliğine baktığımızda, milyarlarca “düşük ücretli” için ancak ağlayabiliyoruz. Ya Hindistan, Pakistan ve Bangladeş gibi insaniyetimizi rencide eden ve yüreğimizi burkan ülkelerdeki milyarlarca ücretli… Bunlar hürriyet, demokrasi ve malikiyete geçerlerse Neoliberallerin kıyameti kopmaz mı? Belki de şu meselelerde dünya kamuoyuna anlatmamız gereken noktalar şunlardır: ABD, Fransa ve İngiltere gibi “dünün dehşetli emperyalistlerinin” tiryakiliklerini tahrik, uyanmış Asya’yı halâ uyuyor göstererek Batı’yı yeni bir tuzağa çeken Neocon-Neoliberal ittifakının buradaki tezgâh açmasının önemli bir sebebini de dünyaya anlatmalıyız. Yugoslavya, Irak, Suriye Sahel ülkeleri, Yemen, Mısır ve Libya’da işledikleri cinayeti efkâr-ı ammeye unutturmak ve zaman kazanmak için de buradaki tiyatroyu sahneliyorlar. Kanlı elleriyle tezgâhladıkları Boko Haram, El-Kaide, IŞİD, Eş-Şebab, PKK ve diğer cinayet örgütlerindeki varlıklarını hafızalardan sildirmek üzere bakışları “Hint Yarımadası ve Uzakdoğu’ya” döndürmeye çalışıyorlar ki, bu da mümkün görülmüyor… İnsanlar unutsalar da, cinayetlerin arşivi her gün yeni bir feryadı duyuruyor, dünya kamuoyuna… Trump’ın evine dönmesi, İngiltere’nin zillet içindeki çırpınışı ve Macron’un itirafları; hem hürriyet ve malikiyet devrinin başladığını ve hem de emperyalizmin hizmetindeki Neocon-Neoliberal ittifaka devletlerin inanmadığını gösteriyor, kanaatindeyiz. Bildiğiniz gibi Samuel Hunhington öldü ve Fukiyama da hidayete erdiğini ilân etti, fikri dalâletlerinden…

Okunma Sayısı: 1854
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bahtiyâr Almanya

    13.9.2019 16:21:32

    Günün siyasi ve coğrafi haritasını anlamak için çok önemli tesbitler... siyasilerin kulağı çınlasın

  • Zeliha

    8.9.2019 10:33:37

    "Anlaşılan dünya siyasetinin kartları yeniden karılmış ve beklenmedik ittifaklarla karşı karşıya gelmişti, dünya devletleri…" bütün dünyayı ilgilendiren bu meseleleri doğru takip etmek doğru değerlendirmek ancak Risale-i Nur un projeksiyonu ile görülebilir. Olaylar o kadar hızlı degisiyorki kendilerini gizlemek ve doğruları yanlış gibi göstermek hilelere rağmen ancak Bediüzzaman a talebe olanların görebileceği hadiseleri çok açık yazmışsınız tebrik ederiz

  • Ali

    7.9.2019 00:06:05

    "Bu arada İslamiyet ile ciddi dostluk sürecine girmiş Rusya faktörünü de hatırlayalım. Bence makalenin en can alıcı tesbitlerinin başında bu öngörü geliyor.Hele namluların"ŞAM'I ŞERİFE"dönmesinden sonra,Rusyanın dünya ölçegindeki klasik politikaları alt üst edecegi uygulamaları hayata geçirdigi vurgusu, adeta yeni bir dünya düzeninin,konjöktörünün ayak izlerini bizlere işaret ediyor gibi algılanmalı.

  • Abdulkadir Turan

    6.9.2019 18:35:41

    Harika bi yazı daha.Dünyanın küçük bi köy haline geldiği günümüzde olayların seyri de değişiyor.Şu anda Doğu Türkistan'daki müslümanların zulüm altında olduğu bi dünyada,son zamanlarda bu defa Keşmir'de Hindistan zulmüne maruz kalan müslümanlar var.Yemen zaten içler acısı.Dış ülkelerin çıkarları bu tür fakir ve gariban ülkeler üzerinde hükmünü icra ediyor.Özelikle ABD ve İsrail gibi zalim ülkeler mazlum insanlara her türlü menfaat uğruna yapmadıklarını bırakmıyorlar.Neocon-Neoliberal yanlısı zalimler farklı yöntemler deneyip,nerde bi İslami kesim yahut dini faaliyet varsa onların üzerine gidip yağmalamaya çalışacaktır.Bu oluşumlar yıkım ve tahribat için vardır.Fazla söze hacet yok.Ağabeyimizden Allah razı olsun.İstifadeli ve harika bi yazı olmuş.Teşekkür ederiz.

  • Süleyman

    6.9.2019 17:43:15

    Dünyada olup bitenleri Yeni Asya'nın penceresinden değerlendiren yazarlarımızı anlamak kolay değil.Belli ki ön bilgilere, farklı ölçülere veya değişik adeselere ihtiyaç duyuluyor. Gerçek tarihin perspektivini devamlı bir şekilde yakalamak ve olaylar zincirini kronolojik olarak birbirine eklemlemek, doğru kavrayış ve analiz için önemli olgular. İşi tamamen magazinsel, slogan ve moda boyutlarından çıkarmakla bazı şeyleri anlamamız mümkündür.

  • İlker

    6.9.2019 16:50:56

    Hong Kong'daki insanlar demokrasiyi hazmetmiş olabilirler. Fakat, bu meseleyi sokağa taşıyanların arkasında İngiltere'nin varlığı bir olgu. İngilizlerin burada bir demokrasiden çok kavgayı esas alacakları endişesini ben de taşıyorum. Elbette, buradaki nümayişler diğer bölgelerle karşılaştırılamaz. Belki de dünya milletlerinin Çin'i toptan demokratikleşmeye zorlaması en akıllı hareket olsa gerek. Burada AB 'ye önemli görevler düşüyor.

  • Abdurrahman KOCAK

    6.9.2019 15:16:52

    Hong Kong daki hareket konusunda sizinle aynı görüşe katılmıyorum.Hong Kong daki insanlar uzun yıllar vali ile idare edilselerde demokrasi içinde nasıl yaşanır, nasıl hareket edilir bunu yaşayarak öğrendiler.Demokrasiyi hazm ettiler.fevkalade medeni ölçüler içerisinde tepkilerini gösteriyorlar kırmadan ve dökmeden vede ne istediklerini bilerek.Sonucunuda alıyorlar.

  • mustafa

    6.9.2019 10:03:20

    yazılarınız çok güzel ve ufuk açıcı abi ama seni daha net anlayabilmemiz için bi sözlük çalışması bekliyoruz.

  • Fikriye

    6.9.2019 09:26:09

    Risalei nurun dünya hadiselerine bakışını yakalamissiniz, çok istifadeye medar bir makale olmuş, Allah razı olsun,

  • Ahmet said

    6.9.2019 09:11:54

    Mevcut analiz ve tahlillerden çok farklı.

  • Demokrat Avrupa

    6.9.2019 00:22:46

    Dünya’nın neoconlar ve neoliberaller konusunda uyanışta olduğu bir zamanda peki AKP ve Erdoğan hangi durumda? Böyle devam ederse dünyada neocon ve neoliberallerden en son vazgeçecek ülke Türkiye olacak maalesef....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı