Yaşar Avcı: “Maide Sûresi 67. Âyet Hz. Ali’nin birinci halife olacağını söylüyor diyenler var. Bu doğru mudur?”
GADİR-İ HUM MESELESİ
Hazret-i Ali Efendimiz’in (ra) birinci halife olmasını öğütleyen bir âyet yoktur. Ama dördüncü halife olacağına işaret eden âyet vardır. Aksi bir iddia hem yalan olur, hem Kur’ân’a haksızlık, hem Müslümanlara buhtan olur.
Maide Sûresi’nin 67. âyeti, Peygamber Efendimiz’e (asm) tebliğ görevini yapmasını şiddetli cümlelerle emreden bir âyettir.1 Hilâfetle ilgili bir âyet değildir.
Şia kaynaklarında bu âyetin Veda Haccı dönüşünde Gadir-i Hum’da nazil olduğu ve Peygamber Efendimiz’e (asm) Hazret-i Ali’nin hilâfetini ilân etmesini emrettiği, Peygamber Efendimiz’in de (asm) “Men küntü mevlahu fealiyyün mevlahu” (Ben kimin Mevlâsı isem, Ali de onun Mevlâsıdır) buyurarak Hazret-i Ali’yi Veliaht tayin ettiği gibi iddialar vardır.
Peygamber Efendimiz (asm) bu sözü Hazret-i Ali’ye karşı yapılan bir itirazı sonlandırmak için söylemiştir.
İtiraz şudur: Hazret-i Ali (ra) Yemen Gazası sonrasında, yerine bir komutan bırakarak kendisi Peygamber Efendimiz’in (asm) Veda Haccı’na yetişmek için hızla Mekke’ye hareket etti. Yerine bakan komutan ise, elde edilen ganimetlerin bir kısmını askerlere dağıttı. Mekke’de bunu fark eden Hazret-i Ali (ra) ganimetlerin beytülmale ait olduğunu, Resulullah’ın (asm) bilgisi ve emri dışında dağıtılmasının meşrû olmayacağını söyleyerek derhal ganimetleri geri toplattırdı. Bu durum askerler içinde hoşnutsuzluğa yol açtı. Tartışmalar büyüdü.
Peygamber Efendimiz’in (asm) Gadir-i Hum’da konaklamasının başlıca sebebi budur. Resulullah (asm) tarafları dinledi ve Hazret-i Ali’yi (ra) haklı buldu. Okuduğu Hutbede Hazret-i Ali’nin (ra) meziyetlerinden bahsetti. “Ben kimin velisi isem, Ali de onun velisidir.” buyurdu.
HAZRET-İ ALİ MEŞRÛ GÖRMESEYDİ BİAT ETMEZDİ
Hiç şüphesiz Hazret-i Ali’nin (ra), ganimetlerin beytülmale teslimi ile ilgili görüşleri isabetliydi. Peygamber Efendimiz’in (asm) komutanın direktiflerine uyulması gerektiğini ifade buyurması ise her şeyden önce askerî bir emirdi. Kendisi zaten daha önce Hazret-i Ali’yi (ra) orduya veli, yani komutan tayin etmişti.
Dolayısıyla buradan bir hilâfet tayini çıkmaz. Buradan, komutanın sözlerinin dinlenmesi gerektiği ile ilgili nebevî tavsiyeler çıkar.
Nitekim Hazret-i Hasan Efendimiz’in (ra) oğlu Hasan El-Musenna der ki: “Evet Resulullah (asm) bu sözü söylemiştir. Fakat bununla hilâfeti kast etmemiştir. Eğer maksadı bu olsaydı daha açık bir ifade kullanırdı. Çünkü Resulullah (asm) Müslümanların en fasihidir. Yemin ederim ki, Allah ve Peygamberi (asm) Ali’yi seçip Müslümanlara halife yapsalardı ve Ali de bunu yerine getirmeseydi, Allah’ın ve Peygamberinin (asm) emirlerini ilk terk eden o olurdu.” 2
Şia aslında böyle zorlama yorumlara girerek en başta Hazret-i Ali’yi (ra) töhmet altında bırakmaktadır. Çünkü Hazret-i Ali (ra) kendinden önceki üç halifeye biat etmiş ve onların Şeyhülislâmı olmuştur. Eğer Hazret-i Ali (ra) onları meşrû görmeseydi, harikulâde cesareti ve ilmî ile beraber bir dakika onların yanında bulunmazdı, onlara biat etmezdi.
KUR’ÂN’DAKİ İŞARET
Kur’ân’da dört halifenin bilinen sırada halife olacaklarına dair işaret vardır: Nisa Sûresi’nin 69. Âyeti… Âyette geçen “en’amellahu aleyhim minen-nebiyyine ves siddikîne veş-şuhedai ves-salihîne ve hasune ulaike rafika.” cümlesi Bediüzzaman’a göre dört halifeye aynı sıra ile işaret ediyor.
Şöyle ki: “Nebiyyine” kelimesi Peygamber Efendimiz’e (asm) baktıktan sonra; “Es-siddikîne” ibaresi Hazret-i Ebu Bekir es-Sıddık’ın, “Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmdan sonra ikinci olduğuna ve en evvel yerine geçeceğine” işaret eder.
“Veş-şuhedai” ifadesi Hazret-i Ömer’e (ra), Hazret-i Osman’a (ra) ve Hazret-i Ali’ye (ra) üçüne birden aynı tertip sırasıyla işaret ediyor, üçünün de şehit olacaklarını bildiriyor. Çünkü “şühedai” kelimesi çoğuldur. Çoğul en az üç kişiden olur. Bu üç halifenin üçü de şehittirler.
“Ve’s-salihin” ibaresi, “Ashab-ı Suffe, Bedir, Rıdvan gibi mümtaz zevata” işaret ediyor. “Hasune” ibaresi de beşinci halife sıfatıyla altı ay kadar görevde kalan Hazret-i Hasan’ı (ra) gösteriyor. 3
Rıdvanullahi teâlâ aleyhim ecmaîn.
Dipnotlar:
1- Maide Sûresi: 67.
2- Ebu Bekir İbnul-Arabî, 185, 186, 196.
3- Lem’alar, s. 65, 66.