Peygamberimizin (asm) bütün peygamberler gibi en önemli özelliği eğitici ve öğretici kimliği, mânevî şahsiyeti...
O sâir peygamberlerden farklı olarak belli bir kavme değil, bütün insanlığa gönderilen cihanşümul bir dinin “Muallim-i Ekber”i ve “Mürebbi”si olarak vazifelendirildi.
Hayatının her safhasında; yerken, içerken, misafir ağırlarken, misafir olurken, alış veriş yaparken, savaşırken, bir baba, dede, eş, devlet reisi kimliğiyle, yaşarken ve ölürken… Onun (asm) bu eğitici ve öğretici yönünü müşahede etmek mümkün. Onun “ümmî bir peygamber” olarak verdiği dersler kalpleri, ruhları, akılları, nefisleri ve insanın fıtratına yerleştirilen bütün duyguları 14 asırdır tatmin etmekte, bizden sonraki nesillerde de edecek...
İLGİNÇ BİR TABLO…
Onun (asm) aile ortamının bütün safhalarındaki eğitici ve öğretici kimliğini her birisi ayrı bir “yıldız” olan değerli eşleri vasıtasıyla detaylı olarak öğreniyoruz.
Peygamberimizin (asm) aile ortamında nasıl bir eğitim uyguladığı konusunda şu örnek gerçekten çok ibretli. Bediüzzaman Hazretleri’nin Mu’cizât-ı Ahmediye Risâlesi olan 19. Mektub’da “Âlim Sahabeler” arasında saydığı Peygamberimizin (asm) hanımlarından Ümmü Seleme (ra) anlatıyor: “Allah Resûlü bir gece uyanarak ‘Fesübhanallah, bu gece vaktinde bu fitnelerin ve bu rahmet esintilerinin hikmeti ne ola ki?’ dedi ve devam etti. ‘Hemen odalarda yatanları (hanımları) kaldırın. Bu dünyada nice giyimli kuşamlı (veya örtüsüne bürünmüş) insan vardır ki, ahirette elbisesiz ve örtüsüz kalıverir.” (Buhari, İlim, 40)
Ümmetinin istikbalde karşılaşacağı müsbet menfi bazı hadiseleri müşahede eden Peygamberimizin (asm) gece hayretler içinde uyanarak hanımlarını uyandırması ve adeta evde teyakkuz, alarm durumuna geçilmesi, ahiret adına evde yaşanması gereken atmosfere ilginç bir örnek teşkil etmekte.
SAHABELERDE AİLE İÇİ EĞİTİM
Peygamberimiz (asm) sohbetinde bulunanlara kendisinden öğrendiklerini anladıktan sonra başkalarına, özellikle de aile fertlerine anlatmalarını öğütlüyor…
O (asm) “Önce yakın akrabanı uyar” (Şuâra Sûresi, 214) âyeti indirildiğinde en başta kızı ve halası Hz. Safiye olmak üzere bütün yakınlarını toplayarak onları ahirete hazırlanmaları konusunda ikaz etmişti. (Buhari, Vesaya, 11; Müslim, İman, 351)
Aile fertlerini Tahrim Sûresi’ndeki ifadesiyle “yakıtı insanlar ve taşlar olan bir ateşten korumak” için sahabeleri arasında adeta bir “eğitim seferberliği” başlattı. “Bir âyet de olsa benden duyduklarınızı insanlara tebliğ ediniz” emrini alan Sahabelerin zaten başka türlü davranması mümkün değildi.
İşte o yüzdendir ki insanlık tarihinde peygamberlerden sonraki en büyük manevî makamın sahipleri olan Sahabeler, evlerini adeta okula çevirdiler.
HÜLÂSA
Evlerimizin ilim merkezi, okul kimliğinde düzenlenmesi gerektiği peygamber nasihati. Aynı zamanda Sahabe mesleği. Bediüzzaman Hazretleri’nin “Hanımlar Rehberi” isimli eserinde “evleriniz medrese-i Nuriye olsun” ifadesini de bu çerçevede kavramamız gerekiyor.
Pandemi günlerinin “Evde kal” hareketini aile içi eğitim için bir fırsat olarak değerlendirmemiz gerekmez mi?
(Bizim Aile dergisi Kasım 2020 sayısındaki yazımızdan kısaltılmıştır)