Gazetemizde çıkan “Zekât ve fitreleriniz iman ve Kur’an hizmetine” ilanıyla ilgili olarak birilerinin yine harekete geçip saptırmaya dayalı ve kafa karıştırmayı hedefleyen bir kara propaganda yürüttüklerinden haberdarız.
Konu özellikle iki noktadan çarpıtılıyor.
Bir: “Zekât müesseseye değil, şahsa verilir” iddiası. Diğeri “Üstadın istiğna düsturu var, zekât istenmez.”
Aslında iki iddianın da cevabı, önceki hafta bu köşede yayınlanan “Zekâtlar hizmetlere” başlıklı yazıda Üstaddan yaptığımız iktibas ve izahlarda mevcut:
“Üstad Münazarat’ta diyor ki:
‘Büyük bir çeşme var; şimdiye kadar suiistimal ile şuristana (çöle) dağılıp bazı aceze ve seeleye (düşkünlere ve dilencilere) neşvünema verdi. Bu çeşmeye güzel bir mecra yapınız; mesai-yi şer’iye ile şu havuza dökünüz, sonra da bostan-ı kemalâtınıza su veriniz. Bu hiç bitmez ve tükenmez bir menbadır.’
“Bu ifadeler üzerine gelen sual:
‘Nedir o çeşme?’
Cevap: Zekât. (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 272)”
Üstad zekâtın müesseseye değil, şahsa verilmesi gerektiğini düşünseydi bunları yazar, zekât ve sadakaları Medresetüzzehra gibi bir kuruma yönlendirir miydi?
Peki, Üstadın bu çağrısı, hayatı boyunca titizlikle uyguladığı istiğna düsturuyla çelişseydi böyle bir çağrıyı yapar mıydı?
Bugünün Medresetüzzehra’sı, Risale-i Nur hizmeti veren müesseseler toplululuğudur. Talebe yetiştirme ve neşriyat hizmetleri ile Üstadı ve risaleleri tanıtma ve duyurma amaçlı sosyal faaliyetlerin tamamı bu kapsama dahildir. Onun için zekât ve fitreler özellikle bu hizmetlerin finans ihtiyacının karşılanmasına yönelik olarak değerlendirilmelidir.
İstiğna konusu da bağlamlar birbirine karıştırılarak çarpıtılmasın. Gazetemizdeki çağrı ile zekât ve fitrelerin şahıslara değil, hizmetlere yönlendirilmesi isteniyor. Bunun istiğna düsturuyla ne ilgisi var?
Sığ fıkıh ezberlerini ard niyetli saptırmalar için öne sürenlerin asılsız iddia ve çarpıtmalarını ciddiye almaya gerek yok.
Allah zekât ve fitrelerinizi kabul etsin.
***
İki yeni kitap
Geçtiğimiz dönemde yoğun şekilde Risale-i Nur basımlarına ağırlık veren Yeni Asya Neşriyat, arada başka kitaplar da çıkarıyor.
Bunların örneklerinden biri Yönetim Kurulu üyemiz ve yazarımız Rifat Okyay’ın Risale-i Nur Okuma, Anlama ve Anlatımları adlı eseri. “Risale-i Nur’u nasıl okumalı, anlamalı ve anlatmalıyız?” sorularının cevaplandırıldığı kitap, külliyatı yeni tanıyıp okumaya başlayanlar başta olmak üzere, bütün Nur Talebeleri için bir yardımcı kitap niteliğinde.
İkinci bir kitap da yazarımız Latif Salihoğlu’nun şimdiye kadar üç cildi çıkan Ahirzaman Tarihi serisinin 4. kitabı: Adı Cumhuriyet (Tek parti dönemi.)
Kitapta 1924-50 arası dönemdeki hadiseler, yapılanlar, tasfiyeler, devrimler, kısaca resmî tarihin tamamen tersyüz ettiği veya gizlediği gerçekler detaylı şekilde anlatılıyor.
Yazarları kutluyor, her iki kitabı da okurlarımıza tavsiye ediyoruz.