"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bitlis'te 1. Dünya Savaşı Sempozyumu düzenlendi

13 Ekim 2014, Pazartesi 17:33
Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) ev sahipliğinde düzenlenen "Uluslararası 1. Dünya Savaşı'nın 100. Yılı" adlı sempozyum başladı.

 

Vali Orhan Öztürk, üniversitenin konferans salonundaki sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, 1. Dünya Savaşı'nın üzerinden 100 yıl geçtiğini, 20 milyon civarında insanın hayatını kaybettiğini anımsattı.

Bu savaşın belki de en büyük mağdurunun Osmanlı Devleti olduğunu ifaden eden Öztürk, Balkanlardan ve Kafkaslardan milyonlarca insanın yerinden yurdundan sökülürcesine göç ederek Anadolu'ya sığınmak zorunda kaldığını belirterek, şöyle devam etti:

"Aradan 100 yıl geçtikten sonra onların geçtiği sıkıntıları anlamamız ve idrak etmemiz kolay değil. Çoğunu unuttuk. Ancak aradan 100 yıl geçtikten sonra benzer bir olayla tekrar karşı karşıyayız. Yerinden ve yurdundan sökülürcesine atılmanın ne kadar yakıcı bir ızdırap olduğunu yanımızda Kobani'deki 150 ve 200 bin kardeşimizin Türkiye'ye sığınması dolayısıyla tekrar yaşıyoruz. Onlara sormak lazım. Ceketini alamadan köyünden, kentinden ayrılmak ve kaçmak zorunda kalan insanların ızdırabını ancak yaşayanlar tarafından anlaşılabilir. Bu göçler dolayısıyla Anadolu belki de inanılmaz bir etnik zenginliğe ve kimliğe sahip bir ülke ve coğrafya haline geldi. Yoğunlaştırılmış ve sıkıştırılmış bir etnik yapı sonrası, kimliğini, kişiliğini, dilini ve dinini inkar eden bir yapının kurulması da ayrı bir facia. Bu da savaştan sonra karşılaştığımız önemli konulardan biri. Çünkü savaş bütün rejimleri ve sistemleri ister istemez değiştirir."

Emperyalist ülkelerin aynı zulüm, haksızlık ve sömürü politikasını Ortadoğu coğrafyası üzerinde devam ettirdiğini bildiren Öztürk, şöyle konuştu:

"Bu coğrafyayı maddi menfaatleri ve gelecek kendi toplumlarının rahatı için insanları mağdur etmek, mutlaka bu toplumlara ateş ve büyük bir felaket olarak dönecek. Çünkü sonuçta olan kadınlara ve çocuklara oluyor. Hiçbir haksızlık ve zulüm karşılıksız kalmayacağına göre Ortadoğu'da bu kadar insanı mağdur eden ve mazlum konumuna sokan emperyalist ülkelerin, bu yaptıklarının karşılığının kendi toplumlarına döneceğini bilmesi lazım. Savaşların toplumlara getirebileceği bir şey yok. Sadece silah satıcıları para kazanır ve zenginleşir. Fakat her film bir yerde biter. Her filmin bir bitiş noktası vardır." 

- "Yüzümüzü dönmedik sırtımızı çevirmedik"

Bugün Ortadoğu'da yerinden ve yurdundan koparılan 100 binlerce insanın, aç ve sefil bir vaziyette yaşadığını anlatan Öztürk, şunları kaydetti:

"Şu anda onları uyarma ihtiyacı hissediyoruz. Çünkü bunlar bizden daha fazla zarar görecek. Bunlar batıyı hiçbir şekilde alakadar etmiyor gibi bir görüntü var. Suriye'den ülkemize gelen mültecilerin hiçbirine ayrım yapmadan, konaklama ve diğer ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Ama menfaatinden başka bir şey tanımayan batılı ülkeler, bu ülkelerden gelen sadece yetişmiş ve kendi işine yarayacak insanları ülkelerine kabul ediyor. Bu anlamda bu ülkenin tavrı gerçekten tarihi misyonuna yakışır bir tavırdır. Hiçbir ayrım yapmadan bize sığınanlara tarihimizde olduğu gibi yüzümüzü dönmedik sırtımızı çevirmedik. Elimizden gelen her türlü yardımı imkanlarımızı zorlayacak ölçüde gerçekleştirdik."

Türk Tarih Kurumu Başkan Vekili Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan ise üniversitelerin ve araştırma kurumlarının 1. Dünya Savaşı'nın 100. yıl dönümünde bilimsel toplantılar düzenlediğini söyledi.

Bilim insanlarının ve araştırmacıların, 20. yüzyılda insanoğlunun sebep olduğu en büyük felaketlerinden biri olan bu savaşı muhtelif yönleriyle ele aldığını vurgulayan Beyhan, "İlmi toplantıların amacı, tertip edildiği konu ve alanla ilgili yeni bilgiler üretmek, bilinen bilgilerde varsa yanlışları düzeltmek, yeni belgeler ve bulgular ışığında mevcut bilgileri genişletmek, alanla ilgili problemlerin çözümüne katkı sunmaktır. Bu çerçevede katılımcılarımızın birikimi ve perspektifleriyle bu sempozyumun amacına ulaşması için büyük bir katkı sağlayacaktır" dedi.

BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Doğru da içinde bulundukları coğrafyanın 1. Dünya Savaşı'ndan önemli ölçüde etkilenen bölgelerin başında geldiğini belirterek, aradan 100 yıl geçmesine rağmen coğrafyanın istikrarının istenilen düzeyi yakalayamadığını ifade etti.

"Bu nedenle coğrafyamızın siyasi ve tarihini detaylı şekilde irdeleyerek, gelecek için dersler çıkarmak zorundayız" diyen Doğru, "Sempozyumun üniversitemizde gerçekleşmesi gerek öğrencilerimiz gerekse bölgemiz için önemli. Buradan elde edilecek sonuçlarından bölgemiz ve camiamızın yararlanacağını ümit ediyorum. Üniversitemiz sosyal sorumluluk bilinciyle bu yıl birçok çalışma gerçekleştirdi. Yaptığımız bu tür organizasyonlarla özellikle bölgemizin tarihsel değeri ve önemini dünyaya tanıtmayı amaçlıyoruz" diye konuştu.

Konuşmaların ardından sunumlara geçilen sempozyum, 3 gün devam edecek.

 

Okunma Sayısı: 1297
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı