Yeni Asya kurulurken, idarecilerinden yazarlarına kadar genç bir kadroya sahipti.
Merhum Nezih Mustafa Polat, gazetenin bütün yükünü taşırken, 24 Ağustos 1970 tarihinde vefat ettiğinde, 29 yaşındaydı. Zübeyir Ağabey’in intisabıyla Mehmet Kutlular Ağabey gazetenin başına geçtiğinde, 33 yaşındaydı. O günkü yazarların da yaş ortalaması her halde otuzu geçmezdi. Yani tamamen gençlerden meydana gelen bir yazar ve yönetim kadrosuna sahip, diri, şevk ve heyecan dolu bir kadro ile yola çıkılmıştı.
Yeni Asya’nın bu genç kadrosu uzun yıllar devam etti. Bir çok genç yetenekler yetişti, yazılarıyla, ve çeşitli birimlerde hizmetleriyle bir destan yazdılar.
Hep övündüğümüz, “Yeni Asya bir yazar fidanlığıdır” sözü, haklı bir iftihar kaynağımız oldu. Gerçekten de bugün muhafazakâr yayın organlarında yazan yazarların bir çoğu, Yeni Asya’nın rahle-i tedrisinden geçmiştir. Gazetemizde yazmaya devam eden emektar yazarlarımızın da yine çoğunluğu, Yeni Asya’nın o yıllarda yetiştirdiği kalemlerden meydana gelmektedir.
Gazete olarak yeni yazarlar yetiştirme konusunda bir takım gayretlerin içinde olduk. Geçtiğimiz yıllarda “Gazetecilik seminerleri” adı altında faaliyetlerde bulunduk. Her seminere gençlerden ve genç hanım kardeşlerimizden onlarca katılım oldu. İçlerinde ümit vaad eden gençler de vardı.
Ama bugünkü şartlar eskisi gibi değil. Eskiden ideolojik saflar daha netti. Gençlerin aidiyetleri daha sağlamdı. Herkes dâvâsını savunmada daha aktif ve heyecanlıydı.
Eskiden gençler çok kitap okuyorlardı. Bilhassa Nurcu gençlerin çoğunluğu, kitap delisiydi. Biz lise yıllarında, kapağını değiştirdiğimiz Risaleleri okumak için teneffüs aralarını bir fırsat bilirdik. Gazetemizi de okula getirir, her fırsatta okumaya çalışırdık.
Yazı yazmanın bir kuralı, “okumayan yazamaz” şeklindedir. Bugün yazmaya devam eden yazarlarımız, gençliğinde kitap delisi olan kişilerdi.
Bugün eskiyi geriye getirmek mümkün değildir. Gençleri yeni şartlara göre yönlendirmek, yeni metodlarla motive etmek gerekmektedir. Mahal meşveretlerinde başlamak üzere il ve bölge meşveretlerinde, en sonunda da umumî meşveretlerde bu durumun gündeme alınarak, genç yazarların yetişmesi için neler yapılabilir diye bir beyin fırtınası meydana getirilebilir.
İkinci ellinci yıla girerken, yeni bir hamle ile, yeni yazarlar yetiştirmek konusunda da adım atılması gerektiğine inanıyorum.