"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayatın tadını çıkarmak

Abdurrahman AYDIN
16 Ağustos 2020, Pazar
“Ne için dünyaya gelişinden pişmansın? Neden küfran-ı nimet ediyor ve hayatından bıkıyorsun?” 1

Başlangıcına bir dön. Ana rahmine düşmeden önce sen hiç yoktun. Ama bak, varlık âlemine çıkarıldın. Akıl ve şuur ile donatıldın. Şefkatli Rabbinin inayet ve rahmet kucağındasın.

Buraya sadece “ticaret” için değil, aynı zamanda “keyif” için de gönderildin. 2

Milyonlarca insan ülkeler arası seyahat ediyor. Tabiat manzaralarını veya tarihî eserleri görebilmek için para harcıyor. Yoruluyor belki, ama büyük keyif alıyor.

Peki, sana ne oluyor? Etrafında dizilmiş “bana bak!” diye tebessüm eden milyarlarca san’at eseriyle dopdolu bu uçsuz bucaksız galerinin içinde, sen gözünü hangi çöplüğe diktin ki, miden bulanmaya başladı? Yoksa kendini, andan ibaret olan nefsin hayatına hapsedip, keyif ve lezzeti nefsanî olandan ibaret mi zannettin?

Kalp ve ruhun derece-i hayatına çık! Bak ne keyifler göreceksin! En büyük ve elemsiz lezzetleri imanda ve marifetullahta bulacaksın.

Gaflet seni istilâ edince, huzuru kaybedip vehmine aldanıyor ve bedbinleşiyorsun. Oysa biliyorsun ki, nihayet derecede âdil, merhametkâr, raiyetperver, müşfik bir melikin memleketi “hem bu derece göz önünde âsar-ı terakkiyat ve kemalât gösteren bir memleket, senin vehminin gösterdiği surette olamaz!” 3

Ye’s-i mutlakı kâfir-i mutlaka bırak! Şevk-i mutlak ile Allah’ın rahmet eserlerine bak! Bu seyahatte hem keyif, hem de ticaret var. Kâr içinde kâr!

Merhum İbrahim Fakazlı anlatıyor: “Afyon hapsinde teneffüse çıktığımızda, orta bahçede gezerdik. Üstad Bediüzzaman da bizi yukarıdaki hücresinin penceresinden seyrederdi. Onun penceresinin tam karşısında Ceylan, Halil ve ben oturuyorduk. (Moralleri bozuk vaziyette güneşleniyorlarmış.) Üstad, pencereden üçümüze bir pusula attı. Pusulada: ‘Kardeşlerim! Gezin, dolaşın, neşeli olun!’ yazıyordu. 4

Evet, bu güzel yaz mevsiminde “Gezin, dolaşın, neşeli olun!” Bu da mühim bir sünnettir.

ÇOCUKLARIN SIKILAN CANLARI CANIMIZI SIKMAMALI

Bizim gibi çocuklar da mızmızlanıyor: “Canımız sıkılıyor!”

Bunu gören ana babalar, hemen telefonunu veya tableti onların ellerine tutuşturup güya sorunu çözüyor. Hâlbuki can sıkıntısı, insanı geliştirmek için faaliyete zorlayıcı bir dinamiktir. Bu açıdan bir ihsân-ı İlâhîdir.

“Acıktım” diyen bir çocuğa hemen cips mi verilir?

Büyükleri olarak çocuklarımıza öğretmemiz gereken belki de en önemli beceri, kendi sorunlarını kendi başlarına çözebilmeleridir ki, bu sorunların başında da “can sıkıntısı” gelmektedir.

Can sıkıntısıyla nasıl baş edebileceğini öğrenemeyen bir çocuk, yaşı ilerledikçe sorunu çözmek için –Allah muhafaza– hangi yanlış lezzetlere yönelir? “Can sıkıntısı sefahatin anahtarı” olabilir.

O yüzden müsbet ve geliştirici çözüm yollarını bulabilmesi ve bu duyguyla baş etmeyi öğrenmesi, üniversiteyi kazanmasından daha önemlidir.

Hastalıklarımız ağrıya sebep olup bizi tedaviye mecbur etmeseydi ne çabuk ölürdük, değil mi? Can sıkıntısı da ruhun ağrımasıdır. O da bir rahmet eseridir. Bir “eğitim” veya “kaynaşma” fırsatı olarak değerlendirilmelidir.

Çocuklarımız bilgisayar oyununu en azından hak etmelidir. Yoksa hak etmeden serbestçe oynayan bir çocuğun canı zamanla her şeyden sıkılır.

Dipnotlar:

1- G. Münteşir Emirdağ L. 1, “Mustafa ve Ziya’nın mektubu.”

2- bk. 2. Söz.

3- 2. Söz.

4- N. Şahiner, S. Şahitler, II/196.

Okunma Sayısı: 2588
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk çalık

    16.8.2020 23:52:58

    Can sıkıntısı yorumunuz harika. Bir yerde okumuştum : Boş silahı bilmem ama boş insanı kesin şeytan doldurur diyordu. Hayat faaliyettir diyordu Üstad. İster çocuk ister yetişkin olsun fıtrata uygun hareket etmeyen elbetteki sıkılacaktır. Ayrıca sanıyorum dertlerimizi sevmeliyiz. Dertleri, musibetleri çözmek için uğraşmak ne büyük saadet ve huzur kaynağı olduğunu bilmek yani dertlerimizi şifa olarak görmek çözümlerin, huzurun, rahatın başıdır denilebilir. Hele ki kimden geldiğini bilmek ve hükme razı olmak kul için büyük bir motivasyondur. Ümit veren yazınız için çok teşekkür ederiz sayın hocam. Baki selamlar...

  • Cenk çalık

    16.8.2020 23:52:40

    İlk defa okuduğum hatıra zindan da dahi olsa helal dairesi içinde gezin, dolaşın, neşeli olmanın önemine dikkat çekerken, Üstadımızın zahiren en kötü şartlarda dahi nasıl düşünmek ve davranmak gerektiğini uygulamalı olarak ihtar ediyor...

  • Cenk çalık

    16.8.2020 23:52:21

    Oysaki Rabbimiz sayamayacağımız kadar güzel galeri yaratıp, gözümüz önüne sermişken siyah gözlüklerle dünyayı zindan ediyoruz kendimize...

  • Cenk çalık

    16.8.2020 23:52:05

    Bir önemli hususta sahip olduğumuz nimetlerin ne kadar çok ve ne kadar kıymetli olduğunun farkına varamamak. Dar bakışla bir şeyin eksik olması sanki bütüm nimetleri kaybetmişcesine hareket etmemiz içinde bulunduğumuz gafleti izhar eder. Hissiyat galip olduğundan aklı geride bırakıyor ve belki de büyük günahlara sebep oluyor...

  • Cenk çalık

    16.8.2020 23:51:45

    Bir hadisi şerifte kendimizden yukarıda olanlara değil aşağıda olanlara bakılması tavsiye ediliyordu. Yukarı bakınca insan isyana, nankörlüğe sürüklenirken, aşağıdakilere bakmak insanı şükre, itaate sevk ediyor...

  • Abdurrahman AYDIN

    16.8.2020 10:47:14

    Eğer sair teellümat-ı ruhaniye ise; sabra, mücahedeye alıştırmak için Rabbanî bir kamçıdır. ... Kabz-bast haletleri, celal ve cemal tecellisinden intibah ehline gelmesi; ehl-i hakikatça medar-ı terakki bir düstur-u meşhurdur. (Kastamonu L, 8)

  • Mehmet

    16.8.2020 00:13:40

    Çocuk dış mekanda arkadaşları ile oyun oynamalı,Ailesi ile gezilerde bulunmalı.Ev içerisinde fazlaca bulunan çocuk telefon ve tv bağımlısı oluyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı