Gazetelerin verdiği habere göre AKP Üsküdar İlçe Başkanı Erdem Demir görevinden istifa etmiş.
CHP’li belediyelere çekilen siyasi maksatlı savcılık operasyonlarının arasında güme giden bir haber bu…
Bizce haberde bir yanlışlık var. “İstifa değil istifade”dir o. Dolayısıyla bundan sonra da istifade işi devam edecektir. Kendisinden istifade elbette!
Çünkü açıklamasında “Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Erdoğan’a hürmetlerimizi sunuyoruz, izindeyiz” dediğine göre partide varlığı devam edecek. İzne çıkmadı. İzden gitmeye devam ediyor…
Başkan, “İl Başkanlığımızla (dikkat, ‘başkanımızla’ değil-A.B.) yaptığımız istişareler neticesinde 21 Ocak 2021 tarihinden itibaren büyük bir gururla yürüttüğüm… görevimden istifa etmiş bulunmaktayım” dediğine göre bu istifa aslında bir istifa değil. Bir AKP klasiği olan “görevden alınma”, hatta “görevden affını” talep edip bu af talebinin kabul edilmesi aslında.
Dolayısıyla bu habere bakıp “eskiden beri söylediğin ‘AKP’de istifaya izin verilmiyor’ teorin yanlış çıktı, bak AKP’de de istifa olabiliyormuş” diyecek olanlara cevap hazır:
Biz size “o vali olamaz” demedik ki? Biz “o adam olamaz” dedik!
Şaka bir yana, istifanın sebebi hakkında dedikodu ve geyikler dışında bir şey bilmiyor olmamız parti içi otokrasi ve kalitesi hakkında bir ipucu da içeriyor.
Aklınıza gelecek kalıp belli: “Gördüğümüz lüzum üzerine…”
İyi de o lüzumun ne olduğunu işin sahibi durumundaki halkın da görmesi gerekmez mi?
Bankacılık Kanununda ilginç bir hüküm var. Yüksek seviyeli bir banka yöneticisi bankadaki görevinden istifa ettiğinde, bu durumu, gerekçeleriyle birlikte BDDK’ya da bildirmek zorunda. Hem de tam bir bilgilendirme istiyor Kanun.
Öyle “gördüğüm lüzum üzerine” gibi lüzumsuz açıklamaların Kanun nazarında bir kıymet-i harbiyesi yok.
Bu bildirme mecburiyetinin maksadı nedir?
Bir denetim kurumu durumunda olan BDDK, sürekli gözlem altında tuttuğu bankaların içinde neler olup bittiğini, hortumlama ve batak riski gibi risklerin mevcut bulunup bulunmadığını ancak içerden alacağı sağlıklı bilgi ile çözebilir. Yöneticilerin bankadan anlaşmazlık sebebiyle ayrıldığı hallerde genellikle arka planda bir şey var olmuş olabilir. Kanunu yazanların maksadı bu tür bir bilgilenmeye kapı açmak.
Siyasette de değerlendirmeyi halkın kendisinin yapması için bu tür bir bilgilenmeye ihtiyacı var ve bu açık.
Siyasi ahlak talep edenler her şeyden önce bu konudaki siyasi beklentiyi karşılamalı.
Başlığa gelince…
“Bir istifa” haberi için “ardarda istifalar” demek gerçekten bize yakışmaz.
Ama böyle çarpıtmalar başkalarına da yakışmaz. Ve fakat AKP yandaş medyası hep böyle yapıyor.
Maksadımız dikkat çekmek…