"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dünya siyasetine yüksekten bakmak

Ahmet BATTAL
12 Aralık 2024, Perşembe
Makul müminin ülke siyasetine bakış açısı, siyasî garazlardan mualla ve müberra bir makamdan bakıştır ve gidişata-yapabildiği kadar-müsbet yön vermek şeklindedir:

Zira “Bütün siyaset cereyanlarının ve tarafgirliklerin çok fevkinde ve onların garazkârâne telâkkiyatlarından müberrâ ve sâfi olan bir makamda” verilen ders ve gösterilen nur şeytandan başka kimseyi ürkütmez, yarasadan başka kimseyi korkutmaz.  

Aynı kaide, dünya siyaseti açısından da önemli ölçüde aynen geçerlidir.  

*

Önce temel alarmlar:

1. Ülke siyasetinde olduğu gibi dünya siyasetinde de cereyanlar, paktlar ve kutuplar vardır. Bunları hissedip görmek için ihtisas ve basiret, tesirinden uzak kalmak için de ilkelere sadakat ve dirayet gerekir.  

2. Aldatmakla iş gören zındıka komiteleri sadece bizde değil, tüm dünyada vardır ve tesirini her yerde gösterir. Bu sebeple bilhassa nifaka ve ancak münafıkların işine yarayan türden istihbarat “oyun”larına karşı uyanık olmak gerekir.

3. Zalimlerin satranç oyunları iç siyasette de vardır, ama bilhassa dünya siyasetinde kendisini net şekilde gösterir. Bilhassa silâh ticaretine ve onu finanse eden küresel finans şebekesine dikkat etmek gerekir.  

(Zaten satranç zalimce bir oyundur. Zira şah için piyondan başlanarak her şey feda edilir. Oyundaki her bir taraf, taşlara ve hamlelere kendi şahça gözünden bakar. Fil de at da araçtır, piyon zaten piyondur. Allah bizleri her türden ve her dinden zalimlere alet-i lâyeş’ur ve piyon olmaktan muhafaza etsin.)  

4. İman, hayat ve şeriat basamakları, dünya ölçeğinde de; iman, ahlâk ve hukuk (hürriyet) olarak kendisini gösterir.  

*

Şimdi temel prensipler:

1. Hakiki mümin dünyayı ahireti için yaşar. İnsanların kendi iradesiyle iman dairesine girmesi için çalışır. Bunun için de hakiki hürriyet ve küresel barış ortamının gerekli olduğuna inanır.

2. Hakiki mümin millî devletlere ve vatan kavramına sadece imanın ve şeairin bir muhafız olarak bakar.

3. Hakiki mümin İslâm Dünyası’nın daha fazla bölünüp parçalanmasına razı olmaz. Aksine birleşmeyi yani İttihad-ı İslam’ı hedef ve gaye olarak bilir. Bu birleşme elbette öncelikle mümin ve muvahhid kalplerin ittihadıdır. Ancak bu olduktan sonra cemaatlerin, mezheplerin, kabile, aşiret ve milletlerin ve son olarak da devletlerin ittihadı gelir, gelebilir.

3. Hakiki ve samimi mümin, “İslâm Ülkesi”nin tek olması gerektiğini ve ülkeler arasındaki sınırların önce geçirgen olması ve sonra tamamen kaldırılması gerektiğini bilir.

4. Her mümin ittifak ve ittihad için halkın iradesinin kıymetine değer verir. Bu anlamda çok taraflılık esası üzerinden müzakere kültürüne, meşveret ve şuraya, demokratik kurum ve kuralların gerekliliğine inanır.  

*

Bu açıdan bakıldığında ümit için sebep çoktur. Önümüzde örnekler vardır.  

İslâm Dünyası için değer yargıları ve organizasyon yapısı itibariyle Avrupa Birliği örnektir. (Ayrıca bilhassa eyaletlerden devlete dönüşerek kuruluş biçimi itibariyle ABD de örnektir).  

Zira AB’de de bir siyaset ve diplomasi vardır, ama piyonu ve hatta veziri feda eden bir zalim satranç oyunu yoktur. İki dünya savaşından aldıkları ders onlara kâfi gelmiş görünmektedir.  

Bu sebeple Avrupa’nın görevi biten siyasetçisi de bürokratı da sadece “oyundan çıkmakta”dır. Üstelik o bu oyuna rızasıyla girmiş ve vakti geldiğinde rızasıyla çıkmış olmaktadır. Bu oralarda bir “zayiat” değildir. Kimse vazgeçilmez değildir. Kimse şah ya da padişah değildir.  

Bu sebeple İslâm dünyasında diktatörlüklerin yıkılması elzemdir ve faydalıdır, ama yerine başka daha kuvvetli diktatörlükler kurulmamak kaydıyla.  

Bir de Hazreti İsa ile Hazreti Mehdi’nin temsil ettiği cemaatlerin dinsizlik ve materyalizme karşı ittifakına katkı vermek şartıyla.

Özetle: Hakiki ve samimi mümin uyanıktır. İnanır ki Asya’nın bahtının miftahı (anahtarı) da -aynen Avrupa’nın olduğu gibi- meşveret ve şûradır.

Okunma Sayısı: 1799
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    15.12.2024 15:56:00

    Gazze ve Yemen her ikisi de ehli iman insanalrın yaşadığı bir devlet ahalisi. Gazze'de olan vahşete,cinayete elebaşı siyonist katil devlet baş aktör,yardımcıları ise bu caninin kankaları ABD-İSRAİL ile YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ verdiği liderden jet yakıtı,bomba mühimmatı,dikenli tel,Kürecik ve diğer üslerden istihbari ve diğer bilgileri elde etmek,gıda ve petrol gibi temel ihtiyaçlarını hemde sudan ucuza temin etmesi ne hazinki sonuncusu bizim ülkemizden oluyor. Yemen de olan kardeşin kardeşe kırdırtılması ise birçoğumuz,devletin başındakilerin pek de umurunda ve lüzumunda bir hadise görülmemesidir. İman sahibi her insan yappılan haksızlığa,caniliklere karşı kim ,kimden gelirse gelsin karşı çıkmak zorundadır.Ama,fakat ,şu -bu demeden.Hele hele içerideki tahripkar kurtlara karşı daha da müteyakkız olmak şarttır. Çünkü beden sağlam olmazsa,evlad-ı ıyale,masuma yardım daha da zordur.

  • Akif Said HÜR

    12.12.2024 16:58:04

    Pelin ablanın sorusuna katılıyorum. Almanya gazzede öldürülen 50 bin müslümanın katliamına destek verirken siz kalknış avrupanın güzellemesini yapıyorsunuz. Ahmet Battal hocam sizi birçok derslerden sohbetlerden bilirim. Ama şu vicdansızlara ait yaklaşım tarzıyla konuşmak size yakışmadı ve bize şöyle sordurttu: Hocam hiç mi vicdanınız sızlamadı?

  • S.topuz

    12.12.2024 16:53:07

    ..."Evet bakınız, zaman hatt-ı müstakim üzerine hareket etmiyor ki, mebde ve müntehası birbirinden uzaklaşsın. Belki küre-i arzın hareketi gibi bir daire içinde dönüyor. Bazan terakki içinde yaz ve bahar mevsimi gösterir. Bazan tedenni içinde kış ve fırtına mevsimini gösterir. Her kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir sabah olduğu gibi, nev'-i beşerin dahi bir sabahı, bir baharı olacak inşâallah. Hakikat-i İslâmiyenin güneşi ile, sulh-u umumî dairesinde hakikî medeniyeti görmeyi, rahmet-i İlahiyeden bekliyebilirsiniz." Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Hutbe-i Şamiye - 37 - 🙌🌹🤲🌹❤☝️🕋🌙😭😭😢🕊🕊🕊🌍🇪🇺🕋🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    12.12.2024 16:50:11

    "Medeniyetin günahları iyilik-lerine galebe edip seyyiatı ha-senatına racih gelmekle, be-şer iki harb-i umumî ile iki dehşetli tokat yiyip, o günah-kâr medeniyeti zîr ü zeber edip öyle bir kustu ki, yeryüzü-nü kanla bulaştırdı. İnşâallah istikbaldeki İslâmiyet'in kuv-veti ile medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin yüzünü pisliklerden temizleyecek, sulh-u umumîyi de temin edecek. Evet Avrupa'nın medeniyeti fazilet ve hüda üstüne tesis edilmediğinden, belki heves ve heva, rekabet ve tahakküm üzerine bina edildiğinden, şimdiye kadar medeniyetin seyyiatı hasena-tına galebe edip, ihtilalci ko-mitelerle kurtlaşmış bir ağaç hükmüne girdiği cihetle; Asya medeniyetinin galebesine kuvvetli bir medar, bir delil hükmündedir. Ve az vakitte galebe edecektir." Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı Hutbe-i Şamiye - 36 - 🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😭😭😭🕊🕊🕊🌍🇪🇺🕋🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • Abidin

    12.12.2024 14:58:08

    Yazınızın tümü harika! Ancak bu kısım, kanı durmayan yaralarımızın dermanı! Sağolunuz... "Bu sebeple Avrupa’nın görevi biten siyasetçisi de bürokratı da sadece “oyundan çıkmakta”dır. Üstelik o bu oyuna rızasıyla girmiş ve vakti geldiğinde rızasıyla çıkmış olmaktadır. Bu oralarda bir “zayiat” değildir. Kimse vazgeçilmez değildir. Kimse şah ya da padişah değildir"

  • Ali Seyfi

    12.12.2024 13:44:27

    Şu an evin, tezgâhın içindeyken yaptıklarınız size ve nefsinize güzel gözüküyor olabilir. Ama dışarıdan gözüken; İmanımızı takviye edici ve iman-i hususlarda şevkimizi arttırıcı güzel yanın ve yazıları bizlere okutturuyorsunuz taraftalar topluyorsunuz. Ardından bu siyasi yazılarınız görünce ve geçmişte din düşmanlarına oy verin diyen abilerimizin yazılarını aklımızdan geçiriyoruz. Bir yandan Müslümanları Nur hizmetindekileri bir araya hizmet amaçlı topluyor bir kulağımıza İman hakikatleri hatırlatıyor, bir yandan diğer kulağımıza siyaseti ve kendi siyasi görüşlerinizi telkin ediyorsunuz. Gazetemizin amacı imanlı geçleri bir araya toplamak ve gazeteyi yayan çıkartan yöneten şahısların inandığınız siyasi görüşlere mi yönlendirmek? Üstadın tavsiyesi hizmet metodumu mu icra ediyorsunuz? Cevabınız evetse deliliniz nedir?

  • Ali Seyfi

    12.12.2024 13:44:20

    Sn Ahmet BATTAL hocam ve YENİ ASYA gazetemizin değerli yöneticileri. Milletimizdeki eksiklikler o kadar çok ki, siyasete doğru nasıl bakılır tavsiyeleriniz muhtemelen önemli tespitlerdir. Bizlerin tek eksiği siyaset bakış açımızın yanlışlığı olsun. Biz imanımızın feraseti gözüyle bir şekilde siyasi yolumuzu buluruz. 5 vakit siyaset tavsiyeleriniz ile Sözcü, Halk TV TELe1 kanalları gibi insanın içine dert yapan boş ve hiç gereği olmayan analizlerinizi görmek istemiyoruz. Bu tip siyasi yazılarınız pazarda çok rağbet görüyor olabilir. Bu işi meslek edenler yapsınlar, size be bize hiç yakışmıyor.

  • Pelin Kurukahveci

    12.12.2024 12:46:18

    Yazınızda "AB de siyaset ve diplomasi vardır zalim satranç oyunu yoktur" diyorsunuz. Gazze ve Suriye de yaşanılan vahşete karşı destek veren AB, Ukrayna için elinden geleni ardına koymuyor. Bu tahtada islam coğrafyası piyon değil mi? Bunu nasıl görmezden gelip atlarsınız?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı