"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Et buysa kedi nerede?

Ahmet BATTAL
20 Kasım 2021, Cumartesi
Nasrettin Hocanın biri bir sabah kasaptan iki okka et alıp evine götürmüş ve akşam için hanımına teslim edip çıkmış, ama hanımı sadâkatsizlik edip eti gündüz misafirlerine ikram etmiş.

Akşam sofrada et yemeği göremeyen Hoca etin hesabını sorunca hanımı “eti kedi yedi” diyerek bir de kediye iftira edivermiş. 

Kediyi bir çırpıda yakalayıp tartan ve iki okka geldiğini gösteren Hoca, hanımının foyasını dökmüş: 

“Hanım Hanım, kedi bu ise bizim et nerede, et buysa kedi nereye gitti?”

Hikâyenin işaretine gelince:

Geçen günlerde ikisi İsrail vatandaşı üç turist casusluk isnadıyla önce nezarethaneye ve oradan da tevkifhaneye gönderilmişti. 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu konuyla ilgili olarak “Sayın Cumhurbaşkanımızın konutunu, ikametini çekmişler. Bununla da yetinmemişler aynı zamanda buraya yoğunlaşmışlar. Mahkemeler ilerleyen süreçte kendi kararlarını vereceklerdir” demişti. 

İktidar medyası da olaydan birçok “ayrıntı” çıkarıp komplo teorileri ileri sürmüştü.

İsrailli çift önceki gün serbest bırakıldı ve İsrail Hükümetinin gönderdiği özel bir jetle İsrail’e döndü.

Başbakan Naftali Bennett ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid’in serbest bırakılmaya dair ortak açıklaması ise şöyle: 

“Türkiye’yle ortak çabaların ardından Mordi ve Natali Oknin serbest bırakıldı ve İsrail’e dönüş yolundalar. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve hükümetine işbirlikleri için teşekkür ediyoruz.”

Bu teşekkür işi bizi şüpheye düşürdü. 

Önce şunu söyleyelim: Yanlış anlaşılmasın. Casusluk suçu adi suçlar gibi sadece kamuyu ve kamu düzenini ilgilendiren suçlardan değil. Aksine “devlet sırrı” kavramının tabiatı gereği siyasetin ve devletin doğrudan ilgileneceği bir suç. 

Dolayısıyla, yürütmenin işe müdahil olması bir ölçüde normal. “Bu konu yargının işi, yürütme olarak bizi ilgilendirmiyor” demesi pek mümkün değil. 

Hatta yargı ile yürütmenin, en azından isnat ve delillendirme süreçlerinde, adeta iç içe geçtiği bir eylem türünden söz ediyoruz. 

Bu tür suç isnatlarında tahliye ve iade, devletlerin istihbarat örgütleri arasındaki bir ortak operasyonun sonucu da olabilir. Bu da yadırganacak bir durum değildir. Ama bu halde de herhalde devlet başkanına teşekkür edilmez. 

O halde bu teşekkür kime ve neden?

Ya da şöyle soralım:

Yargı bağımsız ise teşekkür neden yargıya değil de yürütmeye?

En iyi sorular da şunlar: 

Yargı bağımsızlığını kim yedi?

Et nereden çıkacak? 

Ya da bu işin ardından Türkiye İsrail dostluğuna(!) dair ne gibi tombul ipuçları çıkacak? 

Okunma Sayısı: 2204
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İmdat Su

    20.11.2021 14:59:58

    Tezatlar ülkesinde yaşıyor olduğumuzda olmasın acaba bütün bu acaiplikler?..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı