Önlerine önceki gün Hürriyet’in arşivinden kopan koca bir kaya düştü: 

Hürriyet’in 2.8.2004 tarihli sayısında birinci sayfada sekiz sütuna manşetten verilen ve web sayfasında da halen –şimdilik- aynen duran haberin başlığı şöyle:

“Sivil Partiden askere çağrı - 313 generale ‘Uyarı yap’ mektubu - Türkiye’de ilk kez bir sivil parti (MHP) başta Genelkurmay Başkanı olmak üzere 313 generale ‘siyasî iktidarı uyarmaları” için mektup yazdı”

Haberden anlaşıldığı kadarıyla bu mektup “sadece paşalara” yazılmamış, ama neticede “görevdeki paşalara da yazılmış” ve amaç da iktidara yönelik kulak çekme ameliyesi başlatabilmek. 

Haberin internetteki devamı ise şöyle: 

“MHP Genel Merkezi’nin, AKP’nin uyarılması amacıyla başta, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları olmak üzere, Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin çeşitli kademelerinde görevli 313 generalin tümüne birer mektup gönderdiği ortaya çıktı. 

MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır imzasıyla 13 Haziran 2004’te, yani DEP eski milletvekillerinin cezaevinden salıverilmelerinden 4 gün sonra gönderilen ve siyasî çevrelerde şaşkınlık yaratan mektupta şöyle denildi: 

“Sayın Generalim, Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli, ‘endişe verici son gelişmeler’ üzerine bir değerlendirme yapmıştır. Bir tarihi görev olarak, toplumun tüm kurum ve kesimlerinin, ‘azamî sorumluluk anlayışı ve sağduyu ile hareket etmeleri gerektiğini’ bu yönde siyasî iktidarın uyarılmasını ifade eden açıklama metnini bilgilerinize saygılarımla sunuyorum. Mehmet Şandır. Milliyetçi Hareket Partisi Basın ve Propagandadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı.”

Şandır generallere bu mektuba ilâve olarak “Tarihi görev çağrısı” başlıklı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli imzalı on yedi sayfalık bir yazı da göndermiş. 

O yazıda ne dendiği artık önemli değil. Aynen zevzek zemekli amiraller mektubunun Montrö ile ilgili kısmında en dendiğinin yarın artık önemsiz olacağı gibi. 

Önemli olan o dâvetin bugün için bir anlamının ve siyasî ya da hukukî delil değerinin olup olmadığı. 

Bu dâvet bugünkü bakışla suç mu? Savcıları başkası için göreve çağıran Bahçeli kendisi için de çağırmış olmuyor mu? 

Daha da önemlisi savcıyı göreve çağıran AKP iktidarı kendi ortağı MHP’yi de savcının önüne atmış olmuyor mu? Bahçeli’nin de emekli maaşının kesilmesi ve gizli rütbelerinin sökülmesi gerekmiyor mu?

Savcılarımızın işi hakikaten çok zor. 

Dâvâ açsalar bir dert, açmasalar iki dert. 

Bizce en zoru da şimdiki Hürriyet yazarlarının şimdi bu eski haberin haber olmasından sonra MHP ve lideri hakkında ne yazabileceklerini ve bilhassa ne yazamayacaklarını bilememeleri. Allah bütün mütegallibelere ve zorbalara kolaylık vermesin. 

Bizim formülümüz belli: Düşmanı sık değişenin dostluğuna güven olmaz. Balık unutsa arşiv unutmaz!

En iyisi siz hukuka dönün Sayın Savcılar…