Değerli üniversite adayları, tercih dönemindesiniz. Yardımcı olmaya çalışalım.
ÖSYM’nin bilgisayarı sizi tercihlerinizden birine yerleştirecek. Bunu nasıl yapacağını bilirseniz tercih listenizi de daha bilinçli yaparsınız.
Şöyle yapacak: Bilgisayar önce en yüksek puan alan adayın tercih formunu önüne alacak ve -bütün programların bütün kontenjanları henüz bom boş olduğu için- onu ilk tercihine yerleştirecek. Sonra ikinciyi, sonra üçüncüyü …
Ama her programın belli sayıda kontenjanı olduğuna göre bilgisayarın da bir “yerleştirme kapasitesi” sınırı var.
Sıra size geldiğinde bilgisayar önce sizin de tercih listenizin ilk sırasına bakacak.
Birinci sırada tercih ettiğiniz programın kontenjanı sizden daha yüksek puan almış olan yeterli sayıda (kontenjan sayısınca) adayın burayı tercih etmiş ve tercihine yerleşmiş olması sebebiyle dolmuş olabilir.
Bu durumda bilgisayar sizin ikinci tercihinizin neresi olduğuna bakacak ve ikinci tercihiniz olan programda boş kontenjan varsa sizi ikinci tercihinize yerleştirecek. Yoksa üçüncü tercihe, o da boş değilse sırasıyla dördüncü, beşinci … tercihinize bakacak ve hangisinde boş kontenjan varsa o sizi o programa yerleştirecek. Artık daha aşağıdaki tercihlerinize bakmayacak.
Ve sonra puan sıralaması sizden bir geride olan adaya sıra gelecek. Bilgisayar, onu da, birinci tercihi olan programın kontenjanında boşluk varsa oraya, olmadı ikinci tercihine, olmadı üçüncüye … yerleştirecek.
Bir adayın tercih listesinde yer verdiği programların hiçbirinde boş kontenjan kalmamışsa o öğrenci boşta kalacak.
İşte bu yüzden ÖSYM çok sayıda tercih hakkı veriyor. İşte bu yüzden ÖSYM bir önceki yılki yerleştirme durumuna dair taban puanları ve taban yüzdelik dilimlerini “ufuk açsın, kolaylık olsun, bilgi olsun” diye yayınlıyor. Meselâ geçen yıl son öğrenci olarak yirmi bininci öğrenciyi alan bir bölüm/program, bu yıl son öğrenci olarak on beş bininciyi de alabilir, yirmi beş bininciyi de. Bu tamamen bu programın bu seneki kontenjan sayısına ve bu seneki adayların o programı ne kadar tercih ettiğine bağlı bir durum.
Diğer ifadeyle sıra sizi yerleştirmeye geldiğinde, bilgisayar, sizin kaç tercih yaptığınıza ve hangi bölümü hangi sırada tercih ettiğinize bakmayacak.
Bilgisayar, ilk tercihinizden başlayarak, sırasıyla, tercih ettiğiniz programın kontenjanının -sizden daha yüksek puan almış olan adayların da orayı tercih etmiş ve oraya yerleştirilmiş olması sebebiyle- dolmuş olup olmadığıyla ilgilenecek.
Özetle, tercihinizin tercih formundaki “sırasının” bilgisayar için bir önemi yok. Önemli olan, sıra size geldiğinde, tercih listenizdeki programların, sizden öndekilerin tercihleri ve yerleşmeleri sebebiyle dolmuş olup olmadığı. Bilgisayar için “doluysa alt tercihe geç, boş yer varsa yerleştir” kuralı geçerli.
O halde bu listenin sizin için önemi büyük.
Listenizi “keşke şunu bunun üstüne yazsaydım da burada değil orada okusaydım” demeyecek şekilde yapmalısınız.
Tercih listesine çok program doldurunca ekstra ödeme yapmayacaksınız!
O halde “bu bölüme/programa asla yerleşemem” ya da “bu programa kesin yerleşirim” gibi bir düşünce sınırına girmeden, tercihlerinizi dilediğiniz gibi yapabilirsiniz. Yeter ki makul marjlar içinde kalın. Ya tutarsa…
Gelecek yazıda tercihlerinizin size uygunluğu ve sizin tercihlerinize uygunluğunuz boyutuyla konuya devam edelim…
Not: Üç ay önce başladığımız gençleştirme uygulamaları kapsamında köşemizi devredeceğimiz yazar adayı gençlere gelecek haftadan itibaren avukat İbrahim Aktaşcı da ekleniyor. (Avukat Furkan Alyakut bir süre ara verecek). Gençleri tebrik ediyor, gayretlerinin sürmesini diliyoruz.