"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Somut suçu olmayanı terörist sayamazsınız-2

Ahmet BATTAL
30 Ocak 2022, Pazar
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin ceza hukuku profesörü İzzet Özgenç’in geçen gün TV5’te “…öcü” yargılamaları ile ilgili olarak yaptığı önemli açıklamaları değerlendirmeye devam edelim:

“Bir örgütün tesbitinde tümevarım yöntemi uygulanması gerekirken Türkiye’de tümdengelim yöntemi uygulanıyor ve bu da mağduriyetlere sebep oluyor. Somut suç işlemiş insanların arasındaki ilişkilerden hareketle bir örgütün varlığının tesbit edilmesi gerekirken, önce bir suç örgütü tasavvur ediliyor ve sonra o örgütle ilişkisi olduğu düşünülen herkes suçlu ilân ediliyor. Bu kişiler somut bir suç işlememiş olsalar bile o örgütsel yapıyla olan ilişkisi dolayısıyla bu insanları suçlu ilân edersiniz, terörist ilân edersiniz ve bu şekildeki bir yöntemle bir sürü insanı mağdur edersiniz.” 

Biz neredeyse altı senedir yazıyoruz: Somut suç işlemiş olmayan kişileri cemaat mensubiyetini gösteren deliller yardımıyla “terörist” saymak ve hem adlî ve hem de idarî müeyyidelere tabi tutmak olacak iş değildi, ama öyle yapıldı. 

Bir gün hukuka dönüldüğünde bu uygulamaların hepsi başa saracak ve telâfisi için çareler aranacak. Ama bu arada kırılan dökülen geri gelmeyecek. Kıran dökene de çoğu zaman hesap sorulamayacak. Üstelik o somut suçları işleyenler de cezasız kalacak. 

“Aslında 15 Temmuz hadisesinin bir örgütsel yönü var. Yani o suç, örgütsel bir ilişki olmadan işlenebilecek bir suç değil. Hatta 15 Temmuz 2016 öncesinde de suç işlemek amacıyla oluşmuş örgütsel yapılar vardı; ama bunlara bizim, işlenen somut suçlarla bağlantılı olarak ulaşmamız gerekiyordu. Ama biz, işlenen somut suçları bir kenara ittik, bir cemaat yapılanmasını terör örgütü olarak dizayn ettik, tanımladık. Ondan sonra bu cemaatle şu veya bu şekilde bir ilişki içinde olan … insanların hepsini biz, terörle suçladık ve terörist muamelesine maruz bıraktık. Böyle bir uygulama doğru değil.” 

Biz neredeyse altı senedir bunu da yazıyoruz: “Cemaat eşittir terör örgütü” formülü doğru değildi. Cemaate mensubiyeti veya sempatiyi gösteren ve hiçbiri tek başına suç oluşturmayan delillerin üçü beşi bir araya getirilerek buradan terör örgütüne mensubiyet sonucuna varmanın zulme sebep olacağı açıktı. 

Üstelik bu tutum sadece “o cemaat”in değil, görünüşte iktidarın koruma altına almaya çalıştığı ve hatta meşrû ve gayri meşrû usûllerle besleyip desteklediği bütün dinî cemaatlerin aleyhine olacaktı. 

Ama bir çoğu “öbür cemaatlerin mensupları” durumunda olan bir kısım yüksek hâkimler eliyle “o cemaat” eşittir “terör örgütü” formülü uygulatıldı ve aklı başında hiçbir ceza hukuku uzmanının asla ve asla kabul edemeyeceği bugünkü vahim neticeye gelindi. 

“Somut bir suçla ilişkisi varsa insanın eğer, onun hukuk neyi gerektiriyorsa icabına bakalım; ama somut bir suçla ilişkisi yoksa, … insanları soruşturma süreçlerine, kovuşturma süreçlerine tabi tutuyorsak, mahkûm ediyorsak, burada biz, sadece mağduriyet ortaya çıkarırız. … 

Çare de şu: … Kanunî düzenlemeyle, somut bir suça bulaşmamış olan insanların mağduriyetinin bir şekilde telâfi edilmesi lâzım. … O kurumda eğer bir yanlışlık varsa, o kurumla ilgili ne gerekiyorsa onu yap. Hukukun gereği neyse onu yap. Eğer orada suçla bağlantılı bir faaliyet icra ediliyorsa, bunun gereğini yerine getir; ama burada eğitim öğretim görmüş insanı ben cezalandıramam. … Gazetesini okuduğu için veya okuluna çocuğunu gönderdiği için, bankasında hesabı olduğu için terörle suçlayarak bir insanı mahkûm ettik, ama kişilere somut bir suç isnadında bulunmadık. Bu insanları bizim toplumda ‘hükümlü’ diye toplumda dolaştırmamamız lâzım. Bu insanların topluma kazandırılması lâzım. Bu insanların ümitlerini canlı tutmamız lâzım gelir.”

Özgenç’in çözüm olarak teklif ettiği Toplumsal Uzlaşma Kanunu taslağını daha önce köşemizde incelemiştik. 

Bu konuda sivil alana ve bilhassa muhalefete büyük görev düşüyor. “… öcü” damgası mağdurlarının iktidar mensuplarını ve bilhassa muhalefeti harekete geçirmesi ve bunun için de milletvekillerini ve yereldeki siyasetçileri mektup, mail, mesaj yağmuruna tutması şart. 

Okunma Sayısı: 3738
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    1.2.2022 11:21:12

    " Zulum ile abad olanın, sonu BERBAD olur". Allah c.c. mazlumlara ve mahzunlara yardım etsin ve sabırlar ihsan etsin inşaallah. " Küfür devam eder,Zulum devam etmez". " Allah imhal eder,asla İHMAL ETMEEEZ." Allah yar ve yardımcımız olsun inşaallah.

  • sefer Avci

    1.2.2022 07:38:49

    YENİASYA ailesinin her ferdinden Rabbim razı olsun. Bu mağduriyetleri dile getiren emek sarfeden yegane zümre.Bu konudaki duruşunuza gerçekten ihtiyacımız var.Rabbim sizleri aratmasın Rabbim sizleri cenneti ile müjdelesin.

  • Ercan

    31.1.2022 06:24:16

    Sayın değerli Hocam, bu konuya hukuk ilmi, bilimsel açıdan bakıldığında gerçekten çok büyük haksızlıkların yapıldığı aşikar. Sorun bu konuları bilen kişilerin haksızlıkları dile getirmemeleri. Şimdilerde az sayıda kişi bu konuları tekrar ele alıyor. Sizler vesile oluyorsunuz Allah razı olsun. Ancak bu zulme teşebbüs edenler öylesine ilimden, insaftan uzaklar ki okuma ihtiyacı duymuyor, işitmek istemiyor. Bu tip yazıların bu zamanda çok değeri var. Hukuksuzluk sürekli devam edemez. Zulm sürdürülemez. Yarını olmayan her şey çökmeye mahkûmdur. Pek çok mağdur belki bu dünyada karşılığını alamayacak. Alamadan giden zaten en az 1000 kişi var. Ahiret endeksli düşünmeyen bedbahtların vay haline! Mahşerde hesap çok çetin olacak. Rivayette var ki zalimlerin hesabı 60 bin sene sürecek Ve diyecekler ki hesap bitse de cehennemde olsa burdan kurtulsak. Öylesine dehşet verici.

  • hasan

    30.1.2022 14:05:15

    hepsi boş ,konuşulanların hepsi siyaseten konuşuluyor sadece oy muuhalefet ve ikitidar ikiside aynı bizim işimiz mahşere kalmış ALLAH'IN ADALETİ ŞAŞMAZ

  • Yasin aybey

    30.1.2022 12:27:08

    Hocam kaleminize elinize sağlık bizler ben benim gibiler bir şekilde yaşama tutunup çocuklarimiza sahip cikmaya çalışıyoruz HELAL VE HARARM BELLİDİR EVİMİZE AZDA OLSA BİR LOKMA EKMEK GÖTÜRÜR KEN BUNUN RAHATLİGİ İCERSİNDEYİZ BUGUN İSSİZ KALİRİZ YARIN İS BULURUZ BUGUN EKMEGİMİZ AZ OLUR YARİN KARNİMİZ DOYSA YETER 6 YİLDİR YAŞADIKLARİMİZİ ALLAH BİLİYOR TARİH HERSEYİ EKSİKSİZ YAZİYOR EMİN OLUN GECECEK VE TARİH YAZACAK ALLAH İN ADALETİ BÜYÜKTÜR İHMAL ETMEZ ELİNİZE SAGLİK

  • Oğuz Yiğiter

    30.1.2022 11:46:08

    Allah razı olsun Hocam. Tebrikler, dualar...

  • Melike

    30.1.2022 11:04:13

    Ahmet Bey, Yazılarınız çok yerinde. Esim şu an cezaevinde .Yatarı 27 Mart 2021 de bitti. Hala çıkarmadılar. Yargıtayın onaması beklendi.Yargitay cezayı onadı ama bu sefer de cezaevi komisyonu, eşimi telefonda kayinvalidemle (annesi ile) konferans yoluyla konusturdum diye tahliyesine izin vermediler.Hakkini vermeyi geçtim,ne kadar eziyet etsek o kadar kardır düşüncesine sahipler

  • fatih er

    30.1.2022 10:33:11

    Ümit var mı? Elbette var firavunda nemrutta yenilmez geçilmez görünüyordu ama sonları felaket oldu

  • Riza

    30.1.2022 08:55:46

    Uyduruktan gerekçelerle her onune gelen masum insanlara terörist iftirasını atanlar elbet bir gün siyasi rüzgarın değişmesi ile eğer yüz var ise toplum ıcerisine çıkamaz duruma gelecektir.

  • Abdullah Negünekaldım

    30.1.2022 08:22:06

    Hocam şöyle bir mesel vardırya "Biz Sürüyü Kaybettik Sen Ala Tekeyi Soruyon" demem odurki Türkiyede sadece Adalet sistemi değil akp tarafından 20 yılda yaptığı özelliklede tek adam rejimi denen bu ucube sistemlede ülkemizın fabrika ayarları tamamen bozulmuş içinden çıkılmaz hale gelmiştir.İşin dahada kötüsü akp bu berbat durumu çok iyi bir sistem gibi savunmaya devam ediyor ve dahada garibi anketlere göre cumhur ittifakının oy oranı yüzde kırklarda gözüküyor bence asıl şaşılacak ve açıklanması gereken mesele bu ama kimse bunu izah etmiyor.Bir diğer husus akp İstanbul seçimlerini kaybetmenın intikamını sadece İstanbul halkından değil tüm milletten alıyor yoksa bir iktidar bu kadar acımasız olabilirmi zamları otomatiğe bağlayıp hayatı çekilmez kılabilirmi ?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı