Ana muhalefet partisinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu devletimizin çok gizli bilgilerini ele geçirmek üzereyken son anda engellendi.
Gerçi geçen aylarda aynı casus Merkez Bankası’na girmeyi başarmıştı, ama onu oraya sokanların hesabını görmüş ve defterini de katlayıp dürmüştük. Oradan alamadığı bilgileri de çelik kasalara saklamayı başarmıştık.
Önceki günkü menhus teşebbüsünün ardından kendisi hakkında siyasî ve askerî casusluk iddiasıyla soruşturma başlatacaktık ki inisiyatif kullandık ve vazgeçtik.
Ama her an başlatabiliriz.
Zaten bu olay yargı bağımsızlığı denilen garip şeyin ne kadar tehlikeli olduğunu da göstermiş oldu.
Bizim yanımızda olmayan ve yerli ve millî olmayan bir yargı tümü terörist olan muhalefete hizmet etmekten başka neye yarar ki!
Netekim İçişleri Bakanımız bu konu hakkında en güzel ve en veciz sözleri söyledi:
“Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı, PKK, DHKP-C ve organize suç örgütlerinin ağına düşüp, onlara özenip, mekân basmaya gitmez. Siyasetin ve devletin kaidesi bellidir. CHP, başında ehliyetini kaybetmiş bir kişi ve bunu istismar edenlerin işgalindedir.”
(Gerçekten, bu Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu zekice atılımları ve açılımları kimin aklıyla yaptığını biz de merak etmiyor değiliz!)
Sadece İçişleri Bakanı değil Cumhurbaşkanımızın Cevaplama Yardımcısı Fuat Oktay da cevabı en iyi yerinden verdi:
“Devlet kurumları muhalefetin siyasî rant sağlayıp, şov yapacağı mekanlar değildir. Zorbavari yaklaşımlarla Türkiye’nin kurumlarını tehdit eden ve yıpratmaya çalışan Kılıçdaroğlu ve şürekâsı kimlerin çıkarlarına hizmet ediyor? Ülkemizin ve milletimizin çıkarına olmadığı kesin.”
Yani demiş oluyor ki “Ben Türkiye Büyük Devlet Meclisine tenezzülen gidip onların sorularına dilediğim gibi cevap veriyorum zaten. Bu durumda ayrıca benim memurumun da dilediği cevabı vermesine gerek yok ki! Doğruyu söyleyecek olsak mesele yok. Doğru bir tanedir. Ama o ayrı ben ayrı yalan söylersek yalanlar karışır ve milletimizin kafası karışır. Ne söylenecekse tek elden söylenmeli. Zira ülkemizin çıkarları bazı moral bozucu gerçekleri gizlemeyi gerektiriyor.”
“Neleri?” diye soruyorsunuz.
Meselâ açıklanan enflasyonun nasıl hesaplandığı…
Hissedilen enflasyonla ölçülen enflasyonun arasındaki farkın nasıl kapatılacağı…
Bunlar devlet sırrı.
Bunları Devlet’in (Devlet Abi’nin) izin verdiği kişilerden başkasına açıklamaması gerekenlerin kapısını aşındırmak da ne oluyor, kime hizmet ediyor?
Ey vatandaş. Akıllı ol. Sırlarına sahip çık.
Bu vatan düşmanı muhalefete ülkenin yönetimini teslim edersen bil ki bütün o eski defterler açılacak.
Sırlar ve yalanlar ortaya saçılacak.
Sorumlular ortaya dökülecek.
Sen sen ol sakın bu muhaliflere oy verme.