Bir zamanlar AKP’nin yanında iken şimdi sizin sipere girip AKP’ye ve iktidarına cepheden saldıran birileri sizi de kendisine siper ediyor, onlarla aynı siperde olmaktan neden vazgeçmiyorsunuz? Neden AKP’ye bakışınızı gözden geçirmiyorsunuz?
Cevap:
Yeni Asya kendi bakış açısını sürekli olarak ve ilkeleri doğrultusunda gözden geçiriyor. Hem de bunu; yazarı, yöneticisi, sahiplenen okuyucusu ve dostlarıyla birlikte yapıyor.
Ama Yeni Asya cephe ve siper siyasetine karşı. Böyle bir siyasetten Allah’a sığınıyor. Cephe siyaseti yapanlara ve karşı cephede olduğunu gördüğü sürece meleğe bile şeytan deyip kendi cephesine yardıma gelen şeytana melek muamelesi yapanlara müfrit ve/veya müfsit gözüyle bakıyor.
Yeni Asya, o bazılarının kastettiği; “bir zamanlar canciğer kuzu sarması görünürken şimdi karşı cepheden saldıran” birileri meselesinde de böyle düşünüyor.
Yeni Asya o “ölümüne ortaklık” günlerinde de yanlışa yanlış diyordu, “devlet ile cemaati iç içe geçiren bu gidiş gidiş değil” diyerek sorumluları ikaz ediyordu, bugün de aynı ölçüyle ve aynı tavırla aynı medeni cesareti gösteriyor.
Yeni Asya, o gün AKP’ye destek konusunda ifrat etmekte iken fitne girip ortaklığı bozunca tefrite düşenlerin haline de üzülüyor ve onları da vasata dâvet ediyor.
Ayrıca Yeni Asya bunların bir kısmının siyaseten yanlış yapmak dışında bir kabahati yok iken “cemaat eşittir terör örgütü” formülüyle ağır suçlu ve terörist muamelesi görmesine de itiraz ediyor. Zira inanıyor ki onlara yapılan da bir zulümdür.
Yeni Asya’nın bu tutumunun ihlâsı bozan türden tirajla vs. ile de ilişkisi yok. Yeni Asya’nın “şirin görünelim tirajımız artsın” derdi olsaydı iktidar nimetlerini ulufe gibi dağıtmakta mahir olan AKP’ye şirin görünürdü!
Bazıları diyorlar ki:
AKP iktidarı yapması gereken güzel şeyler yaptı: Ayasofya’yı açtı, Taksim’e cami yaptı… Yeni Asya bunlar için ne diyor?
Cevap:
Yeni Asya, öteden beri, henüz AKP yokken de yapılmasını istediği ve bu partinin iktidarında yapılan hizmetleri elbette destekliyor. Daha iyilerinin yapılmasını da cân u gönülden istiyor.
Ama Yeni Asya yapılanlar kadar yıkılanları da görmek, göstermek, üzülmek ve tedbir almak gerektiğine inanıyor.
Mesela “Cami yapmakken cemaatleri yıkmak ve dine hizmeti devletleştirmek, sivil ve ihlaslı din hizmetleri alanını öldüren bir darbedir” diyor.
Keza ittihad-ı İslâm’dan dem vururken komşu ülkelerin içine fitneli parmak karıştırıp hepsini düşman edince gelen perişanlığımızı “değerli yalnızlık” diye kılıflamanın diplomasiyle alâkasının olmadığını söylüyor.
Ya da meselâ AKP’nin icraatları itibarıyla MHP’leşmesinin ve hatta eski CHP’ye benzemesinin risklerini sayıp döküyor.
Öte yandan Yeni Asya hayırlı hizmetleri yapmanın “dindar demokrat” olmaya yetip yetmediği konusunda “o birileri”nden farklı düşünüyor ve cephe siyasetine son verip kardeşlik hukukunu tesis etmeleri ve buradan başlayacak ittihadı tüm İslâm coğrafyasına yaymaları için hakikî dindar demokratları göreve dâvet ediyor. Hep yaptığı gibi.
Şimdi ayrı düşmüş ya da yalnız kalmış olan ve dâvet bekleyen eski dostlar Yeni Asya’yı işte bunu gördükleri için tebrik ediyorlar.