"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur’da ibadet -1

Ahmet DEMİRDÖĞMEZ
06 Ocak 2019, Pazar
“Binaenaleyh insanın en evvel ve en büyük vazifesi, tesbih ve tahmiddir.” (Mesnevî-i Nuriye)

“İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi; Hâlık-i kâinatı tanımak ve O’na iman edip ibadet etmektir. Ve o insanın vazife-i fıtratı ve farîza-i zimmeti, marifetullah ve iman-ı billahtır ve iz’an ve yakîn ile vücudunu ve vahdetini tasdik etmektir.”1 hakikatince çağımız insanı, aslî vazifesi olan ibadeti en doğru bir şekilde anlaması ve ifa etmesi yani, iyi bir abid olması için çağın en yüksek manevî bir tefsiri olan Risale-i Nur’a müracaat etmesi lâzım ve elzemdir.

İbadet nedir, ne değildir? Mahiyeti nedir? Nasıl olmalıdır? Kaç çeşit ve kaç cihettir? Ve neden ibadet? Bütün bu suallere cevap Risale-i Nur’da en güzel ve en doğru bir şekilde beyan edilmiştir. İbadeti, “Allah’ın emirlerini yapmak ve nehiylerinden sakınmak”2 olarak özetleyen Risale-i Nur, ibadetin iki kısım ve iki cihet olduğunu belirtmektedir: Evet “İbadet iki kısımdır. Biri müsbet ibadettir ki; namaz, niyaz gibi malûm ibadetlerdir. Diğeri menfi ibadetlerdir ki; hastalıklar, musîbetler vasıtasıyla musîbetzede, aczini, zaafını hisseder. Hâlık-i Rahimine iltica eder, yalvarır.”3 Bu hakikate binaen insan ibadetiyle ve güzel bir niyet ile bütün ömrünü ibadete çevirebilir. “Bu surette bütün sermaye-i ömrünü, âhirete mal edebilir. Fâni ömrünü, bir cihette ibka eder.” 4 Risale-i Nur, ibadetin iki cihet olduğunu da şu şekilde izah etmektedir: “insan, şu kâinata geldikten sonra “iki cihet ile” ubudiyeti var: Bir ciheti; gaibane bir surette bir ubudiyeti, bir tefekkürü var. Diğeri; hazırane, muhataba suretinde bir ubudiyeti, bir münacatı vardır.” 5 “İşte bu çeşit ibadat ve tefekküratla hakikî insan olur, ahsen-i takvimde olduğunu gösterir. İmanın yümnüyle emanete lâyık, emin bir halife-i arz olur.” 6 Evet, insan ibadetin her iki cihetini de yapmakla mükelleftir.

Acz ve fakrını Allah’a namaz, niyaz, oruç, zekât, hac gibi fiilî ibadetlerle ilân ederken; diğer taraftan da Allah’ı tanımak, bilmek yani marifetullah yolunda terakki etmek ve kemalat kazanmak durumundadır. Bu ise tefekkür yoluyla, ilim ile bilhâssa iman ilimlerinin tahsili ve talimiyle mümkündür. Bu zamanda Risale-i Nur, bu hususta en birinci rehber durumundadır. “Risale-i Nur, insan olan bir insana, acz ve fakrını derk ettirir. Bediüzzaman der ki: “İnsan, acz ve fakrını anlamakla, tam Müslüman ve abd olur.” 7 İbadetin bu iki cihetinden birinin ihmali, tam bir Müslüman ve hakikî bir mü’minliğin eksik kalmasına sebep olmaktadır. Çünkü “Akaidî ve imanî hükümleri kavî ve sabit kılmakla meleke haline getiren, ancak ibadettir.

Evet, Allah’ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden sakınmaktan ibaret olan ibadetle, vicdanî ve aklî olan imanî hükümler terbiye ve takviye edilmezse, eserleri ve tesirleri zayıf kalır. Bu hale, âlem-i İslâmın hal-i hazırdaki vaziyeti şahiddir.” 8 “İbadetin manası şudur ki: Dergâh-ı İlâhîde abd, kendi kusurunu ve acz ve fakrını görüp kemal-i rububiyetin ve kudret-i Samedaniyenin ve rahmet-i İlâhiyenin önünde hayret ve muhabbetle secde etmektir.” 9 diyen Risale-i Nur, insanın üç cihetten ibadete mükellef olduğuna işaret etmektedir. Şöyle ki: “Kalbiyle teslim ve inkıyada, aklıyla iman ve tevhide, kalıbıyla amel ve ibadete mükelleftir.” 10 Çünkü “İbadet, şükürdür. Şükür, mün’ime edilir; yani nimetleri veren zata şükretmek vâcibdir.” 11 “Hâlık-i Rahimin ibadından istediği en mühim iş şükürdür. Şükrün envaı var. O nevilerin en camii ve fihriste-i umumiyesi, namazdır.” 12 “Namazın manası da, Cenâb-ı Hakk’ı tesbih ve tazim ve şükürdür.” 13 İmanın ve İslâmiyetin lâzımı olan Namaz, bütün ibadetlerin fihristesi mahiyetinde olduğundan her mü’min, bir nevi mi’racı hükmünde olan farz namaz ibadetini asla ihmal etmemelidir. “Namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır. Hem cisme de o kadar ağır bir iş değildir.“ 14

“Risale-i Nur’un şu ikazı hiç unutulmamalıdır: “Her yeni gün, sana hem herkese, bir yeni âlemin kapısıdır. Eğer namaz kılmazsan, senin o günkü âlemin zulümatlı ve perişan bir halde gider, senin aleyhinde âlem-i misalde şehadet eder.”15 “Namaz, Hâlık-ı Zülcelâl tarafından her yirmi dört saat zarfında tayin edilen vakitlerde manevî huzuruna yapılan bir dâvettir. 

Bu dâvetin şe’nindendir ki, her kalb kemal-i şevk ve iştiyakla icabet etsin. Ve mi’racvari olan o yüksek münacata mazhar olsun.” 16

Dipnotlar:

1- Şuâlar, 121.

2- İşaratü’l İ’caz, 165.

3- Lem’alar, 327.

4- Sözler, 36.

5- age. 367.

6- age. 368.

7- age. 854.

8- İşaratü’l İ’caz, 165.

9- Sözler 58.

10- İşaratü’l İ’caz, 179. 

11- age.178.

12- Mektubat, 426.

13- Sözler, 57. 

14- age. 36.

15- age. 305. 

16- İşaratü’l İ’caz, 61.

Okunma Sayısı: 7774
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı