"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Musafaha kaynaşma vasıtasıdır

Ahmet ÖZDEMİR
14 Şubat 2022, Pazartesi
Günümüzde insanlar fıtratları bozulmamışsa, birbirlerine daha yakın, daha candan olmak isterler. Bir başka ifadeyle aralarındaki dostlukları geliştirmek veya buzları eritmek arzusu vardır. Bunun için çeşitli yollara başvururlar.

Ziyaretler yapılırken yerine ve konumuna göre tatlılar, çiçekler tercih edilmektedir. Burada dostlukları pekiştirmek veya düşmanlıkları gidermek ilk akla gelebilir. 

Mü’minlerin annesi Hz. Âişe (r.anha): “Yâ Resûlallah! Benim iki komşum var. (Hediye vermek istediğimde) hediyemi bunlardan hangisine öncelikle (takdîmen) vereyim” diye sordum. Resûllullah (asm), “Kapısı sana en yakın olan komşuna ver!” buyurdu, demiştir.

Bir hadis-i şeriflerinde Resul-i Ekrem (asm), “Hediyeleşiniz. Çünkü hediye sevgiyi katlar ve kalblerdeki kinleri giderir.” buyurmuştur. 1

Yine Peygamber Efendimiz (asm), insanlar arasındaki bağların kuvvetlenmesi için hediye verilmesini emrederdi. 2

Hediyeleşmek unutulmaya yüz tutan güzel adetlerimizden ve sünnetlerimizden birisidir. 

Selâmlaşmak ve musafaha toplumda ilgi gören bir adettir. Kişiler karşılaştıklarında önce selâmlaşırlar, sonra musafaha ederler.

Musafaha sözlükte; selâm vermek ve sevgisini göstermek üzere birbirine el uzatma, el ele tutuşma, iki elle yapılan hususî selâmlaşma şekli ve yüz yüze gelmeleri anlamına gelmektedir.

Dinimizde selâm verirken eğilmek, bükülmek yasaklanmıştır. Enes b. Malik, Resûlallah’a (asm), “Bazımız bazımıza (hürmeten) eğilebilir mi?” diye sordu. Resûlullah (asm), “Hayır!” buyurdu. Enes, “öpüşelim mi?” dedi. Resul-i Ekrem (asm), “Hayır, öpüşmeyin!” buyurdu. Enes, “Musafaha edelim mi?” dedi. Resûlullah (asm), “Evet! Musafaha ediniz!” buyurdu.

Ebu Zer, “Resul-i Ekrem (asm) ile ne zaman karşılaşsak musafaha ederdik. Hatta bir gün beni aradı, ben yoktum. Haber aldığımda doğruca ziyaretine gittim. Kendisi oturuyordu. Kucaklaştık. Kendisi çok sevinçli ve neşeli idi” der.

Selâmlaşma ve musafahanın günahları giderdiği de rivayetler arasındadır.

Ebû Mes’ûd el-Ensârî, Resûlullah’ın (asm), “Müslümanlardan iki kişi karşılaşır da birisi öbür arkadaşına selâm verir ve elini tutarak musafaha yaparsa, Yüce Allah onların günahlarını-onlar daha birbirlerinden ayrılmadan önce- bağışlar” buyurduğunu rivayet etmiştir. 3

Büyükler arasındaki selâmlaşma ve musafaha yukarıda değindiğimiz gibidir. Peki, küçükler bundan mahrum mu kalacaklar?

Küçük çocuklarla musafaha yerine onların üç kere başlarının sığanması, sıvazlanması, okşanması, kendileri için “Allah sana bereket versin!” diyerek duâ edilmesi, tavsiye edilmiştir.

Dinimizde erkeklerin namahrem kadınlarla musafaha yapmalarına ve el sıkışmalarına izin verilmemiştir.

Peygamber Efendimizin (asm) biat etmek isteyen Ensar kadınlarına, “Ben kadınlarla musafaha yapmam!” buyurduğunu; Hz. Âişe de, Peygamberimizin (asm) kadınlardan biat alırken bile elinin onlardan hiçbirinin eline, avucunun onlardan hiçbirinin avucuna değmediğini bildirmiş; “Biatını sözle aldığı her kadına ‘Git, senin biatını aldım’ buyururdu” demiştir. 4

Enes (ra), Resul-i Ekrem’in (asm) şöyle dediğini rivayet etmiştir: “İki mü’min karşılaşıp musafaha ettikleri zaman, aralarında yetmiş günahları için mağfiret bölünür. Bunun altmış dokuzu güler yüzlü olanın, biri de somurtanındır.”

Bediüzzaman’ın dediği gibi, “Sünnet-i Seniyye edeptir. Hiçbir meselesi yoktur ki, altında bir nur, bir edep bulunmasın. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş: ‘Rabbim bana edebi güzel bir surette ihsan etmiş, edeplendirmiş.’ Evet, siyer-i Nebeviyeye dikkat eden ve Sünnet-i Seniyyeyi bilen, katiyen anlar ki, edebin envâını, Cenâb-ı Hak, Habibinde cem etmiştir. Onun Sünnet-i Seniyyesini terk eden, edebi terk eder.” 5

Günümüzde bu güzel hasletlere, hem fert olarak, hem toplum olarak ne kadar ihtiyacımız olduğunu bilmem anlatmaya gerek var mı?

Dipnotlar:

1- Camiü’s-Sağir, c. 2, s. 235. 2- Camiü’s-Sağir, c. 3, s. 183. 3- Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4: 289.

4- Ahmed b. Hanbel, 6: 114, Müslim, 3: 1489. 5- Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, s. 181.

Okunma Sayısı: 3225
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı