"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kendime ders yaptım

Ahmet UÇAR
11 Nisan 2020, Cumartesi
Ders yapmak mı, ders okumak mı, yoksa ders almak mı?

Nurlar’dan ders verildiğinde hep bu sorular zihnimi kurcalar. Belki cevabı belli: Kendi nefsine okumak. Ama ders okurken öyle mi yapıyorum? Nefsim okunan ders sonrası taltif beklemiyor mu? Evet şahsî okuma masum bir faaliyet. Diğer taraftan ders yapmak öyle mi? Kardeşlerime ders okumak içerisinde nice imtihanları barındırıyor. Niyeyse nefsim hiç hakkı olmadığı halde kendine bir paye talep ediyor.

Nefsim okunan hakikatlerden hasıl olan tefeyyüz ve istifadeyi üzerine almak istiyor. Evet her Nur Talebesi, Nurlar’ı kendi malı gibi bilmeli. Fakat bu neşriyat ve tebliğ cihetinde olmalı. Yoksa Nurlar’ı haşa kendi malı gibi pazarlamamalı. Nurlar’dan okurken paha biçilmez bir hazineye kapıcılık ettiğini bilmeli diğer taraftan bu hazinenin kapıcısı iken efendisi ve maliki gibi bir tefahhur gafletine düşmemeli.

Ey nefsim! Halbuki sen hiçtin var oldun. Cemadattan, nebatattan ve hayvanattan bir ferd olmadın. Eşref-ü mahlûkat olan insan sınıfında yaratıldın. Sana göz, kulak, dimağ, kalp gibi hadsiz maddî ve manevî cihazlarla süslenmiş bir vücut libası giydirildi. Bununla da kalmayıp İslâmiyet nimet-i uzmasına nail oldun. Ahir zaman Peygamberine (asm) ümmet oldun. Sonra ilim adına hiçbir şey bilmezken, ilimlerin şahı ve padişahı olan marifetullah ilmini kırk yılda değil kırk günde elde edebilmeyi nasib eden Risale-i Nur Külliyatı’na muhatap kılındın.

Yunus’un “İlim ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır” mısralarını hatırla. Kendindeki nihayetsiz acz ve fakrı bil. Öyle ya, esası acz, fakr, şefkat ve tefekkür ile yoğrulmuş bir yolun yolcusu değil miyim? Küçük sözlerdeki en büyük ders acz ve fakrını bilerek, ilân ederek, iftihar ederek Rabbimin sonsuz kudret ve rahmetine istinad ve itimad etmek değil mi? İnsan aczi ve fakrını bildiği ve ilân ettiği nisbette kudret ve rahmete mazhar olmuyor mu? Mahviyet ve hiçlik ile fakirlik ve yokluk ile kuvvet ve zenginlik kapılarını aralamıyor mu?

Öyleyse nedir bu gurur nedir bu fahr? Kendini bir kuru üzüm çubuğu gören “Bu lezzetli üzüm salkımlarının hasiyeti bu kuru çubukta aranmamalı” diyen bir Üstad’ın telifini okuyan biri nasıl lezzetli üzümleri sahiplenebilir? Ders kürsüsünde Nurlar’a şeffaf bir ayine olman gerekirken nasıl olurda kesif bir ayine olursun; halktan tebrik, teşekkür ve iltifat beklersin? Hasıl olan tefeyyüzü kendinden bilir ve fahre düşersin. Senin hakkın medih değil şükürdür. Cenab-ı Hakk’ın senin gibi bir racül-ü faciri böyle bir hazineye kapıcı yaptığı için minnettarlıktır.

Öyleyse bir öğretmenin öğrencilerine ders yaptığı gibi veya bir hocanın cemaatine vaaz verdiği gibi okuma. Her ikisi de muhatabından kendini daha bilgili görür. Muhatabına bilmediklerini öğretme gayretindedir. Ya sen öyle misin? Çaresizlik ve gaflet içerisinde dolaşıp duran biriydin. Nurlar’ı tanıdında hayatına istikamet geldi. Hayatının manasını ve gayesini öğrendin. Okuduğun derse muhatapların içerisinde en fazla sen muhtaçsın, en fazla sen açsın.

Öyleyse Nurlar’a açlığını bil. Nurlar’dan okurken akıl ve hayaline daha önce gelmemiş manaların diline gelmesini kendinden değil cemaatin şahs-ı manevisinden bil. Derslerde hâsıl olan tefeyyüz ve bereketi muhatapların içerisinde bu Nurlar’a çok daha iyi ayinelik edebilecek olanların hüsn-ü niyetinin bir kerameti bil.

Öyleyse camid ve kesif bir ayine olarak tekellüm ettiğin Nurlar’ın kardeşlerinin kalp aynalarında makes bulmasına mani olma. Aksi halde okudukların kalp ve gönüllere inmeyecek yalnız kulaklarda bir çınlama, akıllarda bir hatıra, gözlerde bir yansıma olarak kalmaya mahkûm. Sen gel bu zulmü hem kendine hem de kardeşlerine yapma.

Bu yazdıklarım da benim nefsime dersim olsun. Nurlar’dan okumak nimetine mazhar olduğum zaman yoldaşım olsun. Nurlar’ı daim nefsime okumak, daim nefsime hitap etmek, daim kendime ders çıkarmak için rehberim olsun. Rabbim beni Nurlar’a kuru çubuk ve ayine olduğum düşüncesinden ayırmasın.

Okunma Sayısı: 2735
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    11.4.2020 12:32:05

    Aksi halde okudukların kalp ve gönüllere inmeyecek yalnız kulaklarda bir çınlama, akıllarda bir hatıra, gözlerde bir yansıma olarak kalmaya mahkûm.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı