Bir okuyucumuz, “Dârülharpçiler oy kullananları ‘Allah’a şirk koşanlar’ olarak nitelendiriyor. Bunlara selâm verilir mi?”
Bunlara göre “Türkiye “Dârü’l-harp yeridir…” Halbuki, bir yer “Dârü’l-harp” kabul edilirse, bir kısım mükellefiyetler düşse de, çok büyük sorumluluklar, mükellefiyetler gelmektedir. Ülkeyi böyle kabul edenler, devamlı savaş halinde olacaklarından eğlenemezler, evlenemezler (!), gezemezler, hatta bu sisteme göre çalışamazlar. Ve gerektiğinde göç edip ülkeyi terk etmeleri gerekir!
Ancak biz şöyle düşünmeliyiz: İman ve Kur’ân hakikatlerinden birisini inkâr etmedikçe, “Oy kullananlar şirke girdi!” diye düşünmek, küfre düşürmez! Dolayısıyla, Türkiye dârü’l-harptir düşüncesinde olanlar Müslüman-ama, hatalı-olduklarından onlara selâm vermek caizdir.
Fakat, onlara şu hususu da kavl-i leyyin ile hatırlatmak ve lütuf ile ıslah etmeye çalışmak gerekir:
“Ey aziz kardeşim! Mealini vereceğimiz şu Nebevi (asm) ikazlar bizi yeterince tekfirden men etmeye kâfi değil mi?
“Hiç kimse, başka bir kişiye fasık (yoldan çıkmış sapmış) diye söz atamaz, kâfir diyemez. Eğer fasık dediği kimse fasık, kâfir dediği kimse de kâfir değilse, bu sıfatlar muhakkak onları söyleyen kimseye döner.” 1
“Bir kimse din kardeşine kâfir derse, bu söz ikisinden birine döner.” 2
“Her kim bir adama: Ey kâfir veya Allah’ın düşmanı der de o adam dediği gibi değilse, o sözler bunları söyleyene döner.” 3
Kıyamete kadar bütün asırlara model olacak Asr-ı Saadet’te “tekfir” meselesiyle ilgili şöyle muhteşem bir ders ve ölçü verilir.
Usame bin Zeyd, “Lâ ilahe illâllah” diyeni öldürür. Peygamberimize (asm) durumu anlatır.
“Kıyamet gününde, o adamın söylediği bu tevhid kelimesinin kıymet ve büyüklüğünden dolayı sana kim yardımcı olacak?”
“Ey Allah’ın Resûlü, o adam, bunu ölümden korktuğu için söyledi,” diye cevap verdim.
“Kalbini yarıp baktın mı ki, bunu başka bir sebepten dolayı söylemiş olduğunu bilesin! Kıyamet gününde ‘Lâ ilâhe illallah’ kelimesinin karşısında kim senin yardımcın olacak?’ buyurdu. Bu sözü o kadar çok tekrar etti ki, ‘keşke Müslümanlığa o günden sonra girmiş olsaydım,’ dedim.” 4
Dipnotlar:
1- Nisa Sûresi, 94.
2- Mü’min Sûresi, 28.
3- Buhari, Edeb, 44, Müslim, 1/319.
4- Buhari, Edeb, 73/Müslim, İman, 111.