"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eskiden işleri şahıslar yürütürdü

Ali FERŞADOĞLU
14 Kasım 2022, Pazartesi
Eski çağlar ile şimdiki zamanın sosyal yapısını çok iyi okuyan Bediüzzaman, şu paragrafta önemli tesbitlerde bulunur:

“Zaman-ı sabıkta revâbıt-ı içtima ve levazım-ı taayyüş ve fevaid-i medeniyet o kadar tekessür ve teşâub etmediğinden, bazı kalîl adamların fikri devletin idaresine yarı kâfi gibi idi. Amma bu zamanda revâbıt-ı içtima o kadar tekessür etmiş ve levazım-ı taayyüş o derece taaddüd etmiş ve semerat-ı medeniyet o kadar tefennün etmiş ki, ancak yalnız kalb-i millet hükmünde olan Meclis-i Mebusan ve fikr-i ümmet makamında olan meşveret-i şer’î ve seyf ve kuvvet-i medeniyet menzilinde bulunan hürriyet-i efkâr o devleti taşıyabilir ve idare ve terbiye edebilir. Bu hakikate misal, eski hükûmet-i müstebide ve yeni hükûmet-i meşrûtadır. (Eski Said Dönemi Eserleri, Nutuk, s. 95.) 

Çok kısaca özetlersek: Geçmiş zamanda sosyal, yani insanları bir araya getiren bağlar; hayat, yaşama, geçim şartları; medeniyetin faydaları o kadar çoğalıp, dallanıp budaklanmadığından az adamların fikri, devletin idaresine yarı kâfi gibi idi. Amma bu zamanda sosyal ve bir araya getiren bağlar ile hayat şartları ve geçim için lüzumlu olan şartlar öylesine çoğalmış; ve medeniyetin meyveleri o kadar fen ve birçok şeyler öğrenmeye mecbur etmiş ki, ancak yalnız milletin kalbi hükmünde olan mebusların, milletvekillerinin meclisi, parlamento ümmet, toplumun fikri makamında olan Şeriattaki istişare, işlerin istişare, danışıp görüşme yoluyla halledilmesi, İslâmın öngördüğü meşveretle, medeniyetin gücü fikir hürriyeti o devleti taşıyabilir ve idare ve terbiye edebilir. Bu hakikate misal, eski baskıcı, despot, zorba hükümet ve meşrutiyetle idare olunun yeni hükümettir, yani, Şeriata uygun meşrutiyet hükûmetidir. 

Eskiden devleti bir halife, kral, padişah, vs, birkaç veziri ile devleti yarım yönetebiliyordu. Bu zaman “cemaat zamanı” olduğu, her işi, yani, ilimi, teknolojik buluş ve keşifleri, ticareti, vs. ekipler yaptığı için ülke idaresini de bir kişi değil, ancak millet meclisi, parlamento idare edebilir, taşıyabilir, terbiye, yani, kanuni, ahlaki kurallara uymasını sağlayabilir.  

Zira, “Eskiden hâkim bir şahıs-ı vâhid idi… Şimdi ise zaman cemaat zamanıdır. Hâkim, ruh-u cemaatten çıkmış az mütehassis, sağırca, metin bir şanhs-ı mânevîdir ki, şûrâlar o ruhu temsil eder.” (Sünûhât, Enstitü/internet, s. 51) 

Yetkilerin toplandığı tek yönetici bir akılla düşünür, iki kulakla işitir, gözle görür. Meseleleri bütün boyutlarıyla göremez, bilemez! Bunları kolaylıkla korkutur, avlar, aldatır. Ama, 600 kişiden teşekkül eden bir meclis, 600 akılla düşünür, 1200 gözle görür. Aldatılamaz, kandırılamaz, yanıltılamaz! 

Okunma Sayısı: 1067
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı