"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ferasetimize ne olmuş?

Ali FERŞADOĞLU
01 Temmuz 2020, Çarşamba
Kimi zaman anlamakta zorlanıyoruz:

Avamın, hatta âlimlerin ve bilhassa siyasetçilerin savrulmasının sebebi nedir? Sık sık aldanmasının hikmeti nedir? Sıdkın/doğruluğun sosyal hayatta ölmesini ne ile izah edeceğiz? Hülâsa ferasetsizliğin kaynağı nedir?

Önce ferasetin kelime anlamına bakalım: Üstün anlayış, derin ve hızlı seziş, engin kavrayış… Ferasetin kaynağı; tahkiki, yüksek bir imandır. Ferasetin kaynağı, başta Nur, olmak üzere, “Âlim, Hakim, Burhan, Hadi, Fettah” gibi Esma-i Hüsnadır.

Ferasetin kaynağı, bir ismi Nur olan Kur’ân’dır. Kur’ân’ı anlayarak okuyan onun nuruyla boyanır. Ferasetin kaynağı, Nur-u Muhammedidir (asm).

Ferasetin kaynağı Allah-u Azimüşşandır: “Müminin ferasetinden sakının! Çünkü o Allah’ın nuruyla bakar.” (Tirmizi, Tefsiru’l-Kur’ân, 16)

Marifetullah’ta, yani, Esma-i Hüsna’yı Kur’ân’daki yazılışı ve kâinattaki tecellilerini öğrendiği, göz- lemlediği, tefekkür ettiği, müşahade ettiği nisbette geniş ve derin bir ferasete, basirete sahip olur. İşte mü’minin feraseti bu sırlardan kaynaklanır.

Allah yolunda terakki ile mesafe kat’edenler, seyr ü sülûk (manevî gezi, gözlemle mesafe) alır.

Ki, bu hali, “Herbir insan, aklıyla, hayal süratinde seyerânı; herbir velî, kalbiyle berk sür’atinde cevelânı ve cism-i nurânî olan herbir melek ruh sür’atinde Arştan ferşe, ferşden Arşa deverânı; ehl-i Cennetin insanları, Burak sür’atinde, haşirden beş yüz sene fazla mesafeden Cennete çıkmaları olduğu gibi…” diye nazara verilir. (Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, s. 520)

Şimdi başta kendimizi, sonra siyasetçileri-bilhassa iktidardakileri-gözden geçirelim.

Allah’ın nuru Esma-i Hüsna’da ne kadar terakki ediyor. Yani, kâinatta mücessem olarak tecelli eden, insanda tezahür eden, Kur’ân’da yazılı olarak görünen bu Esmayı ne kadar zikrediyoruz, yani, anlıyoruz, tefekkür ediyoruz, düşünüyoruz, okuyoruz, müzakere ve mütalâa ediyoruz?

Kur’ân’ı ve tefsirlerini-bilhassa Esma-i Hüsna’nın derinliklerine inen ve tecellilerine mazhar olan Risale-i Nur’u, ne kadar okuyoruz, anlıyoruz, mütalâa, müzakere ediyoruz?

Ve özellikle siyasetçiler ne konuşuyor; ağızlarından dökülen kelimeler nurlu mu, ufunetli, nursuz mu?

O halde ferasetimizin keskinleşmesi, yükselmesi için baştan ayağa Esma-i Hüsna ile örülen, iman-Kur’ân hakikatlerini anlatan Risale-i Nurlar’ı bol bol, “anlayarak ve kabul ederek” okumalıdır.

Okunma Sayısı: 1598
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı