"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İman ve ümit takviyesi

Ali FERŞADOĞLU
16 Eylül 2021, Perşembe
Dehrin getirdiği kovid-19’un zedelediği irtibat, muhabbet, uhuvveti, hizmetlerde yol açtığı fütur, aksaklıkları, İktidarın inanılmaz baskısı ve cemaatleri biribirine kırdırma fitnesini aşmak zorundayız.

Bediüzzaman’ın ortaya koyduğu ölçülerden takviye “iman, ümit ve şevk aşısı” olmalı.  

Telefonumuzu şarj etmezsek kimseyle iletişime geçemeyiz. Şarjlı pilleri, fenerleri şarj etmezsek önümüzü aydınlatamayız. Elektrik enerjisi yoksa fabrika, makine, motorlar, otomobilleri, bilgisayarları, vs.’yi çalıştıramayız.   

İmanımızı, yenilemezsek Rabbimizin rahmetinin, melek “ilhamlarının” kapsam alanının dışında kalırız. İman esaslarını, Esma-i Hüsna’yı ne kadar tefekkür edersek, ufkumuz o kadar genişler. Çünkü, “İmân hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakikî imânı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imânın kuvvetine göre, hâdisâtın tazyikàtından kurtulabilir.” (Sünûhat, internet sitesi, s. 284) 

Bediüzzaman iman esaslarını ve yüzlerce alt başlıklarını, ilmel-yakin, aynel yakin (görme derecesinde kesin bilme), hakkalyakin (yaşama derecesinde kesin bir bilme) ile izah ve ispat ederek ortaya koymuştur.   

Şimdi bize lâzım olan Kur’ân eşsiz, hakikatli, manevî, iddiaya değil ispata dayalı tefsiri Risale-i Nur’u “anlayarak ve kabul ederek” okumak, “imanımızı Risale-i Nur’dan şarj ederek” takviye etmek, yenilemektir. Onu okur, müzakere edersek ancak gerçek, tahkiki iman enerjisini şarj etmiş oluruz! Olumsuz, menfi duygu ve hasletlerimizi de ancak imanla engeller, gerçek rotaya gireriz. Çünkü, “İman, kalbde, kafada daimî bir mânevî yasakçı bıraktığından, fena meyelânlar histen, nefisten çıktıkça ’yasaktır’ der, tard eder, kaçırır. 

“Evet, insanın fiilleri kalbin, hissin temayülâtından çıkar. O temayülât, ruhun ihtisasatından ve ihtiyacatından gelir. Ruh ise, iman nuru ile harekete gelir. Hayır ise yapar, şer ise kendini çekmeye çalışır. Daha kör hisler onu yanlış yola sevk edip mağlûp etmez. (Hutbe-i Şamiye, internet, s. 82.) 

“Nur” ışıktır, aydınlıktır, bilgidir. “Kuvvet” enerjidir. Müslümanların bu asırdaki en büyük hatası, iman, yani, “nur ve kuvvet” olmadan İslâmın şartları, ahlâk ve ukubat meselelerini çalıştıracağını zannetmesidir. 

Okunma Sayısı: 1556
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Neslinur

    16.9.2021 17:45:54

    Muhterem Ali ağabey, çok istifadeli bir yazıydı. Rabbim razı olsun. Hürmetlerimle

  • Ali

    16.9.2021 14:14:01

    Birbirine kırdırtmak: Öldürtmek: Çocukları kışkırtıyor, beyinlerini yıkıyor, eline silâhı verip birbirlerini kırdırıyorlar (Burhan Felek). Bizi bunun için mi getirdin? Yurtsuz yuvasız bırakmak, oradan oraya süründürmek için mi? Kınık boyunu kırdırmak için mi? (Mustafa N. Sepetçioğlu). Lâf anlamazlığın, insafsızlığın, yetersizliğin tahrikleri ile gençliği birbirine kırdırmış ve kırdırmaktadır (Ahmet Kabaklı). Kubbealtı Lügatı

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı