"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kişileri hangi ölçülerle değerlendiriyoruz?

Ali FERŞADOĞLU
11 Eylül 2021, Cumartesi
Gece-gündüz dünya imtihanlarına yoğunlaşanlar silkinip kendimize gelmeliyiz: Bu bir kamera şakası değil; din bir imtihan ve biz bu dünyaya imtihan olmaya gönderildiğimiz onlarca âyette vurgulanır.

Biribirimizle de imtihanda olduğumuz meali şöyle olan âyetlerde belirtilir: “İçinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye kadar sizi imtihan edeceğiz.” (Muhammed Suresi, 31) “Ey insanlar! Sizin bir kısmınızı diğer bir kısmınıza imtihan vesilesi kıldık; bakalım sabredecek misiniz?” (Furkan Sûresi, 20)  

Beşeriz, şaşarız; hata eder, günah işleriz. Ve bazen ahirzamanın dehşetli fırtınaları içinde savrulur yanlışlar yaparız. İmtihanı kazanabilmemiz; Kur’ân ve Nebevî (asm) ölçüleri uygulamamıza bağlı. 

Meali şöyle olan İlâhî ferman bizi âdil olmaya, adaleti istemeye ve ihya etmeyi emrediyor: 

“Kendi aleyhinizde, anne-babanızın, akrabalarınızın aleyhinde de olsa dosdoğru şahitlik edin.” (Nisa Sûresi, 135) “Hasenâtı seyyiatına, sevâbı hatâsına tereccüh edenler, mağfiret ve affa müstehaktırlar.” (Münâzarât, internet, s. 13)  

Bir kardeşimizin sevapları, iyilikleri, hatalarından çok ise, ona göre yaklaşmalıyız. Yalnızca sevap veya sadece hata ve günahlarına odaklanarak değerlendirmek adaletsizlik olur! 

“Cenâb-ı Hak, haşirde adalet-i mutlaka ile mizan-ı ekberinde a’mâl-i mükellefîni tarttığı zaman, hasenâtı seyyiâta galibiyeti-mağlûbiyeti noktasında hükmeyler. Hem seyyiâtın esbabı çok ve vücutları kolay olduğundan, bazan birtek hasene ile çok seyyiâtını örter.  

“Demek, bu dünyada o adâlet-i İlâhiye noktasında muâmele gerektir. Eğer bir adamın iyilikleri fenalıklarına kemiyeten/sayı veya keyfiyeten ziyade gelse, o adam muhabbete ve hürmete müstehaktır. Belki, kıymettar birtek hasene ile, çok seyyiâtına nazar-ı afla bakmak lâzımdır.” (Bediüzzaman, Mektûbât, internet, s. 354)  

Bir insanın bir sıfatı câni ve kâfir de olsa, o sıfat sahibi câni olmaz.” (Sünûhât, s. 40) Herbir Müslümanın herbir sıfatı Müslüman olması lâzım olmadığı gibi…” (Münâzarât, s. 70-71) 

Ehl-i hizmet her kardeşimiz bir gül bahçesidir. Dikenleri, kirli yerleri de vardır. O zaman nasıl davranmalı?  

Bir bahçeye girsem iyisini intihab ederim. Koparmasından zahmet çeksem hoşlanırım. Çürüğünü, yetişmemişini görsem “Huz ma safa” derim. Muhataplarımı da öyle arzu ederim. (Bediüzzaman, Mesnevî-i Nuriye, s. 207) 

Okunma Sayısı: 1784
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nuray

    11.9.2021 11:34:51

    Allah cc razı olsun kaleminize sağlık çok güzel hakikatlerle ifade etmişsiniz şöyle bir soru sormak istiyorum bunca hakikati bilmemize ve defalarca tekrar tekrar okumamıza ve okuduğumuz hakikatleri baş göz üstüne kabul etmemize ve itirazsız kabul etmemize Rağmen..!neden bir türlü insani ilişkilerimizi düzene sokamıyoruz ? Her yaşadığımız menfi bir hadisede Hem ruhsal hem maddi manevi alt üst oluyoruz ?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı