Kamera şakası falan değil, şimdi de kuraklık ve kıtlık kapıda! TÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, “yağmur bombası” teklif ediyor. (Yeni Asya, 2 Ocak 2021)
Bir işi veya bir hastalığı tedavi için birçok şart lâzımdır. Yağmur için bomba, hikmet ve sebepler dairesinde bir şart, ama yeter şart değildir. Başka neler gerekli?..
İsrafa son vermek: Rabbimiz bizi yemek-içmekten değil, israf etmekten men ediyor.
Prof. Şen, bunu da nazara veriyor: “Haziran ayında bütün meteorologların gerekli uyarıları yaptık, ancak tedbir alınmadı; içme suyu ile halı ve araba yıkanmamalıydı!”
İktisat dersleri: Aile, okullar, kitle iletişim vasıtalarında iktisat dersleri vermek-almak; özellikle ‘İktisat-Şükür Risalesi’ni okumak, okutmak kesinlikle zaruridir…
“Evet, iktisat katî bir sebeb-i bereket ve medar-ı hüsn-ü maişet (güzel geçim sebebi) olduğuna” dair sayısız deliller var. (Bediüzzaman, Lem’alar, s. 145)
Teşekkür: “Nîmeti İlâhiye bir şükran ister ki, devam etsin, ziyade olsun. Yoksa, nimet böyle şükür görmezse, gider.” (Tarihçe-i Hayat, s. 125)
Bir diğer şart, isyan ve günahları (olumsuz her türlü hareketi, fıskı, sefaheti) terk etmek. Zira, “Yağmursuzluk bir musîbettir ve ceza-yı amel bir azaptır…”
(Tevbe-i istiğfar): Buna karşı, ağlamakla ve hüzün ve kederle, niyaz ve hazinane yalvarmakla ve pek ciddi nedamet ve tevbe ve istiğfar ile karşılamak…
Sünnet-i Seniyye dairesinde (yaşamak), bid’alar karışmadan, şeriatin tayin ettiği tarzda dergah-ı İlâhiyeye iltica etmek ve dua ve o hale mahsus ubudiyetle mukabele etmektir.
“Hem böyle umumî musîbetler, ekser nasın hatasından geldiği cihetle, o insanların ekseri (kısm-ı azamı) tevbe ve nedamet ve istiğfar etmekle def olur.” (Emirdağ Lâhikası, s. 33)
Devlet de, fertler de zulümden uzak kalmalı: Bebek, masum genç, kadın, ihtiyar, hastaları haksız, hukuksuz hapse atmak, çıplak aramak, mal-mülk, maaş, hürriyet ve çoluk-çocuğuna el koymak Çin mezaliminden beter bir zulüm değil mi?
“Bu kadar masumlara zarar vermek ve ezmek yeter! Belki Gayretullaha dokunur, gala (kıtlık) ve veba gibi belalara vesîle olur.” (Bediüzzaman, Şuâlar, s. 208)
Koronanın mesajını almazsak kuraklık, kıtlık, vb. diğer “musîbetçe dillerinde” gelmeyecek mi?