Münâzarât, Bediüzzaman’ın 1910’da “imanın özelliği” olan “hürriyet, meşrûtiyet/ demokrasi” referansının Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye olduğunu anlatmak için Doğu illerine yaptığı ziyarette halkın, medrese talebeleri ve ulemanın sorularına verdiği cevaplardan oluşur.
Özelde Doğu, genelde Osmanlı ve İslâm âleminin asırlardır birikmiş problemlerin çözümüdür. Risale-i Nur’un yalnız iman değil, içtimaî ders de verdiğini söyleyen Bediüzzaman, onu şöyle tanıtır:
“Şu kitap tarafımdan cevap, onların cânibinden suâl etmek vazifesiyle mükelleftir. Hem de siyâset tabiblerine, teşhis-i illete (siyaset doktorlarına hastalığı teşhise) dâir hizmet ile muvazzaftır.” (Bediüzzaman, Münâzarât, s. 20) Yani, bu eser, hak, hürriyet, meşrûtiyet/ demokrasi, meşveret, eğitim, içtimaî, siyasî hatta ekonomik manifestodur.
“Hürriyet yakılmaya lâyıktır. Çünkü o kâfirlere hastır” diye tanımlanırken, II. Meşrûtiyeti ilân eden “şefkatli ve veli padişah II. Abdülhamid tekfir” edilirken, “İslâmın cumhurî sistemi meşrûtiyeti ile demokrasiyi İslâmla bağdaştırılamazken şu ölçüyü verir: “Hürriyet Rahmân’ın ihsânıdır, zira o îmânın bir hassasıdır.” (Age, s. 59)
Hürriyetin, meşrûtiyetin / demokrasinin, meclisin / şûrânın / kurumsal meşveretin (ki, ortak akıl demektir) kaynağının aslında İslâmiyet olduğunu izah ve ispat eder.
Dünyevî saadetimiz de meşrûtiyette olduğuna işâret ederek, “Yalanlarla ittihad yalandır. Ve ifsadat üzerine müesses olan meşrûtiyet fâsiddir” der ve vasıflarını sıralar:
Sıdk (doğruluk, dürüstlük). Muhabbet (sevgi). Ve imtiyazsızlık (Herkesin hukuk karşısında eşit olması). (Age, s. 30) Onu manâsız bir isim ve resim olarak görmez; içini, doldurur:
“Meşrûtiyetin ağası haktır, akıldır, marifettir, kanundur, efkâr-ı ammedir.” (Age, s. 33)
“Meşrûtiyetin sırrı, kuvvet kanundadır, şahıs hiçtir.” (Age, s. 38)
O halde, “hürriyet, cumhuriyet, meşrûtiyet, demokrasi” gibi içtimaî, siyasî mevzularda gerçek bilgiye sahip olmak isteyen dindar ehl-i ilim, fikir ve bilhassa İlahiyatçıların mutlaka bu eseri anlayarak okuması gerekir. (Ama, önce Nurcular!)
Hatta başta siyasal bilgiler ve İlahiyat fakülteleri olmak üzere okullarda ders kitabı olmalı.