Müslüman olarak büyük sıkıntılarımızdan birisi de “yönetme” sanatını bilmemektir. Bu da birçok sosyal, siyasi ve ekonomik problemi beraberinde getiriyor.
Hz. Ebubekir’in (ra) halife seçildiğinde yaptığı muhteşem konuşma, günümüz idari, siyasi, ekonomik problemlerimizin de çözümüdür. Asr-ı Saadetten gelen bu sese kulak verelim: “Ey insanlar! Sizin en hayırlınız olmadığım hâlde başınıza yönetici seçildim. Şayet iyilik üzerine olursam bana yardım ediniz. Eğer kötü olursam da beni doğrultunuz. Doğruluk emanettir. Yalan ihanettir. İçinizdeki zayıf kişiler Allah’ın izniyle ben onların haklarını alana kadar benim yanımda kuvvetlidirler. İçinizdeki güçlü kimseler ise Allah’ın izniyle onlardan zayıfların hakkını alana kadar benim yanımda güçsüzdürler. Bir toplum Allah yolunda cihadı terk edecek olursa Allah onlara dünyada zillet verir. Toplumda zina yaygın hâle gelirse Allah o topluma bela ve musibeti umumileştirir. Allah’a ve Peygamberine itaat ettiğim sürece bana itaat ediniz. Şayet Allah’a ve Peygamberine isyan edersem bana itaat etmeniz gerekmez.”1 Bu kısa, veciz, öz söz; tüm asırları tarayarak hastalıkları teşhis ile tedavi esaslarını taşıyor. İşte, “Eğer kötü olursam da beni doğrultunuz. Doğruluk emanettir. Yalan ihanettir.” Buyurun AKP muhipleri, iktidarı doğrultunuz! “Bir toplum Allah yolunda cihadı terk edecek olursa Allah onlara dünyada zillet verir.” Ki, Peygambedimiz (asm) bir büyük savaştan dönüşte, “Küçük cihaddan büyük cihada döndük” diyerek ikiye ayırmıştı. Ashabından birisi büyük cihadın ne olduğunu sorunca, “Kişinin nefsine, heva ve hevesine karşı gerçekleştirdiği savaştır ki, bu cihadın en büyüğüdür” buyurmuştu.”2
Cihad; görünen, açık düşmana, şeytana ve nefse karşı yapılır.”3 “İslam adına yapılan her türlü, çalışma, faaliyetin adıdır cihad. Her gün düzenli olarak namaz kılmak, bazen sıcak günlerde oruç tutmak da cihad alanına girer. Bütün bir hayatı içine alacak şekilde nefsimiz ile ruhumuz arasında verdiğimiz sürekli mücadelenin adıdır cihad.”4
Bediüzzaman, günümüzde “cihad-ı mânevî”nin esas olduğunu, onun da ilk basamağının “Evvela nefsini ıslâh etmek”5 olduğunu söyler. Buyurun hep birlikte nefsimizle cihada!
Dipnotlar:
1-İbni Hişam, Ebû Muhammed Abdulmelik, es-Siretü’n-Nebeviyye, c. IV, s. 312.; 2-Feyzü’l-Kadir, 4/511; Keşfü’l-Hafâ, 1/511.; 3-Ragıb, Müfredat, c-h-d mad.; 4-Seyyid Hüseyin Nasr, İslâm, 96.; 5-Kastamonu Lâhikası, s. 13.