Davranışlarımızın temel saikı, düşünce, duygu, inanç/imandır. Ancak, dış faktörlerin, çevrenin de önemli bir payı var. Lâkin, esas tayin edici faktör iç âlemimiz, düşüncelerimiz, duygularımızdır.
Sosyal uyum davranışlarımız temelde uyma, ikna, itaat, özdeşleşme ve benimseme olarak belirir:
Uyma: Uyma, ferdin, davranışlarını, düşünce ve görüşlerini gerçek veya var kabul edilen bir baskı vasıtasıyla değiştirmesi ve baskı yönüne göre uyum göstermesidir.
Şöyle de ifâde edebiliriz: Başkası öyle davrandığı için biz de aynı davranışı gösterebiliriz. Yanlış düşünce ve hareketler için de aynı durum söz konusu. Uyma davranışının çeşitli sebepleri vardır.
Bâzıları şunlardır:
- Yüz yüze bulunma: İletişim çok daha fazla ve tesirlidir. Cemaatle namaz, bir arada ders, hizmetlerin ferden ferda yürütülmesindeki harika sonuçların alınması gibi. “Göze bakıp, kalbe hitap” diye formule edilmiştir.
- Kitle/grup/cemaatin büyüklüğü de davranışları etkiler: Meselâ, büyük ve kalabalık caddede yürürken; kişi niçin yürüdüğünü bilmeden onların etkisine kapılır, onlarla yürümeye başlar.
Bu, şu demektir:
Grup/cemaat ne kadar büyükse; fertleri uyma davranışına yönlendirme ve etkilemeleri o oranda olur. Çünkü, cemaatin şahs-ı mânevisi daha güçlüdür. 1 Onda olan kuvvet fertte yoktur. 2
Manevî/psikolojik şu sebebi de ekleyebiliriz:
Herbir ferdin beden, rûh/duygu ve düşüncelerinin yaydığı dalgalar vardır.
Ne kadar çok enerji bir araya gelirse; çekim/cazibe veya itme gücü o derecede olur.
- Grup/cemaatin sözbirliği yapması: Bu da ferdleri uyma davranışını etkiler.
Bu tecrübelerle sabittir: Bir çok kişi bir şeyi iddia etse; bir ferd; bu iddianın yanlışlığını bile bile, onlara uyarak o iddiaya katılır. Buna kuvve-i mâneviye, şahs-ı mâneviye de denir.
- Hürmet / saygınlık ve güvenirlik de uyma davranışı üzerinde önemli bir tesiri vardır: Grup/cemaatin itibar ve güvenilirliği nisbetinde ferdlerin de uyma davranışları fazlalaşır.
Uyma davranışı, gönüllü/isteyerek, ikna olarak, itaat etme, özdeşleşme/aynîleşme, benimseme şeklinde ortaya çıkabilir.