"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zamanımız ispatı zarurî kılıyor

Ali FERŞADOĞLU
15 Ocak 2021, Cuma
Bu gün, eski zamanın metot, usûl ve eserleriyle inançsızlığa karşı mücadele etmek zor.

Zira, ilimler dallanıp budaklanmış ve ispatiyecilik önem kazanmıştır. Eskiden ilmî malzemeler hem azdı hem de çok geç elde edilirdi. Oysa bu zamanda kitle iletişim vasıtalarıyla müthiş bir bilgi bombardımanı vardır. Materyalizm, ateizm dâhil bütün “izm”lerden müteşekkil dehşetli tahribatçı, inkârcı zındıka hücumu güya akıl ve bilimle yapılıyor! Eski zamanlarda iman esasları sarsılmıyordu. Günümüz şartları, artık yalnız aklın ayağı ve nazarıyla ders vermenin kifayet etmeyeceğini veya evliya gibi, yalnız kalbin keşf ve zevkiyle hareket edilemeyeceğini gösteriyor. Ancak akıl ve kalbin birlikteliği, kaynaşması, ruh ve sair lâtifelerin yardımı ayağıyla hareket ederek, “evc-i âla” denen en yüksek mertebeye uçmak gerekir. Meselâ kağnı, at arabası veya buharlı tren zamanında yapılan tefsirler, yorumlar, açıklamalar, anlatım tarzı ve tatmin yolları, inkâr edenlere verilen cevaplar, o devrin zekâ ve teknolojik seviyesine göreydi. Bugünün insanlarını doyuramaz... Bugünkü ilmî birikim, teknolojik seviye son derece mesafe katetmiş. Dolayısıyla kesin ilmî delillere, hüccetlere, bürhanlara dayanan, atom bombası veya nükleer enerji kuvvetinde bir yoruma ihtiyaç vardır.  

Ayrıca insan, sadece kalpten ibaret değil. Başta akıl, vicdan olmak üzere, sair duygu ve lâtifelerinin de doyması gerekmektedir. Eski zamanda, iman esasları mahfuzdu, teslim kuvvetliydi. Teferruatta, ariflerin marifetleri (bilgileri) delilsiz de olsa, beyanatları makbul idi. Fakat şu zamanda dalâlet-i fenniye elini esasata ve erkâna uzatmış olduğundan, her derde lâyık deva 1 ve bürhanlara dayanmak zarureti vardır.  

Her mevsimde rağbet edilen bir mal, bir nesne bulunur. Kışın yünlü, kalın, yazın ince/beyaz renkte elbiseler revaçtadır. Bugünkü âlem çarşısı, yani sosyal hayatında da “siyaset metaı, dünya hayatının temini, şaşaası, lüksü ve felsefe” gibi üç önemli mesele hükümranlık sürdürüp akıl ve zihinleri meşgul etmektedir. 

Her devrin mesaisine o devrin ihtiyaçları yön verir. Bugünün insanı da dünün metoduyla ve çalışma tekniğiyle değil, fakat malzemesini dünden alarak ve yaşadığı devrin ihtiyaçlarına göre çalışmalar yaparak mesaisini sürdürmek zorunda. 2 

Dipnotlar:

1- Bediüzzaman, Mektubat, s. 351. 2- Ali Yıldırım, Hadis II, İzmir, 1992, s. 116.

Okunma Sayısı: 1275
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı