"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Günlüğüme düşenler (1)

Ali HAKKOYMAZ
04 Kasım 2023, Cumartesi
Dünya kendisiyle kavgalı...

Çocukken büyüklerimden sık sık duyardım: “Nâmet (nimet) azgını...” Tatminsiz, yaramaz, bir şey beğenmeyen çocuklar ve şımarık zenginler için denirdi. Yani nimet azgını... Elindekilerin kıymetini bilmeyen... Şükürsüzler... El insaf... Bu bize hediye âlemin neden çok da farkında değiliz; neden?! Niçin yaşıyoruz, sorusunun en cevapsız olduğu zamanlarda olsak gerek... Fakirimiz-zenginimiz, âlimimiz-câhilimiz bir şaşkınlık içindeyiz; vesselâm...

*

Oyumu alanlar, oyumu/düşüncemi ne kadar aksettiriyor? İnşaatı bırakın; eğitimi eğitin, diyorum; dinleyen yok! Ben oy veririm de; Türkçeyi Türkçe konuşan aranızda azın azı; oyumu tercüme edemezsiniz ki... Açık yani Türkçe konuşayım da sonra demedi demeyin! Bak, ben okuduğum kitaplarla meşveret ettim; hürriyete âşıkları seç, diyor. Aranızda böyle biri varsa göz kırpsın! Ha bir de Said Nursî gibi devletten beş kuruş almayan varsa; onlar bir adım öne çıksın! Oyuma hâlâ talip olan var mı?!... Az kalsın unutuyordum; “hizmette öne; ücrette arkaya” geçenler kimlerdi?

Dünya, dünya; yalan dünya! Okumaktan uzaklaştın ya... dünyayı bir pula okutuyorsun! Yapma etme! Anladım; işe yaramıyor diplomaların; bundan sonra da yarayacağa benzemiyor! Mevsimleri oku! Ölüm diye bir şey var! Ey dünyaseverler! Sığamadınız dünyaya, ha! Rızık, boğazından geçenmiş. Biriktirip ne yapacaksın. Kalbin sıkışık. Kanser oluyorsun durmadan. Sofraların misafirsiz. Çok boşluktasın. Ne kadar çalışsan da bir kelebek kadar işin yok!

Geçici bir iş bul kendine!

*

Sanki varmış da demokrasi kendilerinde; fazlasını oraya buraya dağıtacaklarmış; dünyayı dağıtarak... 

*

Mevsimlerin oyununu, kelebeklerin dansını seyretmek varken; sizin oyunlarınız hiç de oyun değil; baktırıcı değil; bıktırıcı!

*

Ölüme koşuyoruz durmadan;

Her nefes bir adım daha...

Ölüm kokan adamlar konuştuklarımız;

Bir de kavga, savaş, acelecilik...

Tuhaf değil mi?

Hayatı ve ölümü unuttu dünya;

Ne yaşamanın farkında...

Ne de ölümün...

*

Üniversite diye okullar var. Fabrikalar, paralar, diplomalar… Belki rahatız da huzur nerelerde?

*

Öyle böyle bitecek bu dünya.

Durulacak, duracak hırslarımız.

Burada kalacak biriktirdiğimiz dünyalar.

Ne yaptık ettik; hepsi yanımızda...

Neyi tuttun neyi bıraktın...

Yakındın ıraktın; hepsi bu...

Gözlerinde sonsuz tefekkür...

Her nefes kaç teşekkür...

Tam insan olarak yani hür...

İşte gidebilsek böyle...

*

Ölen insanlık değil; dünya…

Kopan savaşlar değil; kıyamet…

Bunlar son durağa alâmet…

Bu kıyafeti hep beraber dikiyoruz.

*

Yaşamak farkına varmaksa...

Yaşamak insan olduğumuzu unutmamaksa...

Yaşamak Hakkın hatırını gözetmekse...

Yaşamak nefes alıp vermenin ötesindeyse...

Yaşamak çiçeği görünce çiçekçiye gülümsemekse...

Yaşamak kaybettiğine üzülmemek; kazandığına sevinmemekse...

Yaşamak doymak için değil; duymak içinse...

Yaşamak her şeyde bir güzellik bulmaksa...

Ve, daha, böyle böyle yaşamaklardan basamaklar yapıp yapıp yürüyelim öyleyse!

Her ân pırıl pırıl bir selâm; al bu selâmı. Sonsuz kokulu bir gül; içinde yedi rengiyle... kokla!

Okunma Sayısı: 1345
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı