"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kayıplar çağı - Ân diyarı (21)

Ali HAKKOYMAZ
03 Mart 2024, Pazar
Kayıplar çağında mıyız Bilgin Abi?

Aklını, ruhunu, kalbini, merhametini, aşkını, muhabbetini, bakışını, duyuşunu, düşüncesini, duygusunu, gayretini, HAYRETİNİ, âcizliğinin gücünü, fakirliğinin zenginliğini, gökyüzüne bakmanın rahatlığını, denizlerin içe işleyen serinliğini, kelimelerin sonsuzluğa uzayıp giden gücünü, niyetin diyetini, insanlığın siretini ve sûretini kaybettiği bir çağda mıyız?

Ah, Selim Ali saymakla bitiremeyeceğin kayıplar var. 

Sanmalar, aldanmalar, yanıp yakılmalar bildiğinin, duyduğunun da ötesi…

Bir kere faniliği ebedî sanmak; sonsuz aldanmaların başı değil mi?

Bütün bir dükkânı vitrinden ibaret sanmak…

Sonsuz aşka ayarlı kalbi fani aşklara kurban etmek… dayanılır acılardan mıdır!

Ebedî olmayanın adı “aşk” olmakla aşk olduğunu sanıyorsan aşk olsun!

Selim Ali’yi sanki bir acı rüzgâr yalazlayıp geçti. 

Koca dağ gibi bembeyaz bulut yığını dağıla dağıla gökyüzünü boşaltıyordu.

Hattâ bugün doksanı aşmış kulağı dünyaya epeyce kapanmış babasıyla konuşurken Karacaoğlan’ın bir beytini  hatırladı:

“Üç derdim var birbirinden seçilmez:

Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm…”

Bu dertlerin aynı zamanda sonsuza ayna olduğunu Bilgin Abi’den bir gün uzun uzun dinleseydi. Veya zaman zaman Kanlıca’daki o sobalı eve gitseler de bir yandan ateşin o kış dostluğunda koyu sohbet başlasa; ayrılığın bu dünyaya yakıştığı, yoksulluğun sonsuz zenginliğe ayna olduğu, ölümün ölümsüzlüğe göz kırptığı çaylar gelip giderken konuşulsa… 

Kitaplar açılsa ha açılsa da ruhlar dinginliğin cennetine yol alsa…

Gördüğümüzü sanıp görmüyoruz demek!

Duyduğumuzu sanıp duymuyoruz. Bildiğimiz de yanıldıklarımızın kefareti bile olamıyordu.

Aslında bizden çok bir şey istenmiyordu.

Ârif ânı seyreyler, gibi mısralar yüreğimin kapılarını götürüp telaşsızlığa bağlar. 

Hayatı ritmine  bigane kalmadığımızda kuşlar gibi mütevekkil olacağız da şu bütün bir dünyayı sırtlanmak da neyin nesiyse?! 

Kalbimizden başka her şey burada kalacak. 

Elimizde ne varsa hepsini çıkışta, şuraya bırakınız diyecekler.

*

ANLAMADIĞIM

Anlamadığım bir şey var.

Adını koyamadığım…

Habersiz yaşamalarım gibi...

 

Nefeslerimin adını koyamadığım…

Uçarı zamanlar gibi...

Anlamadığım bir şey var.

 

Kendimi sık sık unuttuğum gibi…

Okunma Sayısı: 812
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı