"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nereye kadar? - Ân diyarı (43)

Ali HAKKOYMAZ
25 Mayıs 2024, Cumartesi
Selim Ali’nin soruları benim de sorularımdı. Bazı sorulardan ve cevaplarından ben de ürküyordum aslına bakılırsa.

Bir gün: “okuduğun, gördüğün, bildiğin, duyduğun, alıp verdiğin, unuttuğun, hatırladığın… kadar mısın diye sordu.

Bilmem ki…

Bu bir matematik sorusu değildi ki iki kere iki dört etsin. 

Kendimi bildim bileli kalıpların içine atıyorlar beni. Kârları nedir bilemem de benim zararım kesin… 

Kendimi istiyorlar;  kaçırabildiğim kadar kaçırıyorum kendimi o kendilerine ve bana hepten uzaklardan. 

Teslim olmamı istiyorlar. Olayım mı Selim Ali? Bilgin Abi’ye soralım mı? Teslim olmak nedir yani selamete kavuşmak? Fakat seni teslim alacaklara bağlı…

Teslim olduğun zamana, mekana kişi ya da kişilere bir bak hele! 

Haa sen nelere, kimlere rahat rahat teslim oluyorsun?

Selam vermek teslim olmak aslında selam almak da… 

Bir şeye ciddi ciddi karar vermek teslim olmak…

Sadece savaşlarda kullanılmaz bu.

Bu her ân kendinle, nefeslerinle, bakışlarınla, bakmayışlarınla savaştasın…İster barış de buna. 

Bazı şeyler farklı kelimelerle de aynı kapıya çıkıyor olabilir. 

İnsanın kendisiyle barışması belki bir savaşa imza atması… 

Yine kendisiyle savaşması belki bir barışa imza atması anlamlarına da gelemez mi?

Bunlar uzun konular ama hayatımızın haritası da bu kararlardan sonra çiziliyor.

 Selim Ali bir bilene sormak lazım…Bilenden kasıt birkaç kişi mi ? 

Hakikatten sormak lazım da… hakikat ne?

Seni teslim almak isteyenlere de sor ki onlar neye, kime, ne kadar, ne zaman, niçin, nasıl teslim olmuşlar da sana gelmişler!

Biz buraya sonsuzluğun kapısını çalmaya geldik. Sonsuzluğun eşiğine yatmaya…

Gelip geçici şeyler faniliklerden usanan kalbimize ne verebilir!  

Bitmesin isteriz bir güzel manzara. Gitmesin isteriz bir can dostumuz. Baharların solmasını kim ister!  Çocukluğumuz hep çocuk, gençliğimiz hep genç kalsın diye bu telâşelerimiz de… nerdeee! 

Baş döndüren bir hikâye bu yolculuğumuz. 

Faniliğe teslim mi olunur Selim Ali; aklın başında, kalbin yerinde mi? 

Sonbahar ağıtçısı şairlere baksana; sararan ayvalarla benzi solan… 

Bir ayrılığın ardından ve ölümlerin ortasında attığımız çığlıklar sonsuzluğun yankısını içimizde duyduğumuzdandır. 

Bilgin Abi başını sallıyordu yine. Aksi durumlarda zaten yan bakışları olurdu; neler konuşuyorsunuz gibisinden. 

Bilgin Abi'de ben biraz Yunusluk biraz Mevlânâlık biraz şairlerin işte o boş vermiş gibi görünen hallerini görürüm.

Teslim olmaz o öyle halberi gel geç sevdalara. Sen de Selim Ali adımlarına bir daha, bir daha bak!

Ve insan hakikata nereye kadar direnebilirdi ki…

*

Şiire teslim olmanın da bir vakti vardı ve rahatlatırdı çok zaman.

TESLİM OL!

Gidilir gelinir;

Gün gelir;

Gidilir; gelinmez!

 

Kalanlarda...

Gözyaşları deniz...

Böyle böyle gideriz...

 

Dünya...

Diyar-ı gurbet...

Çarçabuk değişiyor suret...

 

Ağlasan da...

Dağlasan da gönlünü...

Kabul et!

Okunma Sayısı: 909
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı