"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Takdir haktan, tedbir ise insandan

Ali Rıza AYDIN
01 Ekim 2020, Perşembe
Şu an, dünyanın; dolayısıyla, ülkemizin maruz kaldığı ve ağır vakıaların yaşandığı; artık rutin hâle gelen ve medya haberlerinin ana konusu olan Kovid-19, insanlara ölümü sık sık hatırlatıp, adını çokça anmaya vesile oldu.

Bu günler, Hz. Peygamberimizin (asm), “Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz” 1 hadisinin kulaklara küpe olma günleri!  

Koronavirüs olmasaydı, virüsten vefat eden ve sayıları sekiz bini bulan bu insanlar, ölmeyecekler miydi?  

Ne mümkün? 

Devletin resmî açıklamasına göre, ülkemizde ölü sayısı, 2019 yılında 435 bin 941 kişi olmuş. 

Demek, her hâl üzere yolculuk, hız kesmeden devam edip gidiyor. Ölmek için, “olmak” yeter; sair şeyler tecellîye vesile.  

Böyle olmakla beraber; “Kur’ân’da, ‘Her nefis ölümü tadacaktır’ 2 âyeti var. Nasıl olsa öleceğiz” mantığıyla ipin ucunu salıvermek olur mu? 

Evet, mütevekkil olmak güzel bir haslet, ama tevekkül, insanın kendisine yüklenen bütün görevleri yaptıktan sonra işin ucunu Allah’a bırakması; O’nun yaratacağı neticeyi güven ve rıza ile karşılamasıdır.  

Tedbir bizden, takdir Allah’tan! 

Takdirin, Allah’a (cc) ait olduğunu bildiğimiz gibi; tedbirin de, Sünnetullah kanunu, yani kâinatta cârî olan İlâhî kanunlar gereğince, insanlara bir vecibe olduğunu unutmamak gerekir. 

Peki, “tedbir” nedir? 

Emniyetimizi; sağlığımızı, sıhhatimizi, korumamız hususunda, tavsiye edilenler hatta emredilenler ne ise, tedbir o. 

Peygamber Efendimiz (asm), yaşadığı dönemde, bulunduğu yerlerde herhangi bir salgın olmamakla birlikte; sahabîlere, ümmetine ve bütün insanlığa, “Bir yerde veba -bugün başka salgın- çıktığını duyanların oraya gitmemelerini, bulundukları yerde zuhur etmesi hâlinde ise oradan çıkmamalarını” 3 emretmiştir. 

Bu tedbir anlayışından dolayıdır ki, Suriye’ye gitmek üzere yola çıkan Hz. Ömer, kendisine bölgede veba salgını olduğu haberi ulaşınca, yolundan geri dönmüştür. 4 

Böylesi tedbir hassasiyeti, karantina disiplini ortadayken, bize ne oluyor Allah aşkına?   

Maske, mesafe ve temizlik üçlüsünü duymayan, bilmeyen olmamasına rağmen; kendi hayatı da söz konusu olduğu hâlde vurdumduymazlık ve tedbirsizliği marifet telâkki etmek, kahramanlık değildir!  

Bile bile başkasına zarar verme riski ise, düpedüz kul hakkıdır. İnanıyoruz ki hastalıklar, musîbetler, belâlar bir İlâhî imtihan. Tedbirleri aşarak kapımızı çalana, söylenecek sözümüz: “Alerre’si velayn”; baş ve göz üstüne! 

Çünkü: 

“Takdir-i Hûdâ kuvve-i bâzû ile dönmez, / 

“Bir şem’a ki Mevlâ yaka, üflemekle sönmez.” 5  

Dipnotlar: 

1- Lem’alar, 167, (Tirmizî, Zühd, 4). 

2- Âl-i İmrân Sûresi, 185. 

3- Buhârî, Tıp, 30; Müslim, Salâm, 92. 

4- Taberî, Tarih, 5: 57. 

5- Mektubat, 74. 

Okunma Sayısı: 2087
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı