3-Koronavirüse karşı aşı diye tutturmaları tam bir küresel sahtekârlık. Düşünün, dünya üzerindeki 7 milyar insandan 600 milyonu aşı yapmaya zorladıkları takdirde ne muazzam paralar kazanacaklar.” Aşıdan bunu üretenlerin para kazanacağı doğrudur ve ilâç şirketlerinin amacı da budur. Peki insülinden, diyabet ilâçlarından, Koroner arter hastalığı, tansiyon ilâçlarından para kazanmıyorlar mı? Adam para kazanıyor diye bu ilâçları terk mi edeceğiz. Çiftçi, esnaf domates üretiminden para kazanıyor diye domatesten vaz mı geçeceğiz? 4- Hızla mutasyona uğrayan, antikor oluşturmayan koronavirüse karşı aşı hiçbir işe yaramaz. Kızamığın aşısı olur soğuk algınlığının, nezlenin aşısı olmaz. Kişi hayatı boyunca 200 kez nezleye, soğuk algınlığına yakalansa dahi vücudunda antikor oluşmaz. Bu yüzden, hızla mutasyon geçiren koronavirüse karşı da aşı geliştirmek teknik olarak mümkün değil.’’ Adam antikor oluşturmayan diyor, kusura bakmasınlar, ama bu plazma tedavisi ne diye veriliyor? Plazma verilmeden önce antikor titresi yapılıp öyle veriliyor ve konu ile ilgili herkes görmüştür ki birçok hasta “plazma tedavisi’’ aldıktan saatler sonra iyileşmeyi hissediyor.

Adam gözümüzle gördüğümüzü yok sayıyor. Adam virolog, klinisyen değil ve klinisyenin gözleminden uzak. Aşı üretenler % 70-90-95 oranlarında antikor gelişti diyor, hiçbir test yapmayan adam olmaz, diyor. Onun olmaz demesi için en az diğerlerinin yaptığı kadar bir test grubunda bu aşıları yapıp olmadığını göstermesi lâzım. Yani veriye değil, öngörüsüne dayanarak söylüyor ve bunu kabul etmemizi istiyor. 

5- Nedense basınımız, birkaç gün önce Tesla ve SpaceX CEO’su Elon Musk’ın attığı bir twiti görmemezlikten geldi. Musk, aynı gün içerisinde 4 defa koronavirüs testi yaptırdığını, bu testlerden ikisinin pozitif, ikisinin ise negatif çıktığını belirterek, “Son derece düzmece bir şeyler oluyor. Bugün Covid için dört kez test edildim. İki test negatif, ikisi pozitif çıktı. Aynı makine, aynı test, aynı hemşire” ifadelerini kullandı. Elon Musk isminin geçmesi ve bu ismin şöhret olması, bilmediği bir konuda hüküm vermesi bizim için sıfır anlama sahiptir. Elon Musk “yalancı negatiflik ve yalancı pozitifliğin’’ ne olduğunu bilmediğinden öyle düşünebilir, ama bu testlerin zaten % 60 doğru sonuç verdiğini bilenler için yalancı negatifliğin kıymeti yok. Negatif için bir çok sebep vardır, ama pozitif denmişse doğrusu pozitif kabul etmektir ve Elon Musk yaş ve vücut fizyolojisi itibarı ile çok hafif atlatabilir ve hastalığına da inanmayabilir, ama yoğun bakımda nefes alamayanları gören, ömründe görmediği kadar ‘TORAX BT’ gören bizler bunu görmezden gelemeyiz. Bu konu her şeye rağmen tartışılabilir, ama tartışma konusu bana göre aşı gerekli mi, değil mi değil; aşının etkinliği, güvenilirliği, 3. Faz çalışma sonuçları, ilerdeki olabilecek (henüz bilmediğimiz ve ahkâm kesemeyeceğimiz) yan etkiler açısından hangi grupların bunun dışında kalması, hangi kişilerin sınırda olup sonuçları beklemesinin uygun olduğu gibi. Veya tedavide kullanılması gereken ilâçların ne kadar etkili olduğu gibi ve tabiî hepsinin de verilere dayalı olması kaydı ile arkadaşların yoğun bakımlara bir tur atmalarını, bütün Nur camiasının değer verdiği insanlarının bir yıl içinde kaybedilmelerinin senaryo ve hayal olmadığını hatırlamalarını isterim. Dünyada koronavirüs vak’a sayısı 80 milyonu, Covid-19’un yol açtığı ölüm sayısı ise 1,5 milyonu aştı. Dolayısıyla bütün umutlar aşıya bağlanırken; yakında uygulanmaya başlayacak olan Çin, ABD, Almanya, İngiltere ve Rusya menşeli firmaların geliştirdiği aşıların ise öncelikle güvenilirliği ve etkinliği merak konusu oldu… Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Reşit Mıstık, Covid-19 aşılarıyla ilgili en çok merak edilen konulara açıklık getirdi… Ciddî yan etkiler görülmedi.

SONUÇ

Sonuç olarak hastalık yapıcı bazen öldürücü olabilen SARS-CoV-2’nin oluşturduğu Covid-19 hastalığına karşı geliştirilen ve ruhsatlandırma aşamasında olan aşıların ruhsatlandırılması durumunda etkin ve güvenli oldukları tescillenmiş olacak. Aşının tipi ne olursa olsun ruhsatlandırılmış aşıların yapılmasında sakınca yoktur. Bu aşıların yapılmasında her aşıda olduğu gibi Faz çalışmalarında da değişik oranlarda yan etkiler görülmüş, ancak ciddî hayatî yan etki oluşmadığı ifade edilmiştir. Diğer rutinde kullanılan aşılar gibi milyonlarca kişiye yapılacak aşı sonrasında her aşının etkinliği, güvenirliliği hakkında kısa ve uzun vadede bildirimler olacak ve belki de diğer rutinde kullandığımız aşılar gibi zamanla sadece aşı yapılıp yapılmadığı gibi normal sorular olacaktır. Ne kadar koruma sağlıyorlar? Geleneksel aşı teknolojisi ile üretilen Çin menşeli aşı ölü aşıdır. Ülkemizde Faz 3 çalışmaları yapılmaktadır. Diğer aşılar ise bilinen, ancak şu ana kadar uygulanmayan teknolojilerle üretilmektedir. Ancak sonuç olarak bağışıklığı sağlayan antijen (ya dışarıdan haberci RNA-mRNA verilerek organizma hücreleri tarafından üretilmesini sağlamak veya hastalık yapıcı özelliği olmayan taşıyıcı, vektör virüs içinde SARS CoV-2’nin bağışıklığı uyaran antijenlerini üretmek) verildiği için bir bağışıklık oluşmaktadır. Hangi tip aşı olursa olsun aşıların ne kadar oranda koruyucu olacağı geniş kitlelerin aşılanması sonucunda ve zaman içinde ortaya çıkabilecek bir durumdur. Ancak AstraZeneca dışındaki aşı üreticileri koruyuculuğun (Faz çalışmalarında antikor oluşturma yüzdeleri) yüzde 90’ların üzerinde olduğunu belirtmişlerdir. AstraZeneca aşısında bu oran yüzde 70’tir. Aşıların ne kadar süre koruyacağını bugünkü kısıtlı bilgilerle ortaya koymak ve tahmin etmek zordur. Ayrıca SARS-CoV-2’de mutasyonların ne kadar sıklıkta olacağı ve mutasyonların aşı faaliyetine nasıl yansıyacağı hususları da yine zaman içinde cevaplanabilecek sorulardır. 

Şu an Dünyada çalışılan ve üretime hazır hale gelen aşılar ve özellikleri: 

1- SinoVac-CoronaVac (Çin): Geleneksel aşılarda enfeksiyona sebep olan virüsler, zayıflatılarak ya da etkisizleştirilerek vücuda enjekte ediliyor. Böylece vücut, kendisine zarar veremeyecek hale gelen virüse karşı mücadele etmeyi öğreniyor, bağışıklık kazanıyor. Hepatit A ve inaktive çocuk felci aşısı buna örnektir. Çinli SinoVac şirketi tarafından geliştirilen CoronaVac adlı SARS-CoV-2 aşısı bu grupta yer alır. 

2- BioNTech-Pfizer ve Moderna (ABD-Almanya): RNA tabanlı aşılarda ise virüsün tamamı yerine, genetik bilgisini taşıyan RNA zincirinden kritik bir kısım vücuda enjekte ediliyor. BioNTech-Pfizer ortak yapımı aşı ile Moderna aşıları bu şekilde üretilmektedir. 

3- Sputnik-V ve Oxford-AstraZeneca (Rusya ve İngiltere): Viral vektör aşılarında da yine gen teknolojisi kullanılarak virüsün taşıdığı genetik materyalin bir kısmı, başka bir virüs içine yerleştiriliyor ve vücuda enjekte ediliyor. 

—SON—