"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şahs-ı manevî (2)

Cevat ÇAKIR
05 Eylül 2021, Pazar
Üstad Hazretleri’nin talebeleri tarafından kendisine yazılan mektuplardaki ziyede hüsnü zanlarını kırarak fazileti Risale-i Nur’a ve Nur Talebelerinin şahs-ı manevilerine vermesi:

“Hem has kardeşlerinin, onun hakkındaki hüsn-ü zanlarını reddedip, o has kardeşlerinin hatırlarını kırması ve yazdığı cevabî mektuplarında onların kendi hakkında medihlerini ve ziyade hüsn-ü zanlarını kırması ve kendini faziletten mahrum gösterip, bütün fazileti Kur’ân’ın tefsiri olan Risale-i Nur’a ve dolayısıyla Nur şakirtlerinin şahs-ı manevisine verip, kendini âdi bir hizmetkâr bilmesi kat’î ispat ediyor ki, şahsını beğendirmeye çalışmadığı ve istemediği ve reddettiği halde” 1

“Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsi, benim bedelime Nur şakirtlerinin has ve hâlis ve İslâmiyetin hakikî fedakârlıklarının şahsiyet-i mâneviyesi, o kudsî vazifeyi şimdiye kadar gayr-ı resmî perde altında yaptıkları gibi, inşaallah resmî bir surette dahi yapabilecekler. Onlara havale ederiz...”2 

Üstad Hazretlerinin talebelerinin kendisine yazıkları mektuptaki meth-u senaya karşı şahs-ı manevî namına kabul ettiğini söylüyor: “O ikisinin mektupları, suret-i zahiriyede benim şahsıma atf-ı ehemmiyet etmeleri gerçi muvafık değil, mübalâğadır; fakat o yanlış suretin altındaki hakikat, Risale-i Nur şakirtlerinin samimî tesanütlerinden süzülen bir şahs-ı maneviye, Risale-i Nur’un Kur’ân’dan gelen hakikatine karşı tam mutabık ve hak olarak sarf edilecek. O mektuplardaki tabirat, benim gibi, bir cüz’î bir ferde karşı sarf edilmiş. Benim haddimden bin derece fazla olmakla beraber, o şahs-ı manevî namına ve Risale-i Nur’un hakikatı hesabına ..... kabul ettim.” 3

Şahs-ı Manevinin önemi: “Bu zaman, ehl-i hakikat için, şahsiyet ve enaniyet zamanı değil. Zaman, cemaat zamanıdır. Cemaatten çıkan bir şahs-ı manevî hükmeder ve dayanabilir. Büyük bir havuza sahip olmak için, bir buz parçası hükmündeki enaniyet ve şahsiyetini o havuza atmaktır ve eritmek gerektir. Yoksa, o buz parçası erir, zayi olur; o havuzdan da istifade edilmez.” 4 

“Bu asırda, Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki, Risale-i Nur’un hakikatine ve şakirtlerinin şahs-ı manevisine, hakaik-i imaniye muhafazasında tecdid vazifesini yaptırmış; yirmi seneden beri o vazife-i kudsiyede tesirli ve fatihâne neşriyle gayet dehşetli ve kuvvetli zındıka ve dalâlet hücumuna karşı tam mukabele edip, yüz binler ehl-i imanın imanlarını kurtardığını kırk binler adam şehadet eder.” 5 

Kastamonu Lâhikası’nda Ahmed Nazif’in yazdığı bir mektubunda Gül ve Nur fabrikası heyetinin Aşere-i Mübeşşerenin şahsiyet-i maneviyesini küçük bir mikyasta temsil etmektedir diyor: “Senelerden beri müştakı bulunduğum Nur ve Gül fabrikaları müberekler heyetinin ve o mukaddes fabrikanın makina ve çarklarının nurlu sadâlarını kulaklarımla işitmek ve şu âciz ve kasır ve cahil vaziyetimle o yüksek ve Aşere-i Mübeşşere-i Kur’âniyeden olan, Ashâb-ı Güzîn Rıdvânullahi Aleyhim Ecmaîn efendilerimizin bugün şahsiyet-i maneviyelerini küçük bir mikyasta temsil eden sıddıklar, mücahidler, fedakâr kahramanlar.” 6 

Dipnotlar:

1- Bediüzzaman Said Nursî, Emirdağ Lâhikası, 429. 2- A.g.e. 244. 3- Bediüzzaman Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, 92. 4- A.g.e. 106. 5- A.g.e. 146. 6- A.g.e. 48.

Okunma Sayısı: 1383
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı