"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Altı bini aşkın “hakaret davası”

Cevher İLHAN
26 Ağustos 2019, Pazartesi

GARABET

Yoğun gündemde geçiştirilen konulardan biri de önceki dönemlerde ender işletilen “cumhurbaşkanına hakaret” davalarındaki patlama. Özellikle 2014’te Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasıyla ciddî artış gösteren bu suçlamayla yargılananların sayısı binleri bulmuş. En son Ocak-Mart 2019’daki BİA Medya Gözlem Raporuna göre, Ağustos 2014’ten 1 Nisan 2019’a kadar Cumhurbaşkanı’na ilişkin görüş, yayın, eleştiri ve düşünceleri nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 299. maddesiyle en az 57 gazeteci hapis, ertelemeli hapis ve para cezâsıyla mahkûm edilmiş. Dokuz gazeteci toplam 46 yıl hapisle yargılanmış.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün geçen yılki açıklamasıyla bu konudaki dava sayısı 2014’te 132 iken, sadece 2017’de 20 bin 539 soruşturmanın başlatılıp 6 bin 33 ceza dâvâsının açılması vahameti ele veriyor.

Özetle Meclis’te “tarafsızlık yemini” eden “partili” Cumhurbaşkanının muhalefete ağır tahrikleri soruşturulmazken, muhalefet sözcülerinin “parti başkanı”na karşı savunma ve cevaplarının “hakaret” olarak görülmesi, AİHS’nin 14. ve Anayasanın 10. maddelerindeki ayrımcılık yasağına ve TCK’daki suç ve cezada eşitlik ilkesine aykırı olarak dayatılıyor.

Buna mukabil, cumhurbaşkanının cezâî sorumsuzluğu bulunduğu ve hakkında suç duyurusu yapılması Meclis’in nitelikli çoğunluğunun kararıyla ancak mümkün olduğundan Cumhurbaşkanı’nın hakaretlerine karşı suç duyuruları işlevsiz kalıyor.

Türkiye artık bu garabetten kurtulmalı…

TESBİT

“Siyasi eleştiri, ifâde özgürlüğüdür”

“Demokrasi endeksi”nde 167 ülke arasında 90. sıralarda “tam ve yarı demokrasiler,” hatta “kusurlu demokrasiler” kategorisinden düşüp “hibrit-karma otoriter rejimler” arasına düşen Türkiye, “basın özgürlüğü endeksi”nde de 180 ülke arasında 150. sıralarda Tacikistan, Brunei ve Kongo kategorisinde.

Keza OHAL haksızlık ve hukuksuzluklarıyla “yarı-özgür ülke” statüsünden “özgür olmayan ülke” vartasına düşmüş, “insanî özgürlük endeksi” 162 ülke arasında 107. sıraya gerilemiş.

AİHM’de 2018 yılında düşünce ve ifade özgürlüğünden en fazla mahkûm olan ülkeler arasında ilk sırayı almış. İfade ve düşünce özgürlüğünün korunmasıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve verme özgürlüğünü de kapsar” esasını belirleyen 10. maddesinin ihlâlinde Rusya’yı bile geçmiş.

Denge ve Denetleme Ağı’nın tesbitiyle, Türkiye’nin bu hale düşmesinide “cumhurbaşkanına hakaret suçu”nun büyük payı bulunuyor. (Demokrasi Barometresi Politika Belgesi | No: 30, 14 Şubat 2019)

Bu tesbite göre, AİHS ile Anayasa maddelerinin verdiği teminatlara rağmen, bu “suç” üzerinden cumhurbaşkanına sağlanan “koruma”nın, dahası suçun basın ve yayın yoluyla işlendiğinde ceza artırımını öngörmesiyle medya üzerinde fiili bir sansüre yol açması, Türkiye’nin imza atıp taraf olduğu AİHS şartına ve Anayasa maddelerine aykırı olarak dayatılıyor.

“Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla açılan davaların uzun süre devam etmesinin, orantısız bir önlem olan tutuklama yoluna gidilmesinin, verilen hapis cezalarının ertelenmeyip kişilerin mahkûm edilmesinin, ifâde özgürlüğü literatüründe “soğutma etkisi” olarak adlandırılan, “eleştirilerin kanuni süreçler yoluyla susturulması”na neden olduğu kaydediliyor.

Hulâsa, “siyasi eleştiri, belli olaylara dayalı olduğu sürece, hangi dozda olursa olsun, ifade özgürlüğü olarak görülmeli ve kabul edilmelidir” değerlendirmesi yapılıyor. “Türkiye’nin insan hakları karnesi ve kurumsal itibarı zarar görmektedir” uyarısında bulunuluyor.

HAFTANIN SÖZÜ

 “O sandıklar göstermelik miydi?”

“Madem Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediye başkanları görevden alınacak, yerlerine kayyım atanacaktı, ta en baştan belliydi... Niye kuruldu o sandıklar, pusulaya adları basılıp göstermelik olarak mı halkın önüne kondu? Hani sandıkla gelen sandıkla gidecekti, hani demokrasilerde millet ne derse o olurdu, hani sandıkla inatlaşılmaz milletin tercihleriyle zıtlaşılmazdı. (…) Kayyım kazanacaktıysa neydi o sandık!”

Akif Beki, (Karar, 20.8.19)

 

Okunma Sayısı: 2659
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı