AKP iktidarında Atatürk’ü ve devrimleri”ni rehber alan “dünyevîleştirme” çizgisi pervâsızca vurgulanırken, AKP üzerinden “sivillik” perdesi altında “Atatürkçülüğün ikamesi”ne çalışıldı.
Öncelikle İsrail Dışişleri Bakanlığı eski Müsteşarı Dr. Alon Liel’in ‘‘İsrail’de bana ‘Erdoğan nedir?’ diye soruyorlar. Ben de ‘İslam light’ diyorum” tarifiyle “İslâm’ın uyumlulaştırılması plânı”nın tatbikine hız verildi.
Esasen “Atatürkçülük” adına demokrasinin katledildiği 12 Eylül darbesi ortamında Özal’la dayatılan, ardından “ikinci Özal” diye lanse edilen Erdoğan’ın AKP’siyle güncelleştirilen “dün-yevîleştirilme”yle “mücâhitler”in “müteahhit” hale getirilmesi kumpası da bu maksatla idi.
İktidar partisine yakın bazı yorumcuların “tefessüh ve varlık sebebini inkâr” itiraz ve ikazlarına rağmen, yıllar önce Foreign Affairs dergisindeki değerlendirme ile “Kapitalizmin mantığı”yla 12 Eylül darbesi ve Özal’la başlayan “neo-liberal” politikalarla “kimlikler üzerinde siyaset”, “kimliksizleşme” ve “dünyevîleştirme” projesinin devam ettirilmesi de bu amaçlaydı.
Bu vaziyet, Cumhurbaşkanı’nın sık sık “eş başkanıyım” itirafında bulunup hâlen reddetmediği, Fas’tan Afganistan’a “özgürleştirme” paravanında 22 İslâm ülkesini küresel emperyal emeller uğruna “ehlîleştirme ameliyesi” olan ‘Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP)” bir parçası olarak tezâhür etti.
“ATATÜRK’LE HİÇBİR SORUNUMUZ OLMADI”
Vakıa şu ki AKP’nin ilk girdiği 3 Kasım 2002 seçim programında, “Atatürk’ün öncülüğündeki inkılâp ve reformlar”, “toplumun ortak paydası” diye lanse edilmesi; on sekiz yıllık iktidarda seküler kültürü daha da yaygınlaştırıp telkin eden “ilke ve inkılâplarına bağlılık” söylemlerinin tekrarlanması bu plânın bir parçası idi; bilerek ya da bilmeyerek…
Evvela, AKP kurucusu, akabinde Başbakan Yardımcısı olarak Arınç’ın “Bizim Atatürk’le hiçbir zaman sorunumuz olmadı, Atatürk milliyetçiliğine bağlıyım. Atatürk devrimlerine ve mirâsına sahip çıkacağız; M. Kemal, geleceği gören, devrimci özellikleri ile tarihin akışını değiştiren değişim ve dönüşümü toplumunda gerçekleştirebilmiş bir devrimci lider” övgüsüyle daha baştan iktidar partisinin perspektifi ortaya konuldu. (gazeteler, 19.10.2001; Akşam, 4.12.2002)
Yine AKP’li bakanlardan Egemen Bağış, Faruk Özak ile Grup Başkanvekili Kapusuz’ın “En büyük Atatürkçü bizim parti ve bizim kesimde Atatürk çok müsbet değerlendirilir” sözleri kayıtlarda.
AKP’nin anketler yaptırdığı kuruluşlardan Pollmark’ın patronlarından Yrd. Doç. Dr. Ertan Aydın’ın “Atatürk’le başlayan ‘demokrasi projesi’nin tamamlayıcısı olma misyonunu bugün Erdoğan hareketi üstlenmiş gözüküyor” değerlendirmesi bu gerçeğin bir diğer tesbitiydi. (Sabah, 21.1.11)
Neticede, “Atatürkçülük” paravanındaki “proje”yle -Demok-rat Parti, Adalet Partisi ve Doğru Yol Partisi’nde temerküz eden demokratik değerlerin buluştuğu milletin barış ve birlik çimentosu dağıtılarak toplum tahrikkâr ve düşmanlaştırıcı söylemlerle halk kutuplaştırılırken, ‘Türkiye’de öldü-ölecek durumundaki Kemalizm’in AKP iktidarı uygulamalarınca yeniden diriltilip ömrü uzatıldı.”
Bu arada Cumhuriyet döneminde “dinden tecrit’ rejimi”ni analiz eden CIA’nın Ortadoğu ve İslâm ülkeleri uzmanı ve Türkiye (eski) şefi Graham Fuller’in “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” kitabında, ABD ile Batılı ifsad şebekelerinin, Türkiye’de “ılımlı İslâm” ya da “Amerikan İslâmı” projesinin son aşamada artık “AKP iktidarı üzerinden yürütüldüğü” analizi de bu gerçeğin ifşasıydı.
“AKP ATATÜRK’ÜN BAŞLATTIĞI İŞİ BİTİRİYOR”
Keza Washington’daki Jamestown Vakfı’nın “Türkiye ve Kafkaslar” toplantısında, “laisizmle Müslümanların, özellikle Araplar’la Türklerin kadim bağlarını tümüyle reddeden ‘Kemalizimin ‘yeni Türkiye’de İslâm’ın ılımlılaştırılıp dünyevileştirildiği” tahlili sürecin bir diğer teyidiydi.
Bundandır ki Atılgan Bayar “Atatürkçülük bayrağını AKP devraldı, şu anda laikliği de, cumhuriyetçiliği de temsil ediyor, dünyayı da AB’yi de laikleştiriyor” yorumunda bulunmuştu. (Sabah-Pazar, 23.9.12)
Yine bundandır ki, 17 Eylül 2008’deki “kapatma dâvâsı savunması”nda AKP Genel Başkanı olarak “devrimlerin milletin onayıyla gerçekleştiği” garabetini seslendiren, “Atatürk ilkelerini, birleştirici, milletimizin bütün fertlerini kucaklayan bir mutâbakat zemini haline getiriyoruz” çıkışında bulunan Cumhurbaşkanı’nın, en son “Atatürk’ün verâsetine biz sahip çıkıyoruz, çıkacağız” çıkışı, AKP iktidarınca “Kemalizm’in ihyası”nın açık ikrarı oluyor…
Kısacası, AKP’nin “Atatürkçülük serüveni”, Serdar Turgut’un “AKP Atatürk’ün başlattığı işi bitiriyor” analizinde özetleniyor. (Habertürk. 17.9.2012;