"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Darbe söylentileri”nin sebebi

Cevher İLHAN
13 Mayıs 2020, Çarşamba
Vakıa şu ki “cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi”nde siyasi parti başkanı Cumhurbaşkanı’nın iktidar grubuna doğrudan hükmetmesiyle, Meclis irâdesi “tek adam”ın uhdesine verilmiş. Yasama yürütmeyi denetleyemiyor. Tam tersine yürütme yasamayı kontrol altına almış.

Saray’dan dayatılan tâlimatlı “ferman” gibi teklif ve tasarıların sokuşturulduğu “torba yasalar” gece yarısı operasyonlarıyla apar topar çıkarılarak Meclis dışlanmış; yetkileri alınıp etkisizleştirilmiş. 

Keza yüksek yargı üyeleriyle başkanlarının, yargı bürokrasinin, hâkim ve savcıların partili cumhurbaşkanınca atanmasıyla siyasete bağlanan yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ortadan kaldırılmış. 

Demokrasilerin olmazsa olmazı olan ve aslında “başkanlık sistemi”nde daha keskin ve belirgin olması gereken “kuvvetler ayrılığı” yerine bütün yetkiyi “yürütmenin başı”na veren “kuvvetler birliği”ne gidilmiş. Hukukun temel kuralları, Anayasal zemin devre dışı kalmış. Kelepçe vurulan adâlet büyük hasar almış…

İKAZ VE ELEŞTİRİLERE “İSNAD VE İTHAM”!

Her yönüyle tıkanıp dökülen “sistem”in yetersizliğini nazara veren muhalefetin “Saray rejimi’nin sonu geliyor” tesbitlerine karşı “darbe” isnatlı “karalama kampanyası” yürütülüyor. 

Özellikle anketlerin ifşasıyla büyük bir oy erimesi içinde olan siyasi iktidar “darbe iddiaları”nı bir “susturucu” olarak kullanıyor. Sivil toplumun sesi kesiliyor. Salgınla mücadele tedbirlerine, ekonomi yönetimine dair eleştiriler “darbecilere destek vermek” ithamıyla etkisiz hale getirilmeye çalışılıyor. 

İktidara mensup belediyelerin yardım çadırı kurmalarına, bağış toplamalarına ses çıkarılmazken,  başta üç büyük şehir olmak üzere Türkiye’nin yüzde 60’ını bulan nüfusun yaşadığı muhalefete mensup belediyelerin “bağış kampanyaları” yasaklanıyor, yardımları engelleniyor, paralarına el konuluyor, borç ve kredi talepleri açıkça reddediliyor. 

İktidara en ufak bir eleştiriyi yapan muhalefet sistemli bir şekilde en üst düzeyde topa tutulurken, medyanın yüzde 95’inin “iktidara ilişik” hale getirildiği vasatta RTÜK mârifetiyle demoklesin kılıcı sallandırılarak medyanın kalanı sansürle sindirilmeye çalışılıyor. Bütün medya iktidarın borazanlığı”na zorlanıyor.  

İktidarı eleştiren medyaya cezâ üstüne cezâlar yağdırılııyor. Düşünce ve ifade hürriyeti, halkın “ haber alma hakkı” sınırlandırılıyor. 

“DARBE TEHDİDİ” VARSA…

Bu arada doların tüm zamanların rekorunu kırdığı süreçte başta ekonominin çöküşü olmak üzere siyasi iktidarın işine gelmeyen, beceriksizliğine ve başarısızlığına ilişkin hiçbir hususun konuşulması istenmiyor. Gerçek gündem saptırılıyor.  

Kısacası yine bildik oyun oynanıyor. Ağır ekonomik krizin üzerine gelen salgınla katlanan ekonomik çöküntüyle, kat kat artan işsizlik ve pahalılıkla meydana gelen sıkıntılardan bunalan kitleler “ölüm gösterilerek sıtmaya râzı ediliyorlar.” İnsanlar, “aman darbe olmasın, darbeciler gelmesin, ne olursa olsun!” çâresizliğiyle iktidar partisine oy vermeye mecbur edilmek isteniyor. 

Gerçekten, siyasi iktidarca her fırsatta ileri sürülen “demokratikleşme” sağlanamadıysa ve bu ülkede hâlâ “darbe tehdidi” varsa bunun sorumlusu kim? Madem “darbe tehdidi” var, birileri “darbe tasarlıyor”; o halde neden Adalet Bakanlığı harekete geçmiyor? Savcılar neden hâlâ seyrediyor?

Neden trollerin “darbe olacak!” dolduruşuna geliniyor; nereye varacağı bilinmeyen ve siyasi karşıtlıkları kaşımakla, kavgaları kışkırtmakla, kamplaşma ve kutuplaşma vartasına düşüren fitne ateşi alevlendiriliyor; siyasi rant ve menfaat uğruna kin, nefret ve “düşmanlık” körükleniyor? 

Yazık değil mi?

Okunma Sayısı: 3430
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sebahaddin

    13.5.2020 17:36:08

    Güzel, mantıklı ve dikkate alınması gereken aynı zamanda içinde geçen sorulara hemen cevap verilip icâbının yerine getirilmesi gereken bir yazı olmuş. Allah Râzı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı