"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Devletin seçimde suistimali

Cevher İLHAN
29 Şubat 2024, Perşembe
Bu seçimde de Cumhurbaşkanı’nın, partisinin seçim çalışmalarına devlet uçağıyla gitmesi bir defa daha seçimlerde devlet imkân ve araçlarının kullanılması tartışmalarını tetikledi.

Sadece Cumhurbaşkanı’nın değil, bakanların, bürokratların yanısıra illerde mülki âmirlerin, bütün devlet kurumlarındaki yöneticilerin, memurların iktidar partisi propagandasında koşturmaları; âdeta birer il ve ilçe başkanı, parti yöneticisi gibi açıkça iktidar partisi lehinde parti teşkilâtlarıyla oy toplamaya canhıraş didinmeleri, hatta bazı üniversite yöneticilerinin siyasi çalışmalara doğrudan destekleri ortada.

Devletin araçlarının “partinin seçim otobüsü” gibi istimal edilmesi, devlet kurumlarının âdeta seçim merkezine dönüştürülmesi, resmi hesaplardan iktidar partisinin ve adayının seçim programlarının paylaşılması; memurların, öğrencilerin “resmi yazılar”la zorla parti mitinglerine götürülmesi; kısacası kamu kaynaklarının iktidar partisiyle ortakları hesabına siyasete âletle peşkeş çekilmesi, her alanda iflas eden “tek kişilik rejim”in devleti ne denli çürüttüğünü bir defa daha deşifre ediyor.  

DEVLET İMKÂNLARI HOYRATÇA KULLANILIYOR…

En vahimi de seçim kanunlarına göre seçimlerin eşit, âdil ve dürüst yapılmasıyla yükümlü Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) “iktidar lehinde” bu kumpasın içinde olduğuna dair şâibeleri çağrıştırması.

Her defasında çekilen kuralarda iktidar partisi adayı Cumhurbaşkanı’nın ya da iktidar partisinin oy pusulasında “birinci sırada” çıkması; “tek kişilik yönetim”in dayatıldığı 16 Nisan 2017 referandumunda yasaya göre “geçersiz” olan “mühürsüz oylar”ın “geçerli” sayılmasıyla iki-iki buçuk milyon oyun sayıma sokulmasında açığa çıktığı gibi YSK’nin her kararının iktidar partisi ve müttefikleri lehinde, muhalefetin aleyhinde olması.

Keza yürütme, yasama ve yargı organlarını bağlayan Anayasanın açık hükümlerine rağmen -“diplomasının olmadığı” iddiaları açıklığa kavuşturulamadan- daha önce iki kez “Cumhurbaşkanı mazbatası”nı verdiği Erdoğan’a YSK’nin Anayasaya açıkça aykırı olarak “üçüncü kez” adaylığını keyfi olarak kabul edip dayatması…

Vakıa şu ki Cumhurbaşkanı ile iktidardakilerin devlet imkân ve araçlarını kullanma pervâsızlığı, “seçim kanunu” denilen “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 64. maddesinin “tek kişilik yönetim”e göre apar topar değiştirilmesi paravanında yapılıyor. Zira söz konusu kanunda “Seçim propagandasının başlangıç tarihinden oy verme gününü takip eden güne kadar (…) sayılı bütün daire, teşekkül ve müesseselerle Bankalar Kanununa tabi teşekküllere ait kaynaklardan yapılan iş ve hizmetler dolayısıyla, (açılış ve temel atma dahil) törenler tertiplemek, nutuklar söylemek, demeçler vermek ve bunlar hakkında her türlü vasıtayla yayınlarda bulunmak yasaktır” kaydı işlemiyor.

Yine 65. maddedeki “Bu sürede bakanlarla milletvekilleri, yurt içinde yapacakları seçim propagandası ile ilgili gezileri makam otomobilleriyle, resmi hizmete tahsis edilen vasıtalarla yapamazlar. Bu maksatla yapacakları gezilerde, protokol icabı olan karşılama ve uğurlamalarla törenler yapılamaz, resmi ziyafet verilemez” hükmü bile bile berhava edilyor.

HİLE VE İSTİSMARDAN “HAYIR” ÇIKMIYOR

“Tek kişilik ucûbe sistem”de yürütmenin başı olan partili Cumhurbaşkanı lağvedilen Başbakanın bütün yetkilerini fazlasıyla alırken, “seçim yasakları” ortadan kaldırılıyor. Bütün parti liderlerine, siyasetçilere, adaylara “seçim yasakları” uygulanırken, Cumhurbaşkanı’nın “devletin bütün imkân ve araçlarını hoyratça suiistimaline hiçbir kayıt konulmamış.

Özetle, partili Cumhurbaşkanı bütün devlet imkân ve araçlarını tepe tepe kullanıyor. Bundan aldığı cüretle milletvekili adayı olan bütün kamu görevlileri istifa ettiği halde, bakanlar Anayasaya göre atanmış birer kamu görevlisi oldukları halde istifa etmeden milletvekili adayı oldular; her seçimde ellerindeki devlet gücünü, kamu kurumlarını seçim propagandasında tepe tepe kullandılar, kullanıyorlar.

Bundandır ki tehditlerle, korkularla, şantajlarla, hilelerle “kotarılan” sonuçtan bir “hayır” çıkmıyor…

Okunma Sayısı: 330
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı