AKP iktidarında tutturulmayan “hedefler”in başında 2008’de büyük iddialarla ortaya atılan “millî gelir” taahhüdü geliyor.

On üç yıl önce “25 bin dolar” olarak vaad edilen “kişi başına milli gelir”in daha da gerileyerek o zamanki 12 bin 600 doların da çok altına düşmesi ekonominin çöküşünü gösteriyor. Ve “tepeden tâlimatlar”la enflasyonu düşük gösteren TÜİK’in, “ekonominin 2022’de yüzde 5.6 büyüdüğü, 2017’den bu yana ilk kez “kişi başı milli gelirin 10 bin doları aştığı” iddiası gerçeği ele veriyor.

Aslılnda daha 2015’te Cumhurbaşkanı 2023 için “2 trilyon dolar” hedef gösterilen “milli gelir”in, 867 milyarda kalması; en son 2024 için “1 trilyon dolar”a indirilmesiyle yüzde elli sapılması ve “orta vadeli program”da resmen “10 bin dolara düşürülmesi” ileri sürülen “büyüme hikâyesi”nin de bir algı operasyondan ibaret olduğunu gösteriyor.

100 ekmeğin 43’ünü nüfusun yüzde 10’u olan sermayenin aldığı milli gelir adâletsizliğinde gelir dengesizliği daha da derinleşirken, Türkiye’yi dünyanın 17. ekonomisi olarak devralan siyasi iktidarın, seçim beyânnamelerinde, hükûmet programlarında “ilk 10’a girme” vaadinde 22. sıraya gerileyip G20’den düşülmesi vaziyeti ele veriyor.

Ve bu vaziyet, gerçekte yüzde 100’ü aşan enflasyon-işsizlik-faiz-döviz, fon dolandırıcılığı, cari açık ve kara para kıskacında, fahiş faizle artan borç batağında, üretimin düşüp işsizliğin arttığı, sadece bir avuç yandaşın kazandığı vartada hormonlu rakamlarla muallel ekonominin iflâsı tescilleniyor.

Özetle Hazine ve Mâliye Bakanı’nın övündüğü ve “yandaş medyaca propaganda edilen “büyümede daha dengeli kompozisyon” da bir uydurmanın ötesine geçmiyor.

GARABET

Saray’ın israfı yüzde 85 arttırıldı

“Tek kişilik rejim”de kat kat arttırılan Saray’ın vahim israflı tartışmalarının ardı arkası gelmiyor.

Zira yine yoğun gündemde karambola getirilen Saray’ın masrafı ve mâliyeti, uçak filosunda Katar Emiri’nden “alınan” 7 yatak odası, 2 özel salon, toplantı odası olan yarım milyar dolarlık lüks uçağı ve 13 VIP lüks uçağıyla, 3 helikopterle, Cumhurbaşkanı’nın yurtiçi - yurtdışı gezilerinde TIR’larla, kargo uçaklarıyla taşınan makam araçlarıyla yüzlerce lüks araç israfıyla kalmıyor.

Saray’ın harcamaları hakkında milletvekillerin Meclis’teki soruları âdeta alaya alıp basit bir iki cümleyle geçiştirilirken, en son Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2023’te 6.6 milyar olan Saray’ın bütçesinin yüzde 85 artışla 2024’te iki katına 12.3 milyara çıkarılması, yeni yılda Saray’a günde 33.6 milyon, saatte 1.4 milyon, dakikada -iki asgari ücret kadar- 23 bin lira tahsisi “pes!” dedirtiyor.

Israrla gizlenen Saray’ın masraf ve israflarına ilişkin garabetler bununla bitmiyor…

TESBİT

 “Böylesi ikiyüzlülük görülmedi”

Meclis’te Cola Cola ve Nescafe yasaklanırken, “iktidar medyası”nın tahrikiyle bazı cafe ve hamburgercilere gözboyama baskınlar yapılırken “iktidar cephesi”nden tam bir savrulma sergileniyor.

Katledilenlerin enkaz altındakilerle yirmi bini, yaralıların kırk bini buluğu vartada Türkiye’den ticarette üçüncü sırada rekor kırdığı İsrail’le “stratejik işbirliği”ne tek kelime cevap verilmeyor.

Boynuna “Filistin atkısı” dolayıp “kahrolsun İsrail!” toplantısından çıkan bir AKP’li siyasetçinin ortağı olduğu şirketin gemisi İsrail’e yakıt taşırken, Gazze saldırılarından bu yana dört yüzden fazla gemi ve kargo uçağıyla İsrail’e lojistik destek sevki, İsrail savaş uçaklarının jet yakıtının Türkiye’den temini, yine “Ey haydut İsrail, Ey katil Netanyahu!” çıkışlarıyla gürültüye getirilip üstü örtülüyor.  

Ve DP Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın “Bir taraftan Gazze’yle ilgili miting meydanlarında konuşacaksınız, diğer taraftan oğlunuz gemiciklerle İsrail’e mal taşıyacak!” tepkisi dikkat çekici. 

SÖZÜN ÖZÜ

 “Zâlimlere fiilen, iltizâmen, iltihâken…”

“…O zâlim eşhâsın (zâlimlerin) harekâtına fiilen veya iltizâmen (taraftarlıkla) veya iltihâken (katılmakla) taraftar olmasıyla, mânen iştirak eder, musîbet-i âmmeye (umûmî musibete) sebebiyet verir.” Bediüzzaman, (Sözler, 158)