"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İsrail- İran Savaşı ve BOP, Algı Operasyonu-1

Dr. Aytekin COŞKUN
25 Haziran 2025, Çarşamba
İsrail’in İran’a saldırmasının altındaki asıl sebep, balistik füzelere sahip olması, uranyum zenginleştirmesi ya da nükleer silah edinme programında yol alması değil.

 

Bu tarz yayınlar İsrail’in algı operasyonu, “ben İran’a elinde nükleer silah var diye saldırdım sizi koruyoruz” diyerek BM daimî temsilcisi dalga geçercesine gülerek ifade ediyor. Irak’ta kimyasal silah var diyerek, sözüm ona demokrasi getireceğini söyleyen junior Bush Irak’a girmiş, Irak’ı parçalayarak bırakmışlardı. Libya hakeza aynı kaderi yaşamış, Arap baharı yalanı tutmamıştı. 

İran bugün için Büyük Orta Doğu projesinin önünde en büyük engel olarak duruyor. Bunu net olarak söylemek mümkün, İran’a yapılan bu saldırı çok bilinen ve görülmüş tarzda değil, Hibrit bir saldırı şeklinde planlanmış. Eş zamanlı olarak içerden ve dışardan yapılan saldırılar söz konusu. Altı nükleer program mühendisi, genelkurmay başkanı ve üst rütbeli 3 subayları evlerinde, odalarında nokta atışları ile ortadan kaldıran bir saldırı planı devreye sokuldu. Öncesinde ise, İsrail-Hamas savaşı sırasında İran vekil kuvvetlerini çoğunu kaybetti. Ayrıca siber saldırı ile ellerindeki çağrı cihazları patlatılarak uzaktan imha planı işletilmişti. Kasım Süleymani ve Cumhurbaşkanı Reisi katledildi, bunlarla birlikte eş zamanlı olarak rejime karşı ciddi ayaklanmaların baş gösterdiği ve zor kullanarak bastıran bir İran söz konusu.  

Saldırı sonrasında, Pakistan, Çin, Kuzey Kore ve Rusya İran’ın arkasında olduklarını açıkladılar. Çin petrolünün %70 ini İran’dan karşılıyor. Rusya ise jeopolitik olarak her zaman İran’ın yanında yer alan bir konumda, Ayrıca İran, BRICS üyesi, ekonomik iş birliği için imza attılar. Rusya ile askeri iş birliği anlaşması fiiliyatta yok, ama hem Kuzey Kore hem de Rusya mutlaka İran’a askeri yardım yapacaklardır. Rusya ayrıca okyanusa açılımı için İran’a ihtiyaç duyan pozisyonda. Hazar denizi-İran-Basra körfezi ve Hint okyanusu. Bunu da unutmamak gerekli. 

Kremlin Sözcüsü Peskov, İran lideri Hamaney’e olası bir suikastın Orta Doğu’da yeni bir savaş başlatabileceği uyarısında bulunması önemli. Bölgede yaşanan bu gerilimin küresel tehdit taşıdığını belirtmesi de aslında BAD ye uyarı niteliğinde. Rusya’nın böyle bir saldırıyı kesinlikle onaylamayacağını şimdiden söylüyor. İran’da rejim değişikliği girişimlerinin kabul edilemez olduğunu, İran lideri Hamaney’e olası bir suikastın de bölgede yıllarca sürecek bir krizi tetikleyeceğini adeta Pandora’nın kutusunu açacaklar” yanıtını vermesi ilginç.

İran hiçbir zaman Türkiye’nin yanında yer almamış, Türkiye’nin güçsüz olduğu dönemlerde ters tavır takınmış olsa da Türkiye bugün itibari ile İran’ın yanında durabilmeli.

İran zaman zaman dini motiflerle Türkiye’ye Şii dini görüş ihracı yaptığını unutmamak lazım. Humeyni dönemi Türkiye’de çok tartışılmıştı. 

İran askeri dehalarını kaybetmiş durumda, fakat bu gücünü kaybetti anlamı taşımamalı. Buna rağmen Türkiye BOP projesinin bir parçası olmamak, bölgede barışın tesisi ve devamı adına İran’ın yanında yer almalıdır. İsraillin rejim değişmeli sözlerine ABD’den gelen yanıt korkunç. Adeta İsrail’e bir olup İran’ı devirmeye doğru giden bir oluşum içindeler. İran rejiminin yıkılması ya da değişmesi, Türkiye’nin çıkarları açısından bakıldığı zaman anlam kazanıyor. 

Humeyni’yi getiren sistem şimdi bunun devamı olan molla rejimini yok etme arzusu içinde. Çünkü verilen talimatlara Ürdün ve Mısır gibi uymayan bir yapıya dönüştü. Bu rejimin yerine kukla bir rejim getirilmesi sonrasında sıranın Türkiye’ye geleceği aşikâr. Bunu şimdiden planlıyorlar, Suriye ve Kuzey Iraktaki SDG ve YPG’ nin durumu bunun açık örneği.

Çin, Rusya ve Kuzey Kore’nin İran’a destek vermesi ABD’nin etkinliğini kırmak adına olabilir, Pakistan’ı ise soykırımcı İsrail’e karşı olduğu için, İran’ın yanında yer aldı. Katil Netenyahu Pakistan’ı da tehdit etmişti, hatırlayın. Türkiye zamanla, BOP projesini hayata geçirmek isteyen İsrail ve Amerika’nın önünde en büyük engel görünecektir. İran’ı ortadan kaldırmak adına bu savaşı başlattılar, hak, adalet, hürriyet, demokrasi, insan hakları gibi temel meselelerde molla rejimini desteklememiz mümkün değil, bu noktadan bakıldığında rejimin yanında değiliz. Türkiye’nin geleceği noktasında İran’ın bu rejimle devam etmesini istemesi doğal bir durum. 

Bu savaşın beklentisi İran’da rejim değişikliğini getirmesi, Netanyahu’nun İran halkına ayaklanma çağrısı yapması boşuna değil. Gelin birlikte rejimi değiştirelim tarzındaki çıkışları buna delil. Türkiye bu rejimin değişmesinin ardından sıranın kendine geleceğini unutmasın. Rejimi beğenmek ya da beğenmemek ten ziyade ön siper olarak rejiminin kalması şart. Amerika, Ukrayna-Rusya Savaşı çıkartarak, Rusya’yı bertaraf etmiş gibi gözüküyor. Esed rejiminin bertaraf edilmesi, Libya ve Irak’ın parçalanmış durumu ortada. Ürdün ve Mısır ise içten feth edilmiş, BAE, SUUDİ, Kuveyt ise tam teslim alınmış, projenin son ayağı olan Türkiye ise İran’ın yanında oyunu bozmak adına durmalı.

İran’la Amerika arasında yürütülen barış görüşmeleri sırasında İsrail direk saldırı başlattı. ABD, İngiltere, Fransa bu görüşmeleri askıya alarak, İsrail’in İran’a saldırmasına onay verdiler. ABD, İran'a nükleer silah programından vazgeçme çağrısı yapmış, İran bu çağrıyı olumlu karşılamıştı. İran dışişleri bakanı Araghchi, uluslararası kamuoyuna seslenerek “İran’ın nükleer silah edinmeyeceğini güvence altına alan bir anlaşma imzalamaya hazır olduğunu da dile getirmişti” Buna rağmen ABD İsrail'in İran'a yönelik saldırılarıyla ilgili gelişmelerin "engellenemez" olduğunu savunması, İran'ın barışı sağlamasının en hızlı yolunun nükleer silah programından vazgeçmesi olduğunu bildirmesi diplomatik yanılgı. 

Saldırı sonrası İran; "kendimizi savunuyoruz; tamamen meşrudur, saldırganlığa cevabımızdır. Saldırganlık durursa, cevabımız da duracaktır" açıklaması yaptılar. 

ABD, İran’ın nükleer programını tamamen durdurmasını, bölgedeki etkisini azaltmasını ve Batı’nın güvenlik kaygılarına uygun şekilde yeniden konumlanmasını bekliyor, bir yandan da Arakçının söylemini dikkate almıyor. Trump şimdilik kaydı düşerek Hamaney’i öldürmeyeceklerinden dem vuruyor. Bunu nasıl bir anlayış anlamak mümkün değil. 9. gününe giren İsrail-İran savaşında hala netlik yok. İsrail beklemediği bir tavırla karşılaştı. Şimdi gözler Trump’a çevrildi. Özellikle nükleer tesisleri vuracak ve sadece ABD’nin elinde bulunan Mather of Bomb, “bombaların anası” ismini taşıyan bombayı İsrail’e verirse işte o zaman bölgede diğer ülkeleri içine alan bir savaş kaçınılmaz olacaktır. Bu saatten sonra İran’ın nükleer faaliyetlerini “egemen bir hak” olarak görmesi kadar tabi bir şey olamaz. İran bundan sonra ulusal onur ve güvenlik stratejisini buna göre dizayn edecektir.

Okunma Sayısı: 226
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S. Pelin Kurukahveci

    25.6.2025 14:14:54

    Türkiye bu süreçte iranın yanında durdu diye düşünüyorum hocam.

  • S. Pelin Kurukahveci

    25.6.2025 14:13:13

    Müstefid oldum teşekkür ederim hocam.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı