"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Ateş diyarı” Urfa

Dr. Dolunay Coşkun
28 Ocak 2019, Pazartesi
Rabbi görmez miydi hiç? Teslimiyetinin yüceliğini bilmez miydi hiç? Nasıl da, kulunun bu halini sevmişti. Kıyar mıydı onu ateşle yakmaya? Kendi için yanmaktan korkmayıp, her şeyi göze alan İbrahim’i yalnız bırakır mıydı? Birden gül bahçesine döndür- müştü o narlar işte. “Ya nar’u küni berdan ve selâmen’’ demişti. “Ey ateş yakma ve selâmetli ol.” Adeta ateş Rabbinden gelen bu nida ile salim ve selâmetli oluvermişti.

Urfa; namı diğer “Ateş diyarı’’, yakmaya hazırlanırken, gül bahçesine değiştirilen kutlu mekân. Ey İbrahim’im! Ey Rahimiyyet tecellisi taşıyarak, hem babasına, hem ümmetine baba olan! Ama anlamadılar seni, anlayamadılar ve yakmaya kalktılar. Sen ki hakikati haykırıyordun. Sen ki Rabbinden sana ikram edilmiş güzelliklerini paylaşıyordun. Değer vermediler, anlamak istemediler, kulaklarını tıkadılar, duymadılar ve sonra gözlerini kapadılar. Sadece teslim olmamak için, seni göz önünden kaldırmak istediler. Sen ki teslim olmuştun. Cebrail (as), tam ateşe atılmak üzereyken yetişmiş “Benden ne istersin ey İbrahim” diye seslenmişti ya sana, hani sen de demiştin ya, “Rabbim beni görüyor, ne isteyebilirim ki O’ndan gelene razıyım”.

Rabbi görmez miydi hiç? Teslimiyetinin yüceliğini bilmez miydi hiç? Nasıl da, kulunun bu halini sevmişti. Kıyar mıydı onu ateşle yakmaya? Kendi için yanmaktan korkmayıp, her şeyi göze alan İbrahim’i yalnız bırakır mıydı? Birden gül bahçesine döndürmüştü o narlar işte. “Ya nar’u küni berdan ve selâmen’’ demişti. “Ey ateş yakma ve selâmetli ol.” Adeta ateş Rabbinden gelen bu nida ile salim ve selâmetli oluvermişti. Ateşten narlar yerine nurlar fışkırıyordu her tarafa. Ve yapanlar ise şaşkınlık, hayret içerisindeydiler.

Sen ki, uğruna her şeyimizi feda edeceğimiz o şanlı Nebi’nin atası ve babasısın. Neslin Muhammed (asm) seni çok seviyor ve “Ben babam İbrahim’in duâsıyım” diyor ya! Her gün salli ve barik duâlarında “Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ümmetine rahmet eyle ve şerefini yücelt. Aynı İbrahim’e ve İbrahim’in ümmetine rahmet ettiğin gibi“ diyoruz ya bizler. İşte her zorluk karşısında, İbrahimî teslimiyetler gerek.

İbrahim ne güzel bir isim, İbrahim, şefkatli baba manasına. Şefkat kahramanı kadınlar deriz ya hep, oysa erkeğin içindeki şefkat kahramanını da ortaya çıkarmak gerekli değil mi? İbrahimî olmak şefkate dönüşmek değil mi? Risale-i Nur’un yolundaki, şefkat hakikatinden nasiplendiğimiz sürece şefkatli anne ve merhametli babaları yetiştirmek üzere, iki kat daha gayretle çalışmalı değil miyiz? Risale-i Nurlar İbrahim Sûresi ile çok ilişkili diyor Üstadım, Rahimiyyet ve Hâkimiyyet’in tecellisini taşıyor diyor ve bizler bu sırları anlayabilmek için daha çok okumamız gerektiğini biliyoruz.

Hamd olsun, varlığımızın hakikatlerini öğretmek için bize Kelâmını gönderen Rabbimize binlerce kez, hamd olsun. Bu yolda kalplerimize ve akıllarımıza muallim olan Peygamberimiz’e (asm), hamd olsun, bu asırda bu hakikatleri, bizlere aydınlatmaya çalışan Üstadımıza. Hamd olsun, bu hakikatleri bütün gayretleriyle anlamaya ve yaşamaya çalışan Kur’ân’ın Nurlu Talebelerine. Selâm ve muhabbetlerimle.

Okunma Sayısı: 1475
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı