"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Koronavirüste seyir ne durumda?

Dr. Dolunay Coşkun
14 Kasım 2020, Cumartesi
Toplumumuzda yıllardır koronavirüslerle karşılaşmaktayız.

Bunların en basit ve en sık görüleni ise nezledir. Ama bu yıl karşılaştığımız virüs ile ilk kez tanışıyoruz.

Tamamen yeni bir virüs olması dolayısıyla, bağışıklık sistemimiz bu virüse karşı, aşırı tepki veriyor. Ve akciğere çok sayıda savaşçı hücre gönderiliyor. Yani durumu kritik olan ve vefat eden birçok hastada sorun, bakteriyel enfeksiyonlar değil; akciğerin kendi bağışıklık sistemimiz tarafından istilâ edilmesidir.

Bu total ve ağır nekroz- inflamasyon- ödem vs oksijenin akciğerden solunmasını engelleyerek,bütün vücutta  hipoksi yani oksijensizlik yapıyor. Yoğun bakıma yatan hastalara ventilatör ile solunum desteği sağlanmaya çalışılıyor.

İmmün sistemimizi nasıl doğru yönetmeliyiz?

Vücudumuz sağlıklı kalmak üzere programlanmıştır. Yaratıcımızın ”Kuddüs” ismi gereği, bedenimiz, tanzif “temizlenme emri” işleyişine göre hareket ediyor. Bedenin bütün hücreleri, “bozuk olanı kaldır” “yabancıyı yakala” ve “ortadan kaldır ve intizam dahilinde tut” emri gereğince çalışıyor.

Koruma görevi yapan immün sistemimiz, virüsün çokluk miktarına göre, çok fazla makrofaj denen asker üretiyor. Onların eline de nitrik oksit adındaki silâhı veriyor. Bu savaş sonunda da serbest radikaller denen savaş kalıntıları, atıkları oluşuyor. Bu seferde, savaş alanının atıkları da vücudun temizleyicileri tarafından ortadan kaldırılıyor. Vücudumuzdaki sülfürlü bileşikler ise bu temizliği yapıyor.

Vücudumuzun yaklaşık bulunmakta olan 100 trilyon hücresinden, belki yüzde altmış, yetmişi tabiî mikrobial flora denen, vücudumuzun işleyişinde, onarılmasında ve bağışıklık sisteminin oluşturulmasında kullanılan kendi hücrelerimiz  dışındaki, mikroorganizmalardan oluşuyor.

Şimdi yine koronaya baktığımızda, önce solunum yoluyla giriyor ve burun mukozasındaki hücreler tarafından kontrol altına alınıyor. Belki birçok kişinin hastalığı semptomsuz atlatması, bu evrede yakalanarak yok edilmesinden kaynaklanıyor. Aslında virüsle karşılaşma sonrası, yüzde seksen gibi bir oranda hastalık yapmadan (test pozitif gözükse bile) şikâyetsiz olarak atlatılabiliyor.

COVID-19 nasıl tedavi ediliyor?

Bu kış aylarına girişte pandeminin yine bir atak halinde olduğunu gözlemliyoruz. Halen kullanılmakta olan tedavi protokolü, daha önce başka hastalıklar için geliştirilmiş olan ilâçların denenmesinden ibaret. Virüse değil, virüsle beraber gelişen diğer hastalıkların gelişmesine engel olabildiği bildiriliyor. Hafif koronavirüs vak’aları semptomatik (şikâyete ve belirtilere yönelik) tedavi ediliyor. Pnömoni vak’alarında ise hastaneye yatırma, geniş antimikrobiyal tedavi, oksijen desteği uygulanmaktadır.

Bizim korunma için sürekli tekrarladığımız MMT (Maske Mesafe Temizlik) seçeneğinden başka, asıl olan beslenme tedbirlerimiz ile, hem tabiî floramıza, hem de  savunma sistemimize vereceğimiz desteğimiz önem arz ediyor. 

Bunları şöyle sıralayabiliriz:

1- Vücudumuzda sülfürlü bileşiklerin arttırılması (sarımsak, lahana, pırasa vs)

2- Pancardan başlayarak, bütün mor ve koyu yeşil yapraklı bitkiler. (Not: Nitrik oksit silâh olarak gerekli, sülfürler de ortalık temizliğinde gerekli)

3- Sistein ihtiva eden gıdalar (Glutatyon, selenyum gibi)

4- Antioksidanlar dediğimiz savunmanın diğer elemanları; Özellikle Vitamin C, Vitamin D. (Şu an bu ikisi ile ilgili çokça çalışma yapılıyor.)

5- Prebiyotikler-Probiyotikler (tabiî floranın desteklenmesi için)

Hastalık tekrarlayabiliyor mu?

COVID-19’a yakalanan hastaların çoğu virüse karşı bağışıklık geliştiriyor. Yani şahsın tekrar virüs ile karşılaşma riskine karşın, virüse saldıracak ve etkisini ortadan kaldıracak olan IgG yapısında antikorları üretiyor ve kanın plazma kısmında hazır tutuyor.

Kalıcı bağışıklık yapıyor mu veya tekrar hastalanılabilir mi? Bu çalışmalar sürüyor, fakat Covid-19 enfeksiyonu sonrası antikor miktarının 1. aydan itibaren hızla düştüğünü ve 2. ay civarı tekrar Covid-19’a yakalanabileceğini gösteren deliller vardır. Bu da bir kişi hastalığa yakalansa ve atlatsa bile, tedbiri elden bırakmaması gerektiğine dair önemli bir uyarıdır. 

(Bizim Aile, Kasım 2020 sayısından alınmıştır.)

Okunma Sayısı: 2137
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı