"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘İnce siyaset’ dersi

Durmuş Ali İnci
10 Ağustos 2020, Pazartesi
Eski zamanda bir genç icazet alıp hocalık yapmak için bir âlimin yanında dini eğitim görür.

Gencin belki yirmi senesini alan bu eğitim bir türlü tamamlanmamıştır. Genç imam olacak, para kazanacak, evlenip çoluk çocuk sahibi olacak. Fakat hocası bir türlü cübbesini giydirip sarığını sarıp icazet (bir nevi diploma) vermemektedir. Dayanamayan delikanlı hocasına yalvarır, yakarır. Hocası hep o kesin ve sert tavrıyla;

- Evlâdım henüz ince siyaset dersi almadın. Bu olmadan izin veremem.

- Hocam! Benim siyasetle ne işim olur? Ben bir köyde imamlık yapacağım. Ev ocak sahibi olmak istiyorum. Bana izin verin.

- Evlâdım! İnce siyaset yirmi yıl öğrendiğin dinî bilgiler kadar önemli. Yoksa muvaffak olamazsın.

Genç ısrarla, yalvararak ‘ince siyaset’ öğrenmenin ona bir faydası olmayacağını söyleyip durmuş. Âlim Hocası, ısrarına dayanamayınca, cübbesini giydirip sarığını sararak icazetini de yazıp eline vermiş. Ancak yine de söylemeden duramamış.

- Olmadı bu evlât! Çok ısrar ettin, benim yıllardır yapmadığım bir işi yaptırdın. İnce siyaset dersi almadan ilk defa icazet veriyorum. Allah işini rastgetirsin.

Genç yıllardır hayalini kurduğu icazetini alıp hocasının elini öpüp helâlleşir. Büyük bir sevinçle hayalinde aklından geçirdiği kız ile evlenip sakin bir köyde imam olarak ömrünü tamamlamayı düşünüyordu. Bir yandan hızla yürüyerek köyüne ulaşmaya çalışıyordu. Büyükçe bir kasabaya gelmişti. Ancak hayalleri ile yaşayıp dalgın, uyur gibi giderken, yeri göğü çınlatan bir sesle irkildi. Hayal dünyasından çıkıverince kendini kasabanın tek camisinin önünde buldu. Evet bugün Cuma olduğunu hatırladı. Acele hazırlanıp Cuma namazı kılmak için kasabanın camisine girdi. Sarıklı cübbeli ilmi kıyafetiyle olunca herkes hürmetle davrandığından en öne kadar ilerledi. Nihayet tam minberin önünde namazın sünnetini kıldı. Âlim Hoca sıfatıyla etrafı süzüyor. Kendisi kadar ilim sahibi başka birisi olmadığını düşünerek gurur ve sevinçten havalara uçuyordu. Yaşlıca bir imam hutbe okumak üzere minbere çıkmıştı. Namaz kıldıracak imamı büyük âlim bakışlarla süzdükten sonra yanlışını bulmak düşüncesiyle dikkatle dinliyordu. İmam cahil, okuduğu âyet ve hadislerde harflerin mahreçlerine pek dikkat etmiyordu. Kasaba halkı cahil olduğundan kırk yılı aşkın süredir vazife yapan imamlarının hatasının farkında bile değildi. Hutbe bitene kadar bu hatayı fark eden genç çılgına dönmüştü. Hayır! Bu adamın kıldırdığı namaz olmazdı. İcazetli Hoca varken bu imam namaz kıldıramazdı. Sonunda imam minberden inip mihraba namaz kıldırmak üzere geçmiş, imam namaza başlamak üzereydi. Genç âlim dayanamadı. Gür bir sesle bağırdı:

- Ey cemaat-ı müslimin! Vallahi bu hocanın kıldırdığı namaz, namaz olmaz. Mahreçler çok hatalı, bunun ardında namaz kılınmaz!

Camideki bütün cemaati bakışları ile tarayan genç imam, birilerinin ve bilhassa imamın, buyrun namazı siz kıldırın demesini bekliyordu. Cemaatte homurtularla başlayan, giderek öfkeyle yükselen seslerle bağırışmalar başlamıştı. Sonunda imamın titrek, fakat cemaati harekete geçiren sesi yankılandı.

- Ey cemaat! Bu haddini bilmez genç kırk yıllık imamınıza hakaret ediyor. Susacak mısınız?

Cemaat gencin üstüne çullanıp dövmeye başladı. Ayağa kalkacak hali kalmayan genç camiden dışarı fırlatılır. Bir müddet yerde yığılıp kalan genç, daha sonra toparlanır. Abdest aldığı çeşmede elini yüzünü yıkar, cemaat namazdan çıkmadan kaçar gibi oradan uzaklaşır. Tekrar Hocası’nın yanına gider. Hocası kan revan içinde gördüğü talebesine şaşkınlıkla bakar.

- Evlâdım! Bu hal ne?

- Hocam! Sormayın başıma gelenleri.

- Ahhh! Evlât! Ben sana demedim mi, ince siyaset dersi almadan bu iş olmaz?

- Hocam, haklı olduğunuzu ancak eşşek sudan gelene kadar dayak yedikten sonra anlayabildim.

Altı aydır ince siyaset dersi alan genç, bu defa gerçekten icazet alıyordu. Yine mübarek Cuma sabahı Hocası ile helâlleşip büyük bir heyecanla ayrıldı. Artık ince siyaset dersi almış, nerede, nasıl davranılacağını çok iyi biliyordu. O imamla bir daha karşılaşırsa ona dersini verirdi. Yine ezan sesiyle kendisini o kasabanın camisi önünde bulur. Sakince abdestini alıp mütevazı bir tavırla, herkesle selâmlaşıp hayırlı Cumalar dileyerek camiye girer. Cemaat itibar göstererek yine minber önündeki yerinde namazın sünnetini kılar. Altı ay önceki imam yine minberden hutbe okumaktadır. Aynı yanlışlar devam etmektedir.

Genç imam sessizce namazını kılar. İmam Cuma namazını kıldırdıktan sonra, cemaat dağılmadan ayağa kalkar, gür sesiyle seslenir.

- Ey cemaat! Ben ki, filan köyden, falan hocanın oğluyum. Molla Hasan, Molla Hüseyin’den dersler aldım. Ancak öyle değerli bir imamınız varki, onun yanında kendimden utandım. Vallahi bu muhterem hocamızın saçından ya da sakalından bir tel alıp evinize götürseniz, bilin ki Cennete gidersiniz.

‘İnce siyaset’ dersi alan bu değerli genç hocayı dinleyen cemaat imamın üzerine çullanırlar. Herkes saç sakal ne bulduysa yolup alırlar. Cennet garantisi imamın saç ya da sakalından bir tel koparan evine koşarak gider. Camide iki kişi kalmıştır. Biri ince siyaset dersi alan genç molla ve saçı sakalı cemaat tarafından yolunan, kan revan içindeki imam. İmam, başında ayakta duran gence bakar. Gözleri yaşlı, biraz sitemli titrek sesle:

- Sen altı ay önce gelip dayak yiyen genç değil misin?

- Eveet!

İmam, kendini zorlayarak yukselttiği sesiyle, “İnce siyaset dersini çok güzel almışsın” diye seslenir. 

Okunma Sayısı: 1679
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zekeriyya

    10.8.2020 23:10:50

    Böyle ince siyaset dersi mi olur? Hocanın mahvedilmesine sebep olmak olsa olsa ahlaki zaafiyet olur. İnce siyaset dersi Hasan ve Hüseyin efendilerimizin yanlış abdest alana kırmadan doğrusunu öğretme dersdir ince siyaset dersi.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı