BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİNİN ESKİ REKTÖRÜ PROF. DR. ÜSTÜN ERGÜDER: ÜNİVERSİTE GARNİZON DEĞİLDİR.
NE ŞİRKET, NE BÜROKRASİ...
"Üniversite hiçbir zaman hiyerarşik emir komuta zinciri içinde yönetilemez. Ne iş âlemindeki şirketlere, ne devlet bürokrasisine, ne askerî örgütlenmeye benzer. Üniversite yönetmek garnizon yönetmeye benzemez dersem meramımı çarpıcı olarak anlatmış olacağımı ümit ediyorum.”
BİLİMSEL ÖZERKLİK
“Üniversite yatay bir organizasyondur. Collegiality, yani meslektaşlar örgütü kavramı üniversite yönetimi hakkında fikir verir. Uzmanlığa önem veren bir yönetim modelidir. Bu yönetim tarzında akademik birimler ön planda ve bilimsel özerklik odak noktasında olmalıdır.”
***
Üniversite emir komutayla yönetilemez
Boğaziçi Üniversitesi önceki rektörü Prof. Dr. Üstün Ergüder, “Üniversite hiçbir zaman hiyerarşik bir emir komuta zinciri içerisinde yönetilemez” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla kurum dışından Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Melih Bulu, üniversite akademisyenleri tarafından protesto ediliyor. 104’üncü gününe giren eylemleri Boğaziçi Üniversitesi eski rektörü Üstün Ergüder yazdı. Ergüder, “Boğaziçi Üniversitesi direnişi” başlıklı yazısında şu ifadelere yer verdi: “Üniversite hiçbir zaman hiyerarşik bir emir komuta zinciri içerisinde yönetilemez. Ne iş âlemindeki şirketlere ne devlet bürokrasisine ne de askerî örgütlenmeye benzer. Üniversiteyi yönetmek garnizon yönetmeye benzemez dersem meramımı çarpıcı olarak anlatmış olacağımı ümit ediyorum. Üniversite yatay bir organizasyondur. Collegiality, yani meslektaşlar örgütü kavramı üniversite yönetimi hakkında bir fikir verir sanırım. Uzmanlığa, bilimsel disiplinlere önem veren, onları ön plana çıkaran aşağıdan yukarı bir yönetim modelidir kanımca. Bu yönetim tarzında akademik birimler ön planda ve bilimsel özerklik odak noktasında olmalıdır.”
Seçim, akademik performansı arttırıyordu
“Peki, “Rektör atamaları nasıl olmalı?” derseniz…” diyen Ergüder, şöyle devam etti: “Seçim olmazsa olmaz demiyorum. Ancak incelenirse hem Boğaziçi Üniversitesi’nde hem de ülkemizin birçok üniversitesinde rektörlerin seçim ile belirlendiği dönemlerde akademik performansın çok arttığı görülecektir. Rektör belirlenmesi konusunda dünyada çok sistem var. Seçim veya atama, hepsinin ortak yönü sürecin şeffaf olması ve üniversitenin paydaşlarının şu veya bu şekilde sürece dahil olmasıdır. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki hassasiyet bu kurumda seçimlerin uygar bir şekilde ciddiyetle yapılmış olmasıdır ve üniversitenin akademik performansı ile yakından ilişkili olmasıdır. Rektör seçimlerinin işlediği dönemlerde Boğaziçi Üniversitesi’nin akademik performansı uluslar arası düzeyde yükselmiş kurumun tanınırlığı artmıştır. Artık Boğaziçi akvaryumu mu dersiniz, yaşam alanı mı dersiniz bu çok özel kültür etrafında hassasiyet ve dirençle paydaşların birleşmesini güçlendiren ilginç bir olgu daha var. Birey ve özerkliği vurgulayan bu kültürün toplumumuzda pek anlaşılıp benimsenmemesi.”