Transparency International Yönetim Kurulu Üyesi Oya Özarslan, “Dolaylı vergilerle geliri ne olursa olsun herkesten eşit şekilde vergi alınması adaletsizlik” dedi.
Türkiye’de bütçe açığının karşılanması için Katma Değer Vergisi (KDV), Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve harçlara getirilen yüksek zamlar sonrası vergi adaleti tartışması bir kez daha gündemde. Sıkça getirilen vergi afları, bazı sektörlere ve şirketlere uygulanan vergi istisnaları ve vergi kaçıran şirketlere rağmen bütçenin en büyük kalemini, vatandaşların gelirine bakılmaksızın harcamaları üzerinden eşit alınan dolaylı vergilerin oluşturması vergi adaleti tartışmalarını da beraberinde getiriyor. Uzmanlar iğneden ipliğe binlerce ürünün fiyatında artışa neden olacak vergi zamlarının adaletsizliği pekiştirdiği görüşünde.
Halka fatura ediliyor
VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Uluslararası Şeffaflık Örgütü Türkiye Kurucu Başkanı ve Transparency International Yönetim Kurulu Üyesi Oya Özarslan, devletin kurumlardan toplamakta yetersiz kaldığı vergilerin yükünü halka fatura ettiği görüşünde. Özarslan, “2022 yılında Türkiye’de toplanan vergi gelirlerinin yüzde 13,6’sı gelir vergisi, yüzde 19’u kurumlar vergisi, yüzde 3,2’siyse servet vergisi. Geriye kalan yaklaşık yüzde 65’lik kısım KDV, ÖTV, damga vergisi, harçlar gibi dolaylı vergilerden oluşuyor. Bu vergileri toplamak dolaysız vergilerden çok daha kolay, çünkü doğrudan tüketim üzerinden, ürünlerin satış bedeline yansıtılarak alınıyor. Burada büyük bir adaletsizlik söz konusu. Gelir ve sermayeden alınan dolaysız vergiler yeterince toplanamazken, dolaylı vergilerle geliri ne olursa olsun herkesten eşit şekilde vergi alınması adaletsizlik” dedi.
Kayıt dışılık oranı azaltılmalı
Dolaylı vergilerin daha yüksek olduğu bir sistemin her zaman için adaletsiz olduğunu söyleyen Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) Strateji Geliştirme Dairesi eski başkanı ve yeminli mali müşavir Nazmi Karyağdı, “Türkiye’de 1980’de yüzde 65-70 oranında gelir ve kurumlar vergisinin toplandığı bir vergi kompozisyonu söz konusuydu. Bugüne gelinen süreçteyse bu durum tam tersine döndü. Sadece bugünkü vergi artışlarıyla değil 80’li yıllardan bu yana getirilen uygulamalar çerçevesinde vergi adaleti zedelenmiş oldu” dedi. Karyağdı şirketlere tanınan vergi istisnalarına da mevzuatta düzenleme getirilmesi gerektiğine değinerek, “Yapılan hesaplamalara göre Türkiye’de kayıt dışı ekonomi seviyesi yüzde 30-35 civarında. Vergi adaletinin sağlanması için yapılması gerekenlerden biri kayıt dışılık oranını azaltmak” dedi.
En büyük sorun beslenme ve barınma
Vergi adaletsizliğinin ekonomik ve sosyal politikalarla da yakından ilgili olduğunu söyleyen Özarslan, Türkiye’de mücevherat, yat, kotra gibi lüks ürünlerde ÖTV olmamasını da eleştirdi: “Türkiye’deki toplumsal kesimlerin en büyük sorunu artık beslenme ve barınma sorunudur. Eğer toplumun büyük kısmını oluşturan dar gelirlileri dikkate alan bir ekonomi politikası olsaydı buradaki vergi oranlarının düşürüldüğünü görürdük. Ancak dar bir gruba yönelik gemisi olan zenginlerin kotra vergilerinin düşürülmesi ya da sıfırlanması gibi uygulamalarla karşılaşıyoruz.”
Haber Merkezi