Hayatımızın her alanına düzenlemeler getiren Kur’an-i Kerim’in dört esas unsuru vardır.
Kur’an’daki anasır-ı esasiye ve Kur’an’ın takip ettiği maksadlar; tevhid, nübüvvet, haşir, adalet ile ibadet olmak üzere dörttür der Bediüzzaman Said Nursi, İşarat-ül İcaz tefsirinde.
Bu unsurlar; Kur’an’ın surelerinde, âyetlerinde, kelâmlarında, hattâ kelimelerinde bile açıkça sarahaten veya işareten bulunmaktadır. Kur’an-ı Kerim Hz. Adem’den bugüne akla gelen şu soruları cevaplar:
Ben neyim? Nereden geliyorum? Nereye gidiyorum? Bu dünyada işim nedir?
Bununla birlikte içinde harika bir şekilde çok çeşitli konular vardir. İnsan ve insanın vazifesi, kâinat ve Allah, sema ve yeryüzü, dünya ve âhiret, geçmiş ve gelecekle ilgili konuları bir arada anlatırken; insanın nutfeden yaratılış aşamasından, kabre girinceye kadar geçirdiği süreç...
Kaza, kader gibi konulardan, rüzgârların esmesindeki vazifelerine kadar. Allah’ın insanın kalbine ve iradesine müdahalesinden tut, bütün semavatı kudret elinde tutmasına kadar. Depremler, musibetlerden, kiyamette yıldızlarının düşüp fezada dağılmasına, dünyanın imtihan için açılma aşamasından kapanmasına kadar... Kalu bela hadisesinden, kabirden, berzahtan, haşirden, köprüden tut, Cennet’e, ebedi saadete kadar hayat yolculuğunu anlatıyor.
Geçmiş asırlarda yaşanan hadiselerden, Hazret-i Âdem’in bedeninin yaratılışından, iki oğlunun kavgasından, kardeşinin cesedini ne yapacağı konusunda kararsız kalan oğlun, bir kuştan ilham almasına kadar. Hz. Nuh ve tufandan, geminin nerede durduğuna, kavminin içinde kaç yıl kaldığına kadar. Firavun kavminin başına gelen imtihanlardan, firavunun denizde boğulmasına, bedeninin ise çürümediğine kadar. Pek çok peygamberin hayatından kesitlerden, maddi manevi örnek alınacak mucizelerinden, yaptıkları dualara kadar. İbadetlerin esaslarından, toplum düzeni ve adaletin nasıl sağlanacağına kadar, bütün önemli meseleleri açıklıyor.
Bunlarla tevhid, nübüvvet, haşir, adalet ile ibadet esaslarını anlatıyor. Geçmiş, gelecek zamanları; şimdiki zaman gibi beyan ediyor. “Nasıl bir usta, bina ettiği ve idare ettiği iki haneden bahseder. Programını ve işlerinin liste ve fihristesini yapar. Kur’an dahi, şu kâinatı yapan ve idare eden ve işlerinin listesini ve fihristesini -tabir caiz ise- programını yazan, gösteren bir zâtın beyanına yakışır bir tarzdadır.”
Hakikat ehli insanlar arasında şöyle bir söz vardır: “İstediğin herşey için Kur’an’dan her ne istersen al.”
Kâinat mescid-i kebirinde Kur’an kâinatı okuyor! Onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım, hidayetiyle amel edelim ve onu vird-i zeban edelim. Evet söz odur ve ona derler. Hak olup, Hak’tan gelip Hak diyen ve hakikatı gösteren ve nuranî hikmeti neşreden odur. (Sözler, Yedinci Söz)
Kur’an Kerim’in nasıl bir mucize olduğunu anlatan “25. Söz”den istifade duasıyla.